Bölüm 8

8.5K 320 117
                                    

Bu adamın resimlerine bakarken sizde de kalp krizi geçirme nedenleri gibi bir şey başlıyor mu? 

Küçük bir fısıltı ile uyandığımda gözlerimi açıp yüzünü bana yaklaştırmış Uras ile karşılaştım.

'Hala uyan artık' gülümseyip yanaklarından öpüp kalktığımda beraber uyuduğumuz için Meriç'in hala uyuduğunh gördüm. Kumral saçları dağılmış uyurken bile sert yüz hatlarından ifade vermemişti.

'Meriç amcamı uyandıralım mı? ' Uras'a dönüp baktığımda başımı iki yana salladım. Kucağıma alıp banyoya götürdüğümde yüzünü yıkadım. Aden'in çantasına koyduğu diş fırçası ile dişlerini fırçaladığında bende onu izlemeye başladım. Bana bakıp gülümsediğinde tekrar kucağıma alıp kokusunu içine çektim.
Bir günde Uras'a o kadar bağlanmıştım ki. Abimi hayatıma almıştım. Ve ameliyat olmayı kabul etmiştim.

Aşağı indiğimizde mutfak tezgahına Uras'ı oturttum. 

'Günaydın Lina Hanım' 

'Günaydın Sevda Hanım.  Rica etsem Uras'ın sütünü hazırlar mısınız? '  Sevda Hanım Uras'ın sütünü hazırlarken bende Meriç için bir kere yaptığım da sevdiği poğaçalardan yapıcaktım.

Dolaptan unu çıkartıp bir tane kap aldığımda gereken malzemelerin hepsini koyup hamuru hazırlamıştım.
'Hala napıyorsun'

'Meriç Amcan ve senin için poğaça yapıcam bitanem' o anda içeri giren Meriç bize gülümseyerek baktığında Uras'ın yanına tezgaha yaslanmıştı.

Hamurdan bir parça alıp elime yapışmaması için elimi biraz yağladıktan sonra yuvarlak şekline getirdim.  Kıymayı içine koyup şekild verdiğimde tepsiye yerleştirdim. 

'Hayır yaparken bir şey de yapmıyorsun.  Bu poğaçalar nasıl bu kadar lezettli oluyor' Meriç'e baktığında kaşlarını çatmış tepsiye dizdiğim poğaçaya bakıyordu. 

'Hmm bilemem o kadarını' gülümseyip tekrar önüme döndüğümde tekrar poğaçalara şekil verip tepsiye yerleştirmeye başladım.

'Uras koş bir yukarı çıkıp telefonumu getirir misin aslanım.  Kahvaltıya babanları da çağıralım' Meriç Uras'ı kucağına alıp aşağı indiğinde

'Bitanem koşmadan çık yukarı düşersin'

'Tamam hala' Uras mutfaktan çıktığında bende tekrar bir hamur parçası alıp kıymayı koyduktan sonra şekil verip tepsiye koydum. 

Belime sarılan ellerle vücudum gerilirken Meriç başını boyun girintime koyup derin bir nefes çekti. 
Bedenim bu hareketine daha çok kasılırken beni kendine çevirip alınlarımızı birleştirdi.  Gözlerini kapattığında derin bir nefes aldım.  Aksi takdirde nefessizlikten ölebilirdim.  Bu adam bana her sarıldığında nefesim kesilecek gibi oluyordum.

'Lina seni kaybedemem.  Şu beyninde tümör yüzünde ellerimden kayıp gitmene göz yumamam.' Meriç'in ne yaptığı ve ya ne düşündüğü konusunda bir fikrim yoktu. Bana neden bir iyi bir kötü davrandığını bilmiyordum. Belimde ki kollarını çekip arkamı döndüğümde Meriç'te tekrar tezgaha yaslanıp beni izlemeye başladığında yüzüm kızarmaya başlamıştı bile. 

'Meriç Amca' içeri giren Uras Meriç'e telefonunu uzatıp bana döndüğünde bacaklarıma sarıldı. 

'Hala daha bitmedi mi? '

Az kaldı bitanem.  Birazdan biter' kapta ki az kalan hamuru da bitirdiğimde fırını çalıştırıp tepsiyi fırına koydum.  Ellerimi yıkayıp Uras'ı kucağıma aldığımda odaya çıkmıştık. 

AŞK İZİ  Where stories live. Discover now