Bölüm 23

5.3K 193 19
                                    

Giray ve Elisa YALIN

Bir adam sevmiştim. Sonun nereye çıkıcağını bilmeden. Ne kadar yara alacağımızı, ne kadar kırılıcağımızı, ne kadar üzülüceğimizi bilmeden. Öylesine kapılmıştım ona. Sevdiğim adamın kalbine tekneyle açılmıştım. Ya büyük dalgalar arasında yok olacaktım. Ya da sakin denizinde onunla birlikte kalacaktım. Ama şunu biliyordum ki o deniz bir gün büyük dalgaları arasında beni yok edecekti.

Göz kapaklarım bana ihanet etmek üzereyken yerimden kalktım. Elimi yüzümü yıkayıp uykumun açılması için elimle enseme su çaldım. Vücudum soğuk suyla temas ettiğinde ürpersemde uykum açılmıştı. Odaya girdiğimde Meriç'e baktım. Vurulmasını geçtim bir de hasta olmuştu. Ateşi bir yükseliyor bir düşüyordu ve bu benim endişelenmem için yeterli bir sebebti. Yan tarafında duran dereceyle tekrar ateşini ölçtüğümde 37° derece olduğunu görmüş ve rahatlamıştım. Şuan için ateşi yoktu ve bu iyi bir şeydi.

Aşağı indiğimde gece saat 3 olsada Meriç için çorba yapmaya başladım. Yurtta kaldığımda Songül teyzeden öğrenmiştim bu çorbayı. Hasta olduğum zaman hep bu çorbayı yapıyordu. Hemen dolaptan malzemeleri çıkartıp çorbayı yapmaya başladım. Elimden geldiği kadar sessiz olmaya çalışıyordum çünkü Kenan babanın evindeydik hala. Çorbayı yaptığım da tabağa koyup bir tepsiye koydum. Yanına ekmek koyup yukarı çıktım. Şimdi en zor kızım Meriç'i uyartmaktı. Çorbayı komidine koyduğumda Meriç'e seslendim.

'Meriç.' mırıldanıp gözlerini açtığında gülümseyip dudaklarımı alnına bastırdım. Ateşi çıkmıştı yine.

'Güzelim gece gece napıyorsun' sesi hasta olduğunu belli eder tonda çıktığında suratım ifadesizleşmişti. Adama bak ya beni onu düşünüp uyumayım hatta bir de çorba yapayım bunun üstüne ama beyefendiyi uykusunda uyandırınca napıyorsun oluyor.

İçimden saydırdığımı sonradan fark edip sustum.

'Hayatım hastasın ve ateşin sürekli yükselip düşüyor. Şimdi biraz dik dur ve şu çorbayı iç. Ayrıca kalkarken omzuna dikkat et. ' Aras başını sallayıp yatakta oturur pozisyona geldiğinde çorbasını içirdim. Ateşini tekrar ölçtüğümde yükseldiğini görüp hemen soğuk ve bir havlu ayarladım. Omzunda yara olduğu için duş aldıramazdım ama ateşini bir şekilde düşürmek için bu yöntemi kullanabilirdim. Bir kaç havlu daha bulup aldığım da ıslatıp birini Meriç'in alnıma diğerlerinide koltuk atlarına koymuştum.

'Güzelim al şunları' sesi yorgun çıktığında kaşlarım çatıldı.

'Eğer bunlara katlanmam diyorsan seve seve doktor çağırabilirim Meriç' dediğimde başını sallamış ve bir daha konuşmamıştı. Ateşini düşürdükten sonra yanına uzanıp onu izlemeye başladım. Gözlerim artık dayanamayıp kapanmıştı.

*********

Sabah yüzümde gezinen ellerle gözlerimi açtığımda bakışlarım Meriç ile buluşmuştu. Gülümseyip burnumdan öptüğünde gülümsedim.

'Gözlerin kızarmış ve şişmiş bütün gece uyumadın demi' dediğinde başımı salladım. Meriç her ne kadar kaşlarını çatmış olsada bir şey dememişti.

Yataktan kalkıp yüzümü yıkadığımda beraber aşağı inmiştik. Dün geceye göre Meriç şuan daha iyiydi. Beraber bahçeye çıktığımızda Uras, abim ve Giray abiyi maç yaparken bulmuştuk. Aden, Elisa ve kucağında küçük Mira Kenan baba ile oturmuş onları izliyordu. Hepsi mutluydu. Herkes dün yaşanılanları unutmuş gibiydi.

Meriç'e baktığımda ise gözlerimiz buluştu.

'Bugün için susuyorum ama en kısa zaman da dün neler olduğunu anlatacaksın' dediğimde Meriç'in kaşları yukarı kalkmış ve gülümsemişti.

'İşte benim kadınım' deyip alnıma bir öpücük kondurduğunda yanımdan ayrılmış ve abimlerin yanına gitmişti. Onun bu haline gülümseyip Aden'lerin yanına oturdum. Küçük Mira'yı sevmeye başladığımda minik gülümselerinden bana bağışlamıştı.

'Lina' Kenan babanın sesi ile ona döndüğümde bana gülümseyerek baktığını gördüm.

'Efendim Kenan baba'

'Eline bebekte çok yakıştı kızım. En kısa zamanda Meriç'le evlenip bana da bir torun daha verin' dediğinde tükmüğüm boğazıma kaçmış ve öksürmeye başlamıştım. Aden ve Elisa benim bu halime gülerken ben tükmüğü ile boğulan ilk gerizekalı olma yolunda emin adımlarla ilerliyordum. Aden bir bardak su uzattığında hemen içtim. Biraz da olsa kendime geldiğimde Kenan babaya bakıp gülümsedim. Kenan babanın söylediğini şuana kadar hiç düşünmemiştim. Meriç'le evlenmek aklıma gelmemişti hiç. Ben küçükken bile hayal kurmamıştım ki. Sevdiğim adamla evlenip çocuk yapma hayalleri bana hep uzaktı. Hayata karşı daha gerçekci olmalıydım bir kere. Ve hayal kurmak benim hayatımda yoktu.

Ama Kenan babanın sözlerinden sonra aklıma dolan düşüncelere de engel olamamıştım. Meriç ve benim evlenmem olabilirdi. İkimizde birbirimizi seviyorduk bir kere. Ama ben böyle bir hayatın içine bir çocuk getirmeyi düşünmüyordum. Meriç'in de çocuk istediğini düşünmüyordum. Ama eğer bir çocuğum olursa onu en güzel şekilde büyütüceğimdende emindim. Benim yaşadıklarımı onun yaşamasına izin vermeyecektim. Meriç ve ben anne ve babamızı kaybetmiştik. Kaybettiğimiz şeyleri de çocuklarımıza yaşatmamaya çalışacağımızı düşünüyordum. Çünkü biz onun acısını en iyi bilenlerdendik.
Meriç ve abimler nefes nefese yanımıza geldiklerinde gülümsedim. Hemen yanımızda ki sandalyelere kurulduklarında bende düşüncülerimden kurtuldum.

'Hadi bakalım kızlarım siz şöyle güzel yemekler yapın. Bu hergelelerde yıkansın. Mira'ya da ben bakarım. ' Kenan babanın sözlerinden sonra ayağa kalktığımızda Meriç'in sözleri ile gülümsemeden yapamadım.

'Onları kızım bize hergele. Dış kapının mandalı olduk yeminle lan kalkın duş alalım'

'Meriç omzuna dikkat et. Oyun oynarken de zaten çok fazla hareket ettirdin' dediğimde başını sallayıp öpücük attı.

Aden'ler mutfağa geçtiğimizde yemekleri bölüşüp hazırlamaya başladık.

'Lina' Elisa'ya baktığımda bana bakıp.
'Meriç ile evlenirsin onu geçtim de çocuk yapma fikri sana nasıl geldi. Kenan baba sorunca ister istemez beynimde bu soru yankılandı.

'Aslında bakarsan bu dünyaya bir çocuk getirmek istediğimden emin değilim. Ama Meriç ile bir çocuğumuz olursa da ona en iyi şekilde annelik yapmaya çalışırım. Benim yaşadığım şeyleri yaşamasını istemem'. Dediğimde Elisa gülümsemişti.

'Bende böyle düşünmüştüm.' bende gülümsedim.

'Ben Meriç'in çocuk istediğinden emin değilim ama.' dediğimde ikiside kaşlarını çatıp bana baktı.

'Saçmala Lina. Meriç senin aşkına ölüp duruyor. O mu çocuk istemeyecek. Onun hayallerini ben bilirim. Onun tek derdi sendin. Seninle güzel bir gelecek istedi hep.' Aden'e bakıp başımı salladım.

'Tamam her neyse ya. Daha evlenmeden çocuk düşünür olduk' dediğimde ikiside gülümseyip başlarını salladılar.

Akşam yemekleri hazır olduğunda sofrayı da kurmuştuk. Hep beraber masanın etrafında toplandığımızda gülümsedim. Kocaman bir ailem olmuştu. Bundan daha fazla ne isteyebilirdim ki.

Meraba arkadaşlar. Bölüm geç geldi farkındayım ama yarın için size bir süprizim var. Beklediğiniz bölüm yakında geliyor.

Ayrıca kitabın ismini değiştirmek istiyorum ve kitabım yeni ismi ile bana fikirler verirmisiniz. Aranızda kitap kapağı yapacak kişiler varsada bana burdan ya da özelden mesaj atabilir mi?

Ayrıca Miraç ve Aden'in hayatını yazmaya başladım. İlk bölümü yazdım bile. Ve onun için de sizden kitap ismi alabilirmiyim.

Sanırım kitaplara isim verme özürlüsüyüm. Bir türlü isim bulamadım. Hiçbiri içime sinmiyor. Sizin fikirlerinizi merak ediyorum.

AŞK İZİ  जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें