23.BÖLÜM

35.6K 1.9K 172
                                    

Derin bir nefes aldım ve yüreğimi yakan sözleri söyledikten sonra arkamı dönüp işime devam ettim.

Git dediğim halde gitmediğini biliyordum.Hala oradaydı..Arkamda..Alıp verdiği nefes sanki sırtımı yakıyor,kendimi çıplak hissettiriyordu.Ağlamak istiyordum.Neden ben diye yana yakıla ağlamak..Lakin biliyordum ki artık faydası yoktu.Ağlamak zayıflıktı.Hayat bana bu gerçeği en acı ve unutamayacağım bir şekilde yaşatmıştı.

"Dila keçamın(kızım)"

Anamın kulağıma gelen tok sesi ile beynimdeki savaşa bir son verip korkuyla arkamı döndüm.Korkuyordum çünkü Şehmuz buradaydı ve annem her an yanlış anlayabilirdi.Fakat döndüğüm sırada gördüm ki gitmişti.

"Efendim anne " dedim gülümseyerek, daha doğrusu gülümsemeye çalışarak.

"De hayde kızım seni bekleriz sofra da"

"Tamam anne hemen geliyorum"deyip arkamı döndüm.Döndüm dönmesine ama buradan bile bakışlarını hissedebiliyordum ki bu bakışlar hiç iyi değildi.

"Üzerinde ki elbiseler sana ait değil?"

Annemin gözünden kaçmayacağını bildiğim için gelen soruya şaşırmamıştım..

"Ağam Urfa'dan hediye almış"

Yalan..

Ne çok yalan söyler olmuştum ben böyle.Cehennemin dipsiz kuyularında yanacağımı bile bile hemde..

"Ağam aldıysa hemen giymen mi gerekirdi keçamın?"

"Ne bileyim ana heves işte"

"Öyle olsun bakalım..Çok yakışmış sana ama Şehmuz ağa ne düşünür bilmem."

"Ne düşünebilir ki?"dedim umursamayarak.

"Ne bileyim görgüsüz falan demez inşallah kızım."

"Demez demez sen merak etme derse kafasını kırarım onun"

"Şş o ne biçim laf öyle kızım şakası bile kötü"

"Aman bir şey demedik ağa'na"

"Hayde laf yetiştirmeyi keste sofraya geçelim,kaynananlar da gelecekmiş"

Annemin son sözleri ile tenim ürpermişti.Bir kaç dakika önce aynı sözleri Şehmuz'da söylemişti lakin ona olan kinimden çok da farkına varmamış,daha doğrusu önemseyememiştim.Çünkü o an ki tek derdim karşımdaki insanı yaralamak ve canını yakmaktı.

"Anladım anne "

Annem mutfak kapısından çıkarken korkularımı bir kenara itip tepsiyi elime aldım ve vakit kaybetmeden dışarı çıktım.Gözlerim yer sofrasının solunda oturan ikiliye takılırken,bozuntuya vermeden yere koyduğum bardaklara yavaşça su doldurmaya başladım.Daha sonra da teker teker önlerine koyup kenara çekildim.

Elbet üzerime dikilen bakışların farkındaydım ama umurumda bile değildi.Ben her zamanki ben olacaktım.İçi kan ağlayan,acıları bir dağ gibi sırtında taşıyıp gencecik yaşında yıllarca kamburu ile dolaşacak olan Dila..

"Afiyet olsun"

Babamın sözüyle herkes yemeğe başlamıştı.Sofrada çatal,kaşık sesinden başka kimseden ses çıkmıyordu şu an..Aldığım her lokma boğazıma dizilmişti.Sanki tüm gözler bendeydi,sanki sofrada ki herkes Şehmuz'un bana karşı yaptığı kötülüğü anlamış gibiydi.

Derin bir nefes aldım ve daha fazla yiyemeyeceğime karar verip kaşığımı tabağın kenarına bıraktım.Daha sonra da az önce sofraya bıraktığım bardaklardan birine uzandım fakat aynı bardağa uzanan diğer el ile hemen geri çekildim.

SİYAH MASALWhere stories live. Discover now