1x5- On yaşında bir kız

2.5K 185 30
                                    

Yarı baygınım. Dışarıdan sesler duyuyorum. Gözümü açacak dermanım yok.

-Patron bu kızı neden aldık biz?
-Gerizekalı satacağız. Ne yapacağız başka?

-İyi de patron kız fazla küçük değil mi?
-Ne o acıdın filan mı yoksa, istersen sana evlatlık verelim.

-Yok patron beni onu demek istemedim.

-Kes! Yeter bu kadar gevezelik.
{Der ve patron ayağa kalkar.}

-Şu arkeolog bozuntusu geldi mi?

-Aradım yoldaymış, birazdan gelir patron?

-Bu arada ben de kahvaltı edicem.
-Peki patron.

***
Artık en azından gözümü açıp, etrafı bakacak kuvveti kendimde bulmuştum. Bir odadaydım. Ellerim ve ayaklarım bağlı bir yatağa yatırılmış vaziyetteydim. Doğrulmaya çalıştım ancak kendimi güçsüz ve halsiz hissediyordum. Çok susamıştım tek diyebildiğim biraz yüksekçe bir sesle "Su!" oldu. Sonrasında göz kapaklarım tekrar ağırlaşmaya başladı. "Tanrım benim günahım ne?" dedim içimden. Sıradan, kendi halinde, kimseye zararı olmayan 14 yaşında bir kızdım. Biraz sonra patronun adamlarından birisi içeri girdi.

- Aaa, ben mi yanlış duydum yoksa.
Ardından biri daha içeri girdi.

- Ne oldu bir şey mi oldu yoksa kıza.
- Yok ya! Bir ses duydum da sanki biri "Su!" dedi gibi.

- Görmüyor musun kız uyuyor işte. Patron haklı sen de bu kızın üzerine fazla düştün Mark.
- Saçmalama sen de.

O an sıkı sıkı gözümü kapamıştım ki. Bir an gözümü açtım. Gözlerim kapalı olduğu esnada bana yaklaşıp bakan Mark ile göz göze geldim. Ve nedendir bilmiyorum o an sebepsizce çığlık attım.Herhalde bağırma şartlı refleks olmuştu bende. Hemen ağzımı kapattı çığlığı adamakıllı basamadan.

- Şşş sana zarar vermeyeceğim.
- Ne istiyorsunuz benden, babamı neden vurdunuz, bana ne yapacaksınız?

- Sakin ol sakin!
Beni susturmayı başarınca,
- Öncelikle babanı ben vurmadım, dedi ve devam etti,

- Kulağıma yaklaşarak usulca " Seni buradan kurtaracağım." dedi.
Çok şaşırmıştım. Neden patronun adamlarından birisi beni kurtarmak istesin ki ?

- Ama neden ? Neden bana iyi davranıyorsun, neden beni kurtaracaksın, senin bu işten çıkarın ne ?
Soru yağmuruna tutmuştum adamcağızı. Amacı neydi ? Yoksa bu patronun bir tuzağı olmasın. Amma paranoyaklaştım ben de.

- Öncelikle ben onlardan değilim.

- Ne demek onlardan değilim ?

Çok şaşırmıştım. Bu adam ne demeye çalışıyordu.

- Ben birnevi polisim. Ve şu an gizli görevdeyim. Yani bana güvenebilirsin.

- Nasıl yani sen gerçekten polis misin ? Burada mafya gibi mi davranıyorsun ? O zaman neden babamı vurmalarına izin verdin. Polisler insanları korumaz mı ?
- Bak, bu arada adın neydi ?.. Hah, Julie... O an orada elimden hiçbir şey gelmezdi. Gizli görevim ifşa olurdu.

Bunları fısıldayarak anlatıyordu. O an aklıma mantıksız bir soru geldi.
- O zaman beni neden kurtaracağını söylüyorsun ?

Bendeki de laf işte. Hayır sanane, adam kurtaracağım diyor daha ne kurcalıyorsun.
- Çünkü seni kaçırmaları ani gelişen bir olaydı. Daha önce pek fazla adam kaçırmamışlardı. Hele de senin gibi küçük bir kızı.

O zamanlar bana küçük kız muamelesi yapılmasından hoşlanmazdım. Şu an "14 yaşında kızdım" dediğime bakmayın kendimi genç bir kız olarak görüyordum. Ancak öyle bir durumda bunu dert edecek durumda değildim.
- Beni nasıl kurtaracaksın ki ?

DÖRT HAYAT Wattys2017Where stories live. Discover now