1x23- Zarfın içindeki gizem

716 99 44
                                    

-Ashly bu konuklarımız kimler ?

Alan hemen lafa atıldı.

-Bir zamanlar benim olduğum gibi Tanrı misafiri anne.

***

Tanışma faslı bittikten sonra kardeşlerin odasına çıktık. Yana yana odanın iki kenarında yatakları vardı. Yavaşça yataklardan birinin üstüne oturdum. Alan büyük bir hevesle 9 yaşındayken başından geçen yurttan kaçma macerasını anlattı. Onun adına sevinmiştim. Girişken ve rahat takılan bir çocuktu. Ashly bazen Alan'ı göz işaretleriyle uyarıyordu. Her şeye rağmen çok iyi anlaşıyorlardı. Öz kardeşlerin bile bu kadar iyi anlaştığını sanmam. İnsan belki de, sonradan zorluklarla eline geçen şeylerin kıymetini daha iyi biliyordu.

- Sıra sende, dedi Alan.
- Hangi birinden başlasam.

- Canım ben o kadar anlattım o kadar zor olmasa gerek.

Anlattığımda iki kardeşin bana acıyan gözlerle bakmasından rahatsız oldum. Kimsenin bana acımasını filan istemiyordum. Annemin dediği gibi ben güçlü bir kızdım. En azından kendimi böyle yüreklendirmeye çalışıyordum. Biraz sonra Alan cam kenarında duran radyoya uzandı ve eline alarak kanalları çevirmeye başladı.

- Neyse yeter bu kadar yeter. Geçmişlerimizi bir kenara bırakalım. Geçmiş geçmişte kaldı ne de olsa. Biraz şarkı dinlemek hepimize iyi gelecek sanırım.

Müzik: Benjamin Francis Leftwich - "Shine" 

I could live in a different place (Farklı bir yerde yaşayabilirim)

With a different house and a different name (Farklı bir evde farklı bir isimle)

I could sing you your favourite song (Sana en sevdiğim şarkıyı söyleyebilirim)

Yeah, you'd sing along, you'd sing along (Evet birlikte şarkı söylerdik, birlikte)

Alan ve Ashly birlikte neşeyle şarkıya eşlik ediyorlardı. O an yatağın diğer ucunda uyuyan Robert'e baktım."Tanrı'ya şükür! Benimde ileride şarkı söyleyebileceğim bir kardeşim var" dedim. O an burkuk da olsa bir an için sevinmiştim.

***

-Alan bu gece salon senindir.

-Benim için rahatsız olmayın, dedim. Bana karda kışta evini açan bu insanlara  doğrusu biraz mahçup olmuştum.

-Olur mu hiç Savannah hem yarın daha çok işimiz var.

*ALAN *

Annem'in benden sonra iki evlatlık çocuğu daha bünyesinin kaldırabileceğini düşünmüyorum. Ben ne saçmalıyorum böyle ya! Olmayacak ihtimalleri kafamda bu kadar büyütmenin manası yok. Hem olsa ne olacak ki. Bize iki kardeş daha gelir. İçten içe güldüm kendime. Aman Yarabbi! Neler düşünüyordum ben böyle. Yine her zamanki saçmalama seansıma başlamıştım.

(Şarkıyı ya da telefonun sesini kapatman önerilir.)

*SAVANNAH*

Saat gece 02:00' yi geçkindi. Susamıştım ve yatağımdan kalkıp aşağı indim. Tam suyumu içtim yukarı çıkıyorken birden kapı çalındı. Yüce İsa Aşkına! Saat gecenin 02:00'siydi ve kapı tıklanmıştı. Yavaşça kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda sağa sola bakındım ancak görünürde etrafta hiç kimse yoktu. Tam kapıyı kapatacaktım ki gözlerim yerdeki zarfa ilişti. Hemen zarfı aldım ve açtım. Zarfın içindeki kağıtta şunlar yazıyordu:

(# Teessür: Üzüntü, Duygulanma)

&&&

Sevgili olmayan Savannah

Anne ve babanızın feci trafik kazasında ölümlerini bizzat teessür içerisinde izledim. Duydum ki 92 bin (küsüratları da dahil) $ dolar için evinize haciz konmuş. Zarfın içerisinde farkettiyseniz bir zarf daha var orada bu para mevcut. Daha ne duruyorsun git ve evine sahip çık!

V.B.

&&&

(Yazarın notu: Hikayemi TAKİPte kalmayı unutmayın.Kitabımın tanınması için YORUM ATAR ve OYLARSAN > YAZARINI ÇOK MUTLU EDERSİN.) 

DÖRT HAYAT Wattys2017Where stories live. Discover now