2x31- Aşkın Ritmi

382 43 10
                                    

3.SEZON--> KARANLIK VAKTİ için son 3 bölüm (FİNAL 2x33 olacak)

11 Ocak "Çarşamba" 2017 akşamı

Güneş Virginia eyaletini ışığından azat etmek için dakikaları sayıyor gibiydi. Karanlık vaktine az kalmıştı

Stefan ayakkabısının bağcıklarını bağlıyordu.

-Gidiyor musun kanka ?
-Gitmem gerek dostum. Yapmam gereken işler var.

-Ne işin var gerçekten kanka ya!
-Ödevin filan mı var ? Yook. Sevgilin filan mı var ? O da yok!
-Nereden biliyorsun ?

-Neyi, nasıl ?

Hızla kapıyı yüzüme örttü. Kapıyı anlık hamleyle açtım lakin ortalıkta yoktu. Bu çocuk beni gerçekten çileden çıkartıyordu. Böyle ortasında reklam giren diziler gibi lafını edip kaçması yok mu ? 

Odaya çıktığımda Ashly sırtüstü uzanmış, ayakları havada önünde yeni aldığı çizim defteri, resim çiziyordu. Şu kızın resim aşkının yarısı ben de yoktu. Kalemi bıraktı kulağındaki kulaklığı çıkarttı ve bana dönüp. "Sıkıldım Alan ya!" dedi büktüğü sesiyle.

-Kızım ne sıkılması bugün gezmedik mi o kadar ?
-Ya hayır ya öyle değil. Biraz dışarı çıkalım bunaldım evde otur otur.
-Resim çiziyorsun ya!
-Evden dışarı çıkmak diyorum Alan, resim çizmek değil.
-Ahhh! Sabah kuşu nereye uçmak istiyorsun peki?

"Hmm!" elini çenesine koyup düşünmeye koyuldu. Yaa, şu yan sokakta yeni açılan geleneksel yemeklerin yapıldığı küçük lokanta gibi bir yer vardı.
-Haa, Golden Age'i diyorsun.
-Evvet! Hadi oraya gidelim, deyip yataktan ok gibi fırladı ve kapıya yöneldi.

Ashly'nin şu heyecanı bana bile çok geliyordu sanırım. Aslında ben de neşeli bir tiptim sanırım ama onun kadar olmak namümkündü.

***

Sokakta gideceğimiz küçük şirin lokantaya doğru yürümekteydik. Güneş gökyüzünde değil ama sorun değildi yeterki içimizdeki  gençliğin bitmek bilmeyengüneşi sönmesin.

-Alan, şu kulaklığını çıkarsa yeni bir şarkı indirmiştin onu aç da dinleyelim!
-Yolun ortasında mı ?
-Ne var canın! Müzik dinlemenin yeri mi olur ?
-İyi peki nasıl istiyorsan.

Şu kızın şu isteyişi yok mu ? Hele isterken uzayan pabuç gibi dili. Her şeye bir cevabı vardı. Ya dayanamadığımdan ya da baş edemediğimden teslim oluyordum doğruyu söylemek gerekirse. 

Hele yüzünden eksik etmemeye çalıştığı mutluluk yok mu ? Nedense ben onun kadar rahat değildim. Dün aldığım tehdit mektubu, nasılını bilmediğim ilginç gücüm ve içimi kasırga gibi yakıp yıkan duygular bana rahat nefes aldırmıyordu ?

Müzik: Zayde Wolf - "Golden Age"

**I woke up this morning (Bu sabah kalktım)
The future was calling (Gelecek çağırıyordu beni)
And I can't ignore it no more (Daha fazla görmezden gelemem bunu)

I've got my dark side (Karanlık bir tarafım da var)
But I see that sunshine (Ama güneş ışığını görüyorum)
But I can't just stand here no more (Burada daha fazla kalamam)**

Küçük yeşil kulaklığımın bir ucunu Ashly diğer ucunuysa ben kulağıma takmıştım. Adımlarımız ruhumuza fısıldanan ritme ayak uydurmaya çalışıyordu. Bu yaşa gelsek de böyle çocukca şeyleri yapmak insana garip bir haz veriyordu. Sanki hala çocukmuşuz, hala parkın ortasındaki kum havuzunda kumdan kaleler yapan Ashly ile Alan olduğumuzu hissine kapılıyordum. Ashly'nin omzuna istemsizce attığım elim ve onun bana yaklaştıkça deliye dönen kalbim. Yüreğim acziyetinden susmuş o da aşkın ritmine bırakmıştı kendini. "Artık kabul ediyorum" dedim içimde sürekli birbirlerini yiyip bitiren şeytan ve meleğe doğru seslenip. Çocukken duyduğumuz hatta söylemeye çalıştığımız bir tekerleme vardır. Mini mini bir kuş konmuştu diye. İşte oradaki sabah kuşu kalbimin tam ortasına yuva yapmıştı adeta.

Aşk neydi sahi ? Yaşamayınca anlaşılamayan, adına tonlarca kağıt harcanan, binlerce film, dizi çevrilen, gök kubbeyi maviye boyayan, insanlığın sanatla dahi tarif edemediği şey değil miydi aşk ? 

**Don't you know that we are living in a golden age (Altın çağımızda yaşadığımızı bilmiyor musun? [Yaşının kıymetini bil]**

Artık sarı saçlarındaki masumluğun kokusu kalbimi aşkıyla zehirliyordu. Adeta göğsüme sarılmış bir vaziyette kulağımızda kulaklık yürüyorduk. "Seni seviyorum." bunu sesli mi söylemiştim ben ??

Müzik: The Temper Trap - "Sweet Disposition"

**A moment a love (Aşkın bir anı)
A dream, a loud (Bir hayal, bir ses)
A kiss a cry (Bir öpücük bir damla göz yaşı)
Our rights (Doğrularımızla)
Our wrongs (Yanlışlarımızla)**

-Duygusallaşıyor muyuz yoksa ? Hani bana diyordun ?

-Efendim ?

-Hani dedin ya "Seni seviyorum" diye.

Birden Ashly kendini geri çekti ve yürümeye devam ettik. Heyecan kalbimini dizginlerini kopartmış mıydı ne ?
-Şey hani ne biliyim, böyle sokakta beraber yürüyünce.

Saçlarımı karıştırıp "Oyy kıyamam, duygulanırmış da. Ben de seni..."

-Yani evet biraz öyle oldu.

Sanırım ucuz yırtmıştım. Kapa çeneni Alan her şeyi daha da zorlaştırıyorsun. Yüzüme gerginliği saklamaya çalışan ürkütücü bir gülümseme yerleştirdim. Ne saçmalıyordum ben böyle ? Yolun ortasında kıza edilecek laf mıydı benimkisi. Ne yaptığımı sanıyorum ben ? Biraz daha yürüdüğümüzde Ashly'nin bahsettiği şu küçük şirin geleneksel lokantaya gelmiştik. Girdiğimizde cam kenarındaki bir masaya oturmuştuk. Siparişlerimi vermiş bekliyorduk. O sırada:
-Ashly ben bir lavoboya gidip geleceğim.
-Tamam

İhtiyacımı giderdikten sonra lavabodaki aynanın karşısına geçtim ve sadece kendime baktım. İçimdeki melek ve şeytanlar bir türlü rahat bırakmıyordu beni ?

(#Filozof Hobbes derki: İnsan insanın kurdudur. Kendisinden ötesini düşünmeyen zavallı varlıklarız.)

_Ne yaptığını sanıyorsun sen ?
_Ne demek ne yapıyorum ?
_Az önceki davranışın neydi öyle. Pat diye yolun ortasında kıza "Seni Seviyorum" dedin. Sence bu normal mi ?
_Ağzımdan kaçıverdi. Tamam seviyor olabilirim ama bu şekilde söylemeyecektim.
_Demek kabul ettin ?
_Evet onu kendimden bile daha çok seviyorum. Hobbes dostuna bunu iletebilirsiniz.
_O konuya hiç girmeyelim istersen. Ashly'yi haketmediğin kısmına gelelim.

_Ne diyorsun sen ? Onu benden daha çok kimse hakedemez.
_Ha ha ha bu aralar komik olduğunu söylemiş miydim sana ?
_Neden olmasın onu benden daha iyi hangi erkek tanıyor, o ilk görüşte aşık olduğunu sandığı, adını dahi tanımadığı çocuk mu ?
_Sandığı ? İnsanların kalbinden ne geçtiğini bilemezsin Alan.
_Her neyse. Onu benden daha çok kimse tanıyamaz, sevemez, hak edemez.
_Bakıyorum çok iddialısın ama o seni ne olarak görüyor ? "Kardeş" Sence de bu vazgeçmen için yeterli bir sebep değil mi ?
_Vazgeçmek mi ? Asla. Gördüğüm ilk andan beri seviyorum onu. Tamam belki ilk başlarda bu şekilde sevmedim ama onu ben gördüğüm andan beri hep sevdim.

Ayndaki kendimle kavga ediyordum resmen.

_Aptal aşık seni!

_Sensin aptal. Aşığım anlıyor musun aşığım, "Ashly' ye aşığım!!!"

_Şu an ne kadar zavallı bir durumda olduğunu biliyor musun ?

_Neden ?

_Birazcık kafanı sağa döndür bakıyım...

Olamaz!!! Kafamı döndüğüm anda Ashly ile göz göze gelmiştim......

//SEZON FİNALİNE RAMAK KALA//

(BU BÖLÜM İÇİN ÖZELLİKLE ""OY""larınızBEKLİYORUM.)

DÖRT HAYAT Wattys2017Where stories live. Discover now