1x3- Freddy'nin kabusları

3.7K 252 65
                                    


Müzik: Jorge Méndez - "Cold"
(Kısık sesle melodi eşliğinde okumanız tavsiye edilir.
Annemin çığlığıyla uyanmıştım. Hemen yatağımdan kalktım ve koşarak odamdan çıktım. Ses yatak odasından geliyordu. Babam yatak odasındaki annemin mücevherat kutusunu elindeki torbaya boşaltıyordu. Annem engel olmaya çalışsa da babam onu kenara itti ve kendi evini soymaya devam ediyordu. Annem tam o sırada eline aldığı vazoyu babamın başına geçirdi. O an donakalmıştım. Sadece uzaktan izlemekle yetiniyordum. Babam kısa bir süreliğine biraz ileri geri afalladı. Sonra hemen kendine geldi. Öfkelenmişti ve "Lanet olası kaltak seni!" diye bağırıp belinde silahı çıkarttı. Bu silah da nereden çıkmıştı. Silahı belinin arkasına koymuş, üzerine de kıyafeti çektiği için silah belli olmuyordu. Telaşlanmıştım hemen var gücümle yine aynı şeyi yapmış babamın önüne geçecektim ki.. "Bumm!" silah ateş aldı. O anı aklımdan hala çıkartamam. Annem göğsünden vurulmuştu. Kurşunun saplanmasıyla yere yığılmıştı. Hemen arkamı dönüp "Annee!" deyip küçücük kollarımla yakalamıştım annemi. Kollarımdaydı, her yer kan olmuştu. Elimle göğsüne baskı yapıp kanamayı durdurmaya çalışıyordum. Babam denecek hayvan bir süre donakaldı ve sonrasında panikleyip kaçtı. Annem ve ben vardık sadece. Göz yaşlarım elimi ıslatıyordu. Bir şeyler söylemeye çalışıyordu annem. "Yorma anne kendini!" diyordum."Şşş" diyordum korku ve acıdan büzüşen dudaklarımla. Çaresizdim. LANET OLSUN! Elimden ağlamaktan başka bir şey gelmiyordu. Bir an ambulansı aramak geldi. Hemen  sağ cebimdeki telefonumu çıkarttım. Ter ve kan içerisinde titremesine bir türlü mani olamadığım ellerimle numarayı çevirmeye çalışıyordum. Bir an unuttum. Lanet olası numara neydi. "911, 911 evet 911'di" Bir kaç denemenin sonunda doğru numarayı tuşladım. O an annemin bana bir şeyler demeye çalıştığını farkettim. Telefon sağ elimdeydi ve annemi dinliyordum can kulağıyla "Tmm, şş birazdan gelecek ambulans"diyordum. Tam telefonu kulağıma tutacakken annem telefonu eliyle itip "Beni dinle" dedi. Son gücüyle şu sözleri sarfetti: "Anneni bu...bul____________________

Son nefesini vermişti. O an sadece haykırabilmiştim son kuvvetimle, acı bir feryat ile "Annneeeee!"

   Ve yatağımdan "Annee" diye haykırarak gözlerimi açıp yataktan fırladım. Sesimi duyan annem koşarak odaya girdi ve bana sarıldı. "Anne, Anne! Sen yaşıyorsun!" dedim. O an tek yapabildiğim anneme sarılıp ağlamak oldu. Annem beni teselli etmek için "Şşşş, kötü bir rüya gördün, hepsi birer kabustu merak etme ben buradayım." diyordu. Bir yandan gördüklerime inanamıyor diğer bir yandan babamın nasıl bu kadar canavarlaştığını anlamaya çalışıyordum. Bir yandan da gerçek olduğundan hiç bir şüphem olmayan o lanet geceyi düşünüyordum. Ama nasıl olurdu ? O kadar gerçekti ki. Bu olay ne kadar işlemişse bilinçaltıma resmen gerçeğinden ayıramayacağım bir kabus görmüştüm. Tanrım o nasıl bir kabustu öyle. Bir süre ağladıktan sonra yorulmuş bünyelerimizin artık ağlamaya bile mecali kalmamıştı. Bir süre annemle sarıldıktan sonra annem benim yanıma uzandı. Anne-kız birbirimizden kuvvet alıp sarıldık ve bu kadar olaydan, kabustan sonra ne kadar uyuyabilirsek uyuyacaktık güya. Yatakta yatıyorduk. Annem gözümün içine bakıyor sanki benim hakkımda düşünüyordu. Evet ben bu bakışları biliyordum. Bana sanki bir şeyler söylemek istiyordu da cesaret edemiyordu. O an aklıma kabusumda gördüğüm o son anındaki söylemeye çalıştığı ama nefesinin yetmediği sözler geldi aklıma. Bunları düşünürken bitkin vücudum bu kadar yaşanmışlığın verdiği yorgunluğun sonucu olarak yavaşça dalmıştım. Sonra bir an gözlerimi açtım. Annem uyuyordu. Ona farkettirmeden yataktan kalktım ve örtüyü geri örttüm. İhtiyacım gelmişti. Hemen tuvalete gittim. Lavabodan çıktıktan sonra yavaş adımlarla merdivenlerden aşağı indim. Dilim damağım kurumuştu. Tezgahtaki sürahiden bir bardak su doldurdum ve yavaşça suyu yudumlarken pencereden babamın geldiğini gördüm. Su o telaşla genzime kaçmıştı. Hemen su bardağını yerine koydum ve yukarı çıkmak için birkaç adım atmıştım ki babam kapıyı açtı. Babamla göz göze geldik. Babam " Çekil yolumdan" diyip elinin tersiyle beni kenara itti. Acelesi var gibiydi. O an içime bir şüphe düştü. Ya gördüğüm kabus gerçek olursa. Bu şüpheyle beraber aklıma "Acaba belinde bir silah var mı ?" sorusu geldi. Hemen babamın arkasından koşmaya başladım. Tam yatak odasından içeri girecekken belindeki tişörtteki kabarıklığı farkettim. Lanet olsun! Belinde bir silah vardı! Kabusum gerçek mi olacak !? Hemen telaşla "Baba dur! lütfen arkandaki silahı bana ver." deyip elimi ona doğru uzatıp açtım ve "Kötü bir şey olmasını hiçbirimiz istemeyiz demi ? derken babam sözümü kesip "Sen neden bahsediyorsun. Ne silahı ?" diyerek hiddetlendi. "Bilmemezliğe yatma arkanda bir silah olduğunu ve onunla annemi vuracağını biliyorum" diyerek ben de biraz sertleştim. Babam şaşırmış ve kızgın bir surat takınarak "Ne saçmalıyorsun sen ? Ne anneni vurmasından bahsediyorsun ?" diyerek çıkıştı. Bu sefer bayağı yüksekçe bir sesle "Baba ver şu silahı" dedim. Sesleri annem işitmiş olsa ki odaya girdi ve babama dönerek "Sen bu eve hala hangi yüzle geliyorsun ?"dedi. "Hakkım olanı almaya geldim." der demez annemin çekmecelerini açıp kapamaya bulduğu değerli eşyalarını da biraz önce ceketinin cebinden çıkardığı torbaya doldurmaya başladı. Annem babamı engellemeye çalıştı ama boşunaydı babam onu koluyla iteledi ve yaptığı şeyi yapmaya devam etti. Ben de bu arada bu kargaşayı fırsat bilip babamın beline sarılıp arka cebindeki silahı kapmıştım ki o esnada babam elini arkasına dolandırıp silahı kaptı ve silahını benden kurtarmaya çalıştı. Silahı babamın elinden almaya çalışıyordum. Babamla aramızdaki mücadele devam ederken annem de "Ne oluyor diyip ?" babamın üzerine atılıyordu ki tam o esnada "Bumm..." silah patladı. Çok kısa bir süreliğine annemin vurulduğunu sanıp "Anne!" dedim. O anda elimi karnıma götürdüm ki kanlar içinde kaldı elim. Sonunda farketmiştim. Ben vurulmuştum. Vurulmanın etkisiyle yere yığıldım.

DÖRT HAYAT Wattys2017Where stories live. Discover now