3x8- Kanadından tutmak

263 37 6
                                    

*ASHLY*

Merdivenlerin sonunda annemle göz göze geldim. Elindeki kahvaltılıkları beni keserek masaya koydu.

-Sence de tuhaf değil mi ?
-Ne ?
-Soruma soruyla karşılık verme.

Tekrar mutfağa doğru yürüdü. Ben de arkasına takıldım.

-Anne ne bileyim. İlk duyduğumda ben de çok ağır tepki öyle ki...
-Evet öyle ki.
-Hiç, hepimizin bildiği Alan işte. Benim için ondan daha iyisini nereden bulacaksın ?
-Ya ne demezsin. Yine de iyi düşündün mü bilmek istedim.
-Seni rahatsız eden ne anne açıkça söyle.

-Sana basit bir örnekle açıklayayım. İnsanlar neden dost edindiği karşı cinsle sevgili olma kararı almak için uzun süre düşünürler. Ya da bundan çekinirler. Çünkü dost olduktan sonra sevgili olabilirsin ama sevgili olduktan sonra dost olamazsın. Olurum diyen de kendini kandırır. Sizin aranızdaki kardeş misali dostluk. Ve bu attığınız adımın birnevi geri dönüşü yok gibi. Artık eski kardeş diyaloğunuz olmuyacak.

-Hiç böyle düşünmemiştim.
-Düşünmen zaten pek mümkün değil. Hele karşındaki Alan gibi hem yakışıklı hem de temiz kalpli bir çocuksa.

-Anne yaa!
-Ne dedim canım. Öyle. Madem böyle bir karar aldınız ve bu kadar arkasındanız kararınızın o zaman bana sizi her zamanki gibi anneniz olarak kollayıp gözetmek yanlışınız olduğunda uyarmak düşer.

-Az önce sana biraz fazla çıkıştığım için özür dilerim.
-Sorun değil. Sen sadece aşkını savunuyordun. Anlayabiliyorum.

Annem ya bu durumu hazmetmişti ya da hazmetmeye çalışıyordu. Yoksa sorularımı bu kadar yumuşak cevaplaması pek de hayrı alamet değildi.

Alan'ın basamaklardan indiğini farkedince ikimizde sustuk.

-Yardım edebileceğim bir şey var mı anne ?
-Yok Alan siz oturun masaya ben çayı koyup geliyorum.

Alan'la masaya oturur oturmaz sorduğu ilk soru "Ne konuştunuz ?" olmuştu.
-Anne kız özeli
-Öyle olsun bakalım.

Annem de elinde çaydanlıkla gelmişti. Bu sefer rahat bir kahvaltı yapacağımı umuyordum ama yemek boyunca çaktırmadan annemi kesmiştim. Arada bir Alan'a bakıyordu. Ama normalinden biraz farklıydı bu bakış. Sanki baştan aşağı süzüyor gibiydi. Hani demesi komiğimde gidiyor ama damat adayı süzer gibi. Nedense birden küçük bir kahkaha çıktı ağzımdan. Annemle Alan'ın gözleri bana çevrildi. Alan gülümseyip "Nedir bu komik olan ?"

Artık işin ciddiyetini aşıp bu durumun aslında ne kadar komik olduğunu düşünüyordum. Sahi sen oğlum de evlat edin sokakta bulduğun çocuğu seneler geçsin kızını elinden alıversin. Sonra sana el sallasın. İkinci bir kahkaha daha patlattım. Bu seferki biraz daha uzun solukluydu. Annemle Alan bu sefer çatallarını bırakıp beni izlediler.

-Neyse Ashly okul vaktimiz geldi. Orada gülmeye devam edersin.

***

Üniversitenin bahçesine girerken Alan'ın yanıma sokulup elimi kavradığını farkettim. İyi de yol boyu tutmamıştı da neden şimdi ?

_Öküz altında buzağı aramak diye sana deniyor be kızım. Çocuk okula girince sevgilin olduğunu belli etmek istiyor ki başka birisi asılamasın sana.

_Haklısın ben de kurup duruyorum.

Gerçi bahçeye girdiğimde aklıma ilk Stefan'ın tepkisi gelmişti. Sahi acaba nasıl bir tepki verecekti ? İşin garibi okul bizi kardeş olarak biliyordu. Hani muhtemelen birçoğu biliyordur öz olmadığını ama yine de bunu düşününce elimi çekmeye çalıştım ama Alan öyle bir kavramıştı ki.

*ALAN*

Şu an ya cennetteyim ya da ölmek için sayılı günlerim kaldım. Çünkü bu anı yaşıyor olamam. Ashly'nin elini sevgilisi olarak tutup üniversitenin bahçesine adım atmak. Bulutların üstündeydim. Bu anın mutluluğu anlatılmaz yaşanır. Sabah kuşumu kanadından yakalamıştım sonunda. Bırakmıycam sabah kuşu. Uçup gidersin sana güven mi olur ?

Stefan'ın omzuyla boynunu eğerek gelişi ve "Dostum, bu el ele tutuşma olayı yeni mi ?" demesiyle bu sefer benim küçük bir kahkaha basışım.

-2017 Ocak ayı kreasyonu hem de. Oradan bakınca ne gibi görünüyor ?

-Ne biliyim daha önce sizi birkaç kez hariç böyle el ele tutuşup hem de bahçeden içeri böyle girdiğinizi görmedim.

-Biz ona kısaca işler değişti diyelim.
-Derken.
-Sonra açıklarım.

***
-Dostum ciddi olamazsın.
-Durum böyle.
-Ne diyim hayırlı olsun. Hani insanın evlat edinildiği ailenin kızına yazması. Böyle şeyler benim bildiğim Ortadoğu dizilerinde olur ama.
-Ortadoğu dizisi mi ? Sen öyle diziler mi izliyorsun. Birkaçını merakımdan izlemişliğim var ne oldu ki ?
-Stefan gerçekten senin elini atmadığın bir iş yok değil mi ?
-Bilmem. Tek bildiğim insan boş durmamalı. Boş durdukça hem ruhu hem de bedeni kocar insanın.

***
Kantine oturmuş kahve içiyorduk.
-Stefan: Dostum madem artık çiftsiniz. Benim böyle sizin yanınızda masaüstü eklentisi gibi oturmam ne kadar mantıklı ?
-Ashly: O nasıl söz öyle Stefan. Sen bizim dostumuzsun.
-Alan: Bence de. Böyle bir laf bir daha duymayayım. Biz zaten evde yeterince yalnız kalıyoruz. Yalnız kalmak istiyorsak eğer.

***
Bazı kısımları atladım ama bunlar dışında anlatılacak pek bir şey yok.
Sevgili günlük bugün bugün günlerden perşembe ve sabah kuşu şu an yan yatakta değil benim yatağımda yatıyor. Birazdan ona sarılacağım ve deniz kokusunu içime çekeceğim.

-Alaaan hadi bırak şu günlüğü de gel. Uykum geldi.

-Geldim sabah kuşu...

Müzik: Lord Huron - The Night We Met

**Take me back the night we met (Beni tanıştığımız geceye götür)**

××× Anne bu çocuk kim ?
-Adı Alan kızım. Tanrı misafirimiz. Bu geceyi bizde geçirecek. ×××

DÖRT HAYAT Wattys2017Where stories live. Discover now