4.BÖLÜM

41.9K 1.9K 334
                                    

Dizlerim titriyordu..Kalbim deli gibi çarpıyor, hiç acımadan isyan edercesine kemiklerimi dövüyordu.Adımı unutmamıştı,beni saçlarımın her bir teli kadar özlediğini dile getirmişti ve en önemlisi yarın iş bitiminde beni nehrin kenarındaki yıkık evlerin orada bekleyeceğini söylemişti..

Peki neden?

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve titreyen bacaklarima daha fazla dayanamayarak dizlerimin üzerine çöktüm.Islanmış şalvarima yapışıp çamur olan kuru toprağa aldırmadan ellerimi dizlerime koyup hızla atan kalp ritmimin düşmesini bekledim.

Bekledim..Bekledim..Bekledim.Fakat anladım ki beklemenin ne kalp atışlarımın yavaşlamasına bir faydası olmuştu nede düğüm düğüm olan miğdeme..

"Ayağa kalk Dila yoksa milletin ağzı bir açıldımı bir daha kapanmaz"

Duyduğum ses ile hafifçe irkilip kendime geldim.Ardından ise tutmayan dizlerime inat yalpalayarak ayağa kalktım.Kalkmak zorundaydım.Saçma sapan kafamda kurduğum hayaller yüzüne insanların ağzına laf vermezdim.

"Be-ben  özürdilerim abla  sanırım sıcak başıma vurdu.Biraz beynim döndü bende geçer ümidi ile azıcık oturdum ".

İki kelimeyi bir araya getirip doğru düzgün konuşamıyordum bile şu an.

"Yüzün o yüzden pancar gibi kıpkırmızı değil mi?Ya da şalvarın o yüzden ıslak?"

"Şey abla-"

"Ya az önce simsiyah atını mahmuzlayıp dört nala koşturan Şehmuz ağa?"

"Abla ben-"

"Kendine çeki düzen ver Dila yoksa insanlar acımadan sana çeki düzen vermekten çekinmezler.Şimdi aşkını da sevgini de bir bohçanın içine koy ve onu sımsıkı kapat."demiş ve kolundaki altın sarısı saati göstererek devam etmişti.

"Mola bitti iş başı" deyip arkasını dönmesi ile derin bir nefes aldım ve  kendime en güzelinden bir küfür bastım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Mola bitti iş başı" deyip arkasını dönmesi ile derin bir nefes aldım ve  kendime en güzelinden bir küfür bastım.Derdim neydi benim allah aşkına..Adam ismimi hatırladı diye nerdeyse kendimden geçmiştim.Yaradan mevlam sen aklıma mukayet ol..

Derin bir nefes aldım ve hızlı adımlar ile tarlada yerini almış işçilerin yanına ilerledim.Kimse ile göz teması kurmamaya özen göstererek kovamı koyduğum sıranın başına geçtim ve  hemen fasulyeleri toplamaya başladım.Öyle hızlı topluyordum ki benden önce başlayan çalışanları geçmekle kalmamış upuzun sıranın sonuna gelmiştim.Beynimi pişiren sıcak beni zorlasada bunu yapmak zorundaydım.Onu,mavi gözlü adamı ve dediklerini düşünmemek için buna mecburdum.

"Vayyyy bee demek Ağanın oğlunu ayartmaya çalışıyorsun ha" diyen sesi duyduğumda beynimden aşağı kaynar sular dökülmüştü sanki.Birileri bizi görmüştü ve bu kişi en olmaması gereken kişiydi.

"Ne o dilinimi yuttun Dila.Gerçi doğru söze ne denir değil mi?"

Güllü..

Yine ağzını açmış yılan gibi zehrini akıtmaya başlamıştı.O günden sonra onu başka bir yere vermişlerdi fakat dört gündür yine aynı tarlada çalışıyorduk.Sözlerine aldırmadan  işimi yapmaya devam ettim.Lakin susacağı yoktu.

SİYAH MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin