Bölüm 31

4.6K 175 44
                                    

Meriç Arslanoğlu

Ben ölüyordum...

Yorulmuştum artık.  Hayat yıpratmıştı bedenimi.  Ruhum benliğimin arkasına saklanmıştı. Duygularım yok olmuştu. Hep bu son bitti dediğimde daha büyük engellere takılmış ve daha büyük daha acılı bir darbe yemiştim. Bir umutla, tam kurtulumdum derken attığım her adımla boşluğa düşmüştüm.   Hepsi hüsranla biten yolları seçmiştim.  Sonunun hiç var olmuycağınu bile bile içimde ki bu umutu hiç bitirmedim.   Hiç vazgeçmedim... Ama çok yıprandım.  Şimdi bir anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğmak isterdim. Ama ben zaten bu hayatta yok olmayı seçmiştim.  Şimdi yeniden doğsam da artık bir anlamı yoktu. Kendi sonumu kendim yazmıştım.  Şimdi hayatım bir uçurumun kenarında vereciğim tek bir karara bağlıydı. 

Ambulansın sesi kulaklarımda yankılanırken hala ellerini bırakmadığım kadınımın solgun yüzüne bakıyordum. 

'Hastanın nabzı düşüyor' hemşire sevdiğim kadının başında bir şeyler yaparken hiç birşey yapamadığıma lanet ettim.  Ambulans durduğunda bir hızla ambulanstan indirilen meleğim.  Ameliyat yazan kapıdan geçmişti.  Bırakmadığım elleri ellerim arasından kaymıştı.  Olduğum yerde dizlerim üstüne düşerken ağladım. 

'Lütfen meleğim bırakma beni' sesim çaresizliğin boyut bulmuş hali gibiydi. Omzuma dokunan elle sahibine baktığımda kızarmış gözlerle bana bakan Miraç'a çöktüğüm yerden kalkıp sarıldım. 

'Canım acıyor.  Şimdi daha iyi anlıyorum aşkın ne demek olduğunu.  Ben onu hep sevmiş ve özlemişim. Ama hiç acısını çekmemişim be abi' Meriç sırtıma vurup geri çekildiğinde gözlerinden akan yaşı sildi.

'Kendine gel lan.  İyileşicek benim kardeşim.' dediğinde başımı salladım. İyileşicekti benim meleğim. 

Ellerimde sevdiğim kadının kanının izleri dururken yok olmak istedim. Koruyamamıştım onu.  Sevdiğim kadın benim için hayatından vazgeçerken ben salak gibi hiçbir şey farketmemiştim. 

'Koruyamadım onu' Kenan baba yanıma gelip omuzlarımı sıkarken ağladım.  Nikah salonundan bu yana durmayan göz yaşlarım yine akmaya başlamıştı. 

'Kalbim acıyor.  Nefessiz kaldım, güneş yerini karanlığa bıraktı.  Yıldızlar aya küstü parıldamıyorlar artık.'  boş kolidorda başımı duvara yasladım.  3 saat geçmişti ve ameliyathaneye ne giren vardı ve ne de çıkan. 

Duvarlar üstüme gelirken nefes alamadım bir an.  Nefesim daralmıştı. 
'Bir şey oldu ona' olduğum yerden kalkıp ameliyathanenin kapısına vurdum. 

'Miraç bir şey oldu ona' Giray kollarımdan tutup beni durdurmaya çalışırken kollarından çıkıp o ameliyathaneye girmek istedim. 

'Abii bir şey oluyor ona.  İnsan kalbini hissetmez mi?  Hissettim abi.   Bir şey oluyor' dediğimde açılan ameliyathane kapısından çıkan doktora baktım.

'Hastanın geldiğinde durumu ağırdı.  Başarılı bir ameliyat oldu ama daha önce geçirdiği beyin ameliyatı ve aldığı ilaçlardan dolayı bedeni yorgun düştü.  Yoğun bakıma aldık.  Her hangi bir atağa karşı' dediğinde durdum. 

'Başka bir şeyi var' dediğimde doktor başını sallamıştı. 

'İç kanama geçirme ihtimali yüksek.  Eğer iç kanama gerçekleşirse hasta ikinci bir ameliyatı kaldı salayabilir. ' doktorun ağızından çıkan her bir kelime kalbime saplanırken acısı bütün bedenime yayılmıştı.  Nefesim durmuş, gözlerim bulanıklaşmıştı.

'Görebilirmiyim?'

'Malesef Meriç Bey.  Hastanın yanına şuan kimseyi alamayız'  doktor yanımdan giderken yoğun bakımın olduğu yere yöneldim.  Sevdiğim kadına camdan baktığımda gözümden bir damla düştü. 

AŞK İZİ  Where stories live. Discover now