28.BÖLÜM

33.6K 1.8K 129
                                    

Şehmuz Ağa

Erkek çocuklarının en büyük özentisi babaları gibi olmaktır.Tıpkı benim gibi.Yeri geldimi eğilmesini bilen,nereden geldiğini unutmayan,kim olursa olsun her daima hoşgörülü davranan ve kadınına değer veren.Bunlarin hepsi Babam'ın,aynı zaman da benim özelliklerimdi.Her zaman övündüğüm ve gurur duyduğum özellikler.

Ama öyle bir zaman gelmişti ki gurur duyduğum her bir özelliğim yerle yeksan olmuştu.Artılarımın haddi hesabı yokken bir eksi yerle bir etmişti hayatımı. Benliğimi,adamlığımı,şerefimi,namusumu,onurumu..Kısacası her şeyimi..

Yolculuk süresince aklımdan geçen tek şey buydu.Gözlerim arkadan gelen her kıpırtıya dikkat kesilirken benim yapabildiğim tek şey düşünmek ve sessizce ölüm gibi uzun gelen yolda ilerlemek olmuştu.Ta ki omzuma dokunan bir el hissedene kadar.

Yüzü bembeyaz olmuş,gözleri bir tuhaf bakıyor,eli ağzında sürekli garip sesler çıkarıyordu..İşte o vakit anlamıştım ki midesi bulanıyordu ve benim yapabildiğim tek şey çaresiz bir şekilde onu izlemek olmuştu.Hiç bir şey yapamamanın,yardım edememenin yüreğime çöreklenen acısı ile olduğum yere çökmüştüm.Sesleri duymamak için kulağımı kapatmış öylece sonu olamayan araziye bakmış,ağlamıştım.Erkek adam ağlamaz lafı sikimde bile değildi.Bu dünyada sadece kadınlar ağlamazdı.Acı çekiyordum hemde dibine kadar.Bataklığa batmış bir hayvan gibi çaresizce sesler çıkarıyor,birilerinin çıkarmasını bekliyordum.

Bataklığa batmış bir hayvan gibi çaresizce sesler çıkarıyor,birilerinin çıkarmasını bekliyordum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Acıktım"

Bu ses..Bu sesti beni benden alıp,yüreğime su serpen.Kapıların ardına saklanan umutlarımın ayağa kalkıp kapı deliğinden bakmasına sebep olan. Her daim toprağın altından çıkmak için bir damla suya ihtiyacı olan bitkinin suyu elde ettikten sonra toprağı yararak güneşle ilk buluşması gibi.Umut fısıldıyordu kulağıma.Vazgeçme,pes etme,yılmadan koş elbet önüne bir engel çıkacak ve işte o vakit elini sana uzatacak..Öyle de yapacaktım.Zaman geçip mevsimler değişse de değişmeyen tek şey kararlılığım olacaktı..

Her şey yavaş yavaş ilerleyecekti.Hızlı koşmak yerine bebek adımlarıyla yürüyecek ve kendimi ispat edecektim.Hatamı unutturmak çok zordu artık bunu anlamıştım.Ama en  azından telafi etmek için elimden ne geliyorsa yapacaktım.Hatta daha fazlasını.

Saatler sonra o heyecanlıydım ki içim içime sığmıyordu..Acıktığını söylediğinde canımdan can gitmiş,ne yapacağımı şaşırmıştım.Bu sebeple her zaman ki uğradığım lokantaya uğramış,bir güzel karnımızı doyurmuştuk.Çorba istemediğinin  farkındaydım ama midesini yatıştırmak için iyi geleceğini düşünmüş bu yüzden ilk olarak çorba istemiştim..Elbet onun ne yemek istediğini çok iyi biliyordum.Arabadan indiğinde burnuna gelen koku ile gözlerini nasıl kapattığını görmüştüm.Ve işin en güzel yanı elinde koca bir tabak et ile bize yaklaşan adamı gördüğün de yanılmadığımı anlamam olmuştu.O istesin yeter ki onun için yapamayacağım hiç bir şey yoktu bu dünyada.O ve bebeğim için canımı vermeye hazırdım.

SİYAH MASALWhere stories live. Discover now