15.BÖLÜM

40K 1.9K 157
                                    

Gözlerimi açtığım da güneş tüm sıcaklığı ile çarşafımın üstündeki yerini almış,olduğum yerden kalkmam için çoktan sinyaller vermeye başlamıştı.Buraların sıcağına da soğuğuna da kıymet yetmezdi,hele ılık ılık esip insanı nefes aldırmaktan bezdiren sıcağına hiç kıymet yetmezdi..

Derin bir nefes aldım ve üzerimdeki  çarşafı tekmeleyerek ayağa kalktım.Sonra da döşeğin iki ucundan tutarak duvarın dibine doğru yanaştırdım.Bu sıra da yan divanda zıbaran kardeşimin çıkardığı horlama  sesine aldırış etmemeye çalışıyordum.Uyandığı zaman eşek sudan gelinceye kadar dövecek,geç gelmenin ne demek olduğunu bir güzel gösterecektim ona.Onun yüzüne uykusuz kalmıştım,başım ağrıyordu ve gözlerim biber atılmış gibi yanıyordu.Kafamdan bunları geçirirken kendimi tekrar yatağın üstüne attım ve yanan gözlerimi kapatarak uyumaya çalıştım.Ama yok uyku çoktan valizini  almış yola koyulmuştu bile.En iyisi kalkıp kahvaltı hazırlamaktı.

Derin bir of çekip oturur konuma geldim ve üzerime örttüğüm çarşafı katlamaya başladım.Yatağı kaldırmayacaktım çünkü annemler gittikten sonra bir kat ortalığı toplayıp geri yatmayı planlıyordum zira bu baş ağrısı geçecek gibi değildi.

Derken annemin sesini duydum..

"Rojbaş keçamın (günaydın kızım)"

"Rojbaş dâye (günaydın anne)" deyip hemen ayağa kalkıp mutfağa doğru ilerledim ve ocağın üstüne çay suyunu koyup ihtiyaçlarımı gidermek için lavabonun yolunu tuttum.Yaklaşık beş dakika sonra işlerimi halledip mutfağa geri döndüğümde annem tepsiye kahvaltılıkları koymuş,çay bardaklarını diziyordu.

"Samet ne zaman geldi?"

"Siz yattıktan hemen sonra " deyip domatesleri almak için dolabı açtım.En azından böyle yalan söylediğim belli olmazdı.

"Geç kalsaydı babası onu gebertirdi "

Annem doğru diyordu aslında.Şimdiye kadar bir fiske vurduğu bilmezdim babamın lakin bu  tarz konularda çok ketum davrandığına bir kaç kez kulak misafiri olmuştum.

"Sorun yok anne erken gelip hemen uyudu "

"Tamam keçamin,çay kaynıyor altını kapat bende babanı uyandırayım."

Annemin mutfaktan çıkması ile sofra bezini elime alıp dışarıda ki sedirin üstüne serdim.Sonra da kahvaltı tepsisini götürerek onların gelmesini bekledim.

"Rojbaş çavreşamın (günaydın karagözlüm)"

"Günaydın babam"dedim gülümseyerek.Böyle bir babaya sahip olduğum için rabbime ne kadar şükretsem azdı.

"Gözlerin neden kırmızı?"

"Sinek uyutmadı baba gece boyunca beynimin içinde vızıldadı sanki."dedim çayları doldururken.

"Samet uyuyormu?"

"Evet baba uyuyor "

"Git uyandır kızım bugün tarlada ona ihtiyacım var..Hava çok sıcak ama yapacak başka bir şeyim yok "

"Hemen uyandırıp geliyorum baba" deyip içeri geçtim.Akşam ki yaptığının cezasını şimdi çekme vaktiydi.

Odaya geçtiğimde horuldayarak uyumasına aldırış etmeden sert bir şekilde dürttüm.Bir kaç homurtu sonrası arkasını dönüp yatmaya devam ettiğinde bu kez omzuna vurdum.

"Abla"

"Abla ya abla.Hani senin gibi bir ayyaşı gece yaralılarına kadar kapılarda bekleyen abla" dedim ve hıncımı alamayarak bir tane daha vurdum omuzuna..

SİYAH MASALOù les histoires vivent. Découvrez maintenant