Bölüm 46

3.5K 136 18
                                    

Hayat bazen yalnızlar şehridir. Yürüdüğün her yol, saptığın her sokak seni yalnızlağa sürükleyen adımlarındır. Yanında milyonlarca insan olsada içlerinden biri sadece seni ilgilendirir. Kalbini hızlandırır. Nefesini keser. 

Sevdiğim adam gözlerimin içine bakarken gülümsedim. Ayağa kalkıp bir adım attığımda duraksadım. Doğru mu yapıyordum bilmiyordum. Ama yanlış yapıyorsamda bu yaptığım en güzel yanlıştı. Sevdiğim adamın kollarını açması ile koşup sarıldım. Kolları beni sım sıkı sararken boynuna doladığım kollarımı biraz daha sıklaştırdım.

'kıyamadın demi bana'  dediğinde gülümsedim. Kıyamamıştım daha fazla üzülmesine. Ayrıca Kıyamamıştım bize. Daha fazla katlanamazdım ki onsuz olmaya. O kadar çok işlemişti ki içime. Onsuz nefes alamaz hale gelmiştim.

'Hiçte bile sırf rezil olma diye sarıldım. Yoksa affettiğim falan yok' yüzümü ciddileştirip baktığımda gülümseyen yüzü bir anda soldu. Bir çocuğun elinde şekerini alırsın yaa hani onun gibi durgunlaşmıştı.

'Olsun. Sarıldınya bu da yeter' dediğinde burukça gülümsedi. Ben ise sadece sarılmam ile yetinecek kadar beni seven bu adamı düşündüm. Beni kırmamak için elinden geleni yapıyordu aslında ama bazen sinirlerine engel olamıyorum. Etrafından ki herkese zarar veriyordu. En çokta kendine.

'Meriç' kahverengi gözleri mavi gözlerimi bulurken uzanıp dudaklarına öpücük kondurdum.

'Affettim' gülümseyip elimi tuttuğunda oturduğumuz masaya gidiyoruz anlamında el hareketi yaptı.

'Nereye gidiyoruz'  belimden tutup biraz daha kendine çektiğinde saçlarımı öptü.

'yalnız kalıcağımız bir yere' dediğinde gülümsedim.  Vale arabayı getirirken hava estiği için Meriç'e biraz daha yaklaştım.

Gelen araba ile Meriç valeye arabanın anahtarını alıp geçti. Ön kapıyı açıp bindiğimde emniyet kemerimi taktım.

Kısa bir yolculuğun ardından bir tepeye geldiğimizde arabadan indik.

' niye buraya geldik' 

'Yalnız kalmak istedim' dediğinde gülümsedim. Meriç arabadan minder çıkarttığında güldüm.  İkisini yere serip üzerimize battaniye getirdiğinde oturdu. 

'Hadi güzelim' yanına gidip kolları arasına girdiğimde sarıldım. Battaniyeyi üzerimize örttüğünde başımı göğsüne koydum.

Meriç bir süre sonra dizime yattığında gülümsedim. Ellerim saçlarına kaydığını kumral saçları ile oynamaya başladım. 

'Şiir okur musun?'  kahverengi gözleri gecenin karanlığına karışırken başımı salladım.

İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım

Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından

Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından

Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar

Şu aranıp duran korkak ellerimi tut

Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım

İnecek var deriz otobüs durur ineriz

Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya

Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum

Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun

AŞK İZİ  Where stories live. Discover now