Bölüm 19

5.5K 251 39
                                    

Sustuğum şeyler var; hiç konuşmadıklarım. Ve içimde kaybolup giden insanlar... Eskisi kadar kafama takmasam da bazı şeyleri; Bazen yine de içimin almadığı haksızlıklar...

Bedenim hala zangır zangır titrerken karşımda krizler geçirmeme sebep olan bu adam Meriç tarafından yere savrulmuş ve yüzüne hadi hesabı olmayan yumruklar yüzüne inmişti bile.  Ağızımı açıp tek kelime edemiyordum. 

'Şu şerefisizi depoya götürün' Meriç'in sesi kulaklarıma dolarken abimin beni kendine çekmesine karşı çıkmadım. Başımı göğsüne yasladığında saçlarımdan öpüp sakinleştirmeye çalışıyordu.

'Kimdi Meriç o şerefsiz' abimin Meriç'e yönlendirdiği soru ile ona baktığımda onun çatık kaşları bana döndü.

'Lina'yı yurtta kaldığı zaman rahatsız eden adam' dediğinde gözlerimi kapattım.  Abimin kasılan kollarını hissederken

'Ne demek lan bu' diye kükremesi ile yerimde sıçradım.  Meriç beni kendi kollarının arasına çekip abime baktı.

'Sonra konuşuruz bunları Miraç.' abim başını salladığında siniri hala yüzünden okunabilicek kadar güçlüydü.

'Biz gidelim. Mesaj attığım depoya gelirsin' demişti.  Ben ise o kadar kopmuştum  ki şuan hayattan güçsüz bedenim Meriç'in kolları arasına yığılmıştı. Meriç beni kucağına aldığında ellerimi boynuna doladım ve o kokunun kaynağına başımı koymuştum. 

Dışarı çıktığımızda vücuduma çarpan soğuk hava ile biraz da olsa kendime gelmiştim. O adamı görmek hayatımı mahvediyordu. Bana zarar veriyordu.
'Güzelim' Meriç beni yere indirip yüzümü ellerinin arasına aldığında alnıma bir öpücük kondurdu.

'Ben yanındayım her zaman da yanında olucam. Ben varken sana zarar gelmesine izin vermem güzelim' gözlerimden akan yaşları silip Meriç'e sarıldım sıkıca. 

'Beni hiç bırakma olur mu?' Meriç belimdeki ellerini sıklaştırıp başını boynuma gömdüğünde kokumu içine çekti. 

'Seni bırakmam güzelim. Seni asla bırakmam' Meriç'in sözleri biraz da olsa kendimi iyi hissetmeme sebep olmuştu. Dudakları dudaklarımı yine esir alırken dudaklarıma ona teslim etmiştim. Bu öpücük tıpkı Amerika'da beni öptüğü o öpücük gibiydi.  Bir o kadar sert  bir o kadar da tutkuluydu.

Meriç ile eve geldiğimizde bana baktı.

'Eşofmanlarını giyip alt kata gel' kaşlarım çatıldığında  bana gülümseyerek bakıp aşağı indi.  Bende dediğini yapıp eşofmanlarımı giydiğimde alt kata onun yanına indim. 

Spor eşyaları ile dolu bu odanın bir kenarında ring vardı. Meriç üzerine giydiği siyah tişörtü ile kaslarını belli ederken onun yanına gittim. 

'Napıcaz' dediğimde beni hiç dinlemeden elindeki sargıyı elime sardığında boks eldivenlerinide takmıştı.

Sonra tek kelime bile etmeden bedenimi bedenine çektiğinde kollarını belime dolamıştı.

'Bir daha karşımda sakın o şekilde durma.  Benim kadınım güçsüz değil.' dediğinde gülümsedim.

''Şimdi bana boks dersimi vericeksin' başını salladığında beni kendinden ayırıp ringe çıkarttı. Duruş pozisyonunu gösterip bir adım geriye gittiğinde hareketleride göstermeye başlamıştı. 

Bir süre sonra bütün vücudum iflas etmişti. 

'Meriç yeter' Meriç benim bu halime gülerken ben kendimi yere atmıştım bile.  Bu kadar spor benim için fazlaydı. 

'Kalk ayağa' Meriç'in isteği ile kalktığımda gülümseyip bana baktı.

'Benim bir işim var güzelim. Sende duş alıp uyusan daha iyi. Bugün çok yoruldun. ' dediğinde başımı salladım.  Meriç'in yanından ayrılıp odaya çıktığımda sıcak bir duş aldım. Üzerime  polarlı eşofman takımımı giydiğimde aşağı indim. Kendime sıcak bir kahve yapıp salona geçtim. Bir süre boş boş zamanın geçmesini beklediğimde kapının açılma sesini bile duymamıştım.

'Lina' oturduğum yerden kalktığımda ona baktım.  Sert yüz ifadesine eklenen yorgunluk onun yakışıklı yüzünde hiçbir etki etmemişti. 

'Hoşgeldin' dediğimde başını sallayıp yukarı çıktı. Bu tavrı ne kadar garip gelsede sorgulamamaya karar verdim.  Bende kendi kaldığım odaya gittiğimde yatağıma cenin pozisyonuna gelip gözlerimi kapattım. Bütün yaşanmışlıklarım yorgun bedenimin arkasına saklandığında kendimi karanlığın içinde ki o huzura bıraktım. 

Meriç Arslanoğlu

Yaşanmışlıklar. İçimde kaybolan,  içimizde kaybolan bitmeyen acılar. Yalan sözler, boş hayaller.  Ve bunların ardında acı bir hayat. 

Sıcak bir duşun ardından Lina'nın kaldığı odaya geldiğimde içeri girdim. Yatağında cenin pozisyonunda yatan kadınımın yine bütün hayatının ardındaki o duvara saklandığının kanıtıydı.  Yanındaki boşluğa oturduğumda o güzel yüzünü inceledim. 

Hayatıma girdiğinde o kadar küçüktüm ki.  Çocuk aklıma onu sevdiğimi bile anlamamıştım.  Sadece her hafta yurttan kaçıp onu görmek istiyordum. Sonra ise onu sevdiğimi anladım. Her hafta kaçıp onu görmemin sebebi bu mavi gözlere delice aşık olduğumdu.  Yaşadığım herşeye rağmen her hafta onu görmeye gelmiştim. 

Şimdi ise meleğim tam karşımda duruyordu.  Tam istediğim gibi benim evimde benim yanımdaydı. Yanındaki boşluğa uzanıp kollarımın arasına aldığımda başını göğsüme koydu. 

'Meriç sana bir gerçek söyleyim mi? '  kaşlarımı çatıp ona baktığımda uykulu gözleri ile bana bakan meleğime baktım. 

'Çok güzel kokuyorsun' dediğinde başını boyun girintime koydu. Onun bu haline gülümseyip mümkün olduğu kadar bedenini kendime çektim. 

'Senin kokun kadar güzel değildir eminim' dediğimde kollarını belime daha sıkı doladı.

'Ve senin yanında kendimi güvende hissediyorum.  Bugün ilk defa o adamdan korkmadım. Çünkü abim ve seni görmüştüm.  Ama o adamın bana yaptıklarını hatırladıktan sonra vücudumun titremesine engel olamadım. '  yaptığı itiraflar karşısında saçlarıyla oynamaya başladım. 

'Uyu güzelim'  Lina'nın kollarım arasında ki bedeni ile kokusunu doya doya içime çektim. 

Düzenli nefes alışverişleri ile uykuya dalan meleğimin saçlarından öpüp gözlerimi kapattım. 

Benim içim yangın yeriydi.  Kül olmaya yüz tutmuş rüzgarla savrulup yok olmuş gibi hissettiriyordu. Sonra ise bir isim,  bir yüz ve bir ses.  Bir kibritle içimdeki yangını yeniden alevlendiriyordu.  Bu his bazen beni boğucak gibi hissettirsede aslında kendi içimde gerçekleşen bir duygu kıpırtısıydı. Ve bu duygu kendimi iyi hissetmeme neden olan tek duyguydu.

Ben yaşamayı unutmuş bir kıza aşık olmuştum. Kendi hayatından vazgeçmiş bir kıza aşık olmuştum. Ben başkası için savaşmayı göze alan bu kıza delicesine aşıktım. Her ne yaşadıysam yaşayım. Ne yaşarsa yaşasın ben onu sevmekten asla vazgeçmedim.  O benimdi.  O benim meleğimdi.  Ve hep benim olacaktı.  Şimdi kollarımın arasında olan bu kızı asla ama asla bırakmıycaktım.

Selam millet.  Bölüm nasıl.  Meriç'in ağızından bir bölüm. Sizce nasıldı. 

AŞK İZİ  Where stories live. Discover now