1x14- Dönüm noktası

1.4K 133 30
                                    

    

Müzik: Tracey Chattaway "Come Away With Me" (Kısık sesle melodi eşliğine okumanız tavsiye edilir.)

Sevgili Günlük - 24 Mart 2007  

Bugün hayatımın en büyük kararını almıştım. Memnundum aslında aldığım bu cesur karardan. Aslında aldığımız riskler değil midir hayatımızı şekillendiren ? 

Yat saatiydi, curcunalı bir ses orkestrasının ardından Mrs. Bethany'nin bağırtısıyla bu senfoniye son verilmiş ve herkesi susturulmuştu. Elindeki garip feneri ile tüm yatakhanleri gezdikten sonra kordiorun ucundaki koltuğuna oturdu. Bugün herkes yorgundu çünkü futbol turnuvası yapılmıştı. Ben forvettim ama arkadaşlarımın pas atmadan gol atma sevdaları yüzünden takımımız kaybetmişti. Ben de çok yorgundum ama yapmam gereken bir iş vardı. Doğum günümü kutlamak. Yurtta doğum günü kutlama gibi bir adetimiz yoktu. Noel'di bizim ortak ve tek doğum günümüz. Bunun sebebi çok açıktı, çünkü çoğumuz p**dik yetim ve öksüzdük yahut yetimhane önüne bırakılmıştık. 

Ben ise doğum günümü biliyordum. Rüyalarımda nedense hep trenin önünde beklerken yaklaşan trenin kapıları açıldığı anda bir ışık gözümü kör edercesine ortalığı aydınlatıyor ve birden ışık sönüyor tek bulabildiğim bomboş bir tren oluyordu. Ve o an gözüme bir şey çarpıyordu. Yerde altı yırtılmış tozlu bir takvim yaprağı vardı."İnsanın tek vazgeçilmezi, kader." yazısı vardı. Üstünde 24 Mart 20... (Kağıdın o kısmı yırtık) Bu rüyayı 5-6 defa görmüştüm. O günden beridir nedendir bilmiyorum ama 24 Mart benim doğum günümdü. Ya da ben öyle kabul ettirmiştim kendime.

Yatağımdaydım, kapkaranlıktı. Ses yoktu herkes çoktan uykuya dalmıştı. Fen dersinde elime geçen küçük ampule pil dokundurarak cılız bir ışıkla da olsa etrafı aydınlatmaya çalışıyordum. Yataktan kalktıp dolabıma gittiğimde oraya istiflediğim kakaolu ıslak kek, mum ve kibriti aldım. Yatağıma oturduğumda yaktığım mumu pakedini açtığım kekin üzerine diktim. Sonunda doğum günü hazırlığım bitmişti ve kendi kendime mırıldanıyordum. "İyiki doğdun Alan"

Birazcık mırıldandıktan sonra gözümü kapattım içimden bir dilek tuttum."Tanrım eğer oradaysan ve beni unutmadıysan bana beni sevecek bir aile, sıcaklığını hissedeceğim bir anne ver. Amen!" dedim ve mumu üfledim. 

6 yaşından beri bunu yapıyordum. Yalnız başıma bir kekin üzerine koyduğum bir mum ve buruk bir dua ile kendimi iyi bir aile bulacağım hususunda ikna etmeye çalışıyordum. Lakin her kutlayışımda umudumu içten içe yitirdiğimi hissediyordum. Bizim yurda nadiren evlat edinmek için aile gelirdi. Çoğu da eli boş dönerdi. Ama bu gün heyecanlıydım. İçimde tarif edemediğim bir duygu harmonisi vardı. Başıma yastığa koyduğumda nedense hemencecik uyuyuvermiştim ama uzun sürmedi, rüya görmüştüm.

   Rüyamda şu size bahsettiğim treni bekliyordum. Trenin gelmesini beklerken oradaki makinist kulubeyi kapattıktan sonra yanıma geldi"Az önce kaçırdığın son trendi" dedi. O an uyandığımda ilk aklıma gelen saate bakmak oldu. Hızla yatağımdan kalkıp saatin yanına gittim. 
   Saat 23:00'dü. Aman yarabbi uyuyalı iki saat bile olmamıştı. Ve o an içimdeki her ne ise serbest bırakmış treni kaçırmamam gerektiğini söylüyordu. Belki de Tanrının bir işaretiydi. Aklıma o an gelebilecek en son ve en çılgınca fikir gelmişti: "Yurttan kaçmak". Neler düşünüyordum ben böyle. Kalbim bu düşüncenin sarhoşluğuyla bir o yana bir bu yana küt küt atıyordu. Ve bu fikri delicesine arzuluyordum. Ama bir sorun vardı: "Nasıl ? Nasıl yapacaktım ?". Ancak bu soruyu pek fazla kurcalamadım. Yine hızlı adımlarla dolabıma yürüyordum. Aklıma koymuştum kaçacaktım. Dağınık dolabımdaki malzemeleri çantama yerleştirmeyi başarmıştım. Yine hızlı adımlarla çantamı sırtıma almış elimde bitmek üzere olan mum ile yatakhanenin kapısını açtım. Her şey istediğim gibi gidiyordu. 

Ama asıl macera yeni başlıyordu. Kapıyı yavaşça araladım Mrs. Bethany koridorun ucundaki koltukta oturur vaziyette her zamanki gibi uyuyakalmıştı. Yavaş adımlarla önünden geçiyordum ki bir ara uyanacak gibi oldu ve endişelendim lakin korkulacak bir şey yoktu, uykusunda sayıklıyordu. Yavaşça merdivenlerden aşağıya indim. Az kalsın elimdeki mumla beraber düşüyordum. Aman yarabbi! felaket olurdu. Neyseki en alt kata inmeyi başarmıştım. Girişteki sağ odadaki bekçi uyuyordu. Yavaşça ayakkabılığa gittim ve dolaptan ayakkabamı aldım. Mumu söndürmek zorunda kaldım yoksa bir yerimi yakacaktım. Ayakkabıyı o karanlıkta ne kadar bağlayabildiysem bağladım. Tanrıya şükür yurdun kapıları camdan olduğu için dışarıdaki sokak lambasının ışığı işimi iyi kötü görüyordu. Kapıyı açtım ve merdivenlerden inmeye başladım ki başlamamla düşmem bir oldu. 

Loş ışıkta doğru düzdün bağlayamadığım bağcıklar az daha sonum oluyordu. Düşmem biraz sesli olmuştu ki yurdun girişinde ışık yakıldı. Kahretsin, yüz bin kere kahretsin! düşmem yetmiyormuş gibi bekçiyi de uyandırmıştım. Hemen doğrulmaya çalıştım dizim kanamıştı, elim yara bere içindeydi ama tabi o eller olmasa kafam gözüm yarılmıştı. Kalktım ve hemen sekerek de olsa merdivenlerin sağına yürüyüp eğildim esnada bekçi kapıyı açtı ve elindeki fenerle sağa sola bakındı. Gözlerimden sessizce yaşlar süzülüyordu. Biraz bakındıktan sonra aşağıya bakmayı akıl edemedi. Herhalde uyku sersemliğinden farketmemişti. Bekçi içeri girip ışıklar sönene kadar bekledim. Ucuz atlatmıştım. Geri ayağa kalktım ve bağcıklarımı tekrar daha dikkatlice bağladıktan sonra topallayarak yurdun bahçesine yürüdüm. 

Bir elimde bitmeye yüz tutmuş pil ve ampul diğer bir yandan gözlerimi silmeye çalışmam öbür yandan sırtımda çanta. Ne perişanlık ama!  Ve en sonunda bahçenin kenarına vardım. Önümde yüksekçe bir tel engeli vardı. Yara ayağımla zor da olsa telleri tırmandım ve yavaşça indim ama boyum kadar bir mesafeden atlamak zorundaydım. İçimden "Tanrım bana yardım et" der demez atladım. Özellikle sağ ayağım yara olduğu için sol ayağımın üstüne atlamıştım. Yine de canım acımıştı. Her şey rağmen bir an tellere döndüm ve baktım. Zor olmuştu ama "Başarmıştım" ta ki gerçeğin soğuk yüzüyle karşılaşana dek.

(Eğer bölümü beğendiyseniz, yorum ve oy atıp romanıma destek olabilirsin.)

DÖRT HAYAT Wattys2017Onde histórias criam vida. Descubra agora