30.BÖLÜM

35.9K 1.9K 150
                                    

"Kendine gel ve sınanmadığın acılar hakkın da sakın konuşayım deme Reyhan yoksa seni buna pişman ederim"
*****
Ağzımdan zehir gibi çıkan sözleri söyledikten sonra
karşımda ki kadının şaşkın bakışlarına aldırmadan tokat attığım elim ile onu duvara yasladım ve gözlerinin içine baka baka konuşmaya devam ettim.Çünkü o gözlerde gördüğüm her neyse bundan asla vazgeçmeyecekmiş  gibi gösteriyordu.

"Benden uzak dur Reyhan.Ben senin boyun eğdirebileceğin birisi değilim.Beni sınamaya,sindirmeye kalkma sakın.Gözlerime bak Reyhan iyice bak..Gördün mü yaraları mı?." deyip sustum.Çünkü söylediklerimi sindirmesini bekliyordum.Ve nitekim yutkunduğunu görünce de devam ettim.

''Ben hayatım boyunca unutamayacağım yaralar aldım.İşte bu yüzden benden uzak dur. Eğer ki  benim canım yanarsa  senin ki daha fazla yanar.Çünkü yaralı bir kadının yapamayacağı hiç bir şey yoktur bu hayatta'' deyip hafifçe gülümsedim ve ellerimin gezindiği yeri hafifçe düzeltirmiş gibi yaptım.

''Ayrıca kafan da kurduğun hamilelik zırvalıklarını da bir kenara bırak.''

Başka bir söz söylemeye gerek duymadan oradan ayrıldım ve kalabalık masaya doğru ilerledim.Sözleri elbet canımı yakmıştı ama bunu belli etmeyecek kadar çok şey yaşamış ve görmüştüm ben.

''Şimdi daha iyisin inşallah gelin hanım?''

Sandalyeyi çeken Şehmuz'un üzgün bakışlarına aldırmadan sandalyeme oturdum ve gülümseyerek karşımda oturmuş,gözlerini kısarak beni izleyen kadına cevap verdim.

''Teşekkür ederim Selime hanım şimdi daha iyiyim''

Oysa iyi falan değildim.Yemeğin kokusu hala burun direklerimi sızlatıyor,aynı zamanda midemi mahvediyordu.

''Benden istediğin bir şey var mı?''

Şehmuz'un kulağıma eğilerek söylenmiş olduğu bu sözler üzerine  kafamı olumsuz anlam da salladım ve önüm de duran ılık çorbadan bir kaşık aldım.Aslına bakılacak olursa çorbanın tadı güzeldi ama et suyu ile piştiği için midem kabul etmekte zorlanıyordu.En iyisi güzel görünen salatadan bir kaç lokma alıp sofradan kalkmaktı.En azından kuru ekmek ve salata midemi az da olsa yatıştırırdı.

Yemek sessizlik için de devam ederken gözlerim az ileride salına salına masaya doğru gelen kıza kaydı.Söylediği sözler hala aklımdaydı ve emindim ki aklımdan belirli bir süre daha çıkmayacaktı.

''Nerede kaldın Reyhan?''

''Mutfakta işlerim vardı anne malum misafirleri iyi ağırlamak adettendir''

Göz ucu ile baktığımda gözlerini dikmiş bana bakıyordu.Hafifçe gülümsedim ve umursamadan  bir kaşık salata alıp afiyetle çiğneyerek mideme indirdim.Sonra da kendi aralarında ki muhabbete katılmadan sessizce dinleyip yemeğime devam ettim.

Dakikalar sonra herkes masadan kalkmış dip dibe dizilmiş sedirlerde ki yerini almıştı.Orta da kalan sofrayı ise evin çalışanları toplamıştı.Onlara ne kadar yardım etmek istesem de Şehmuz'un yanından kalkmamış,daha doğrusu Reyhan'nın delici bakışları altın da kalkamamıştım.

Hayatım boyunca böyle utanmaz,arsız bir kadın görmemiştim.Namus lafını ağzından düşürmezken karşıma geçip bu şekilde davranması sinirlerimi zorluyor,tiksinmeme sebep oluyordu.

Işte bu yüzden yanımda ki adama biraz daha sokuldum.Nasıl olsa kocamdı ve kimsenin bir söz söylemeye hakkı yoktu.

"Ne oldu güzelim?"

Tenime değen ılık ve temiz nefesini hissetiğim de ona biraz daha sokuldum.

"Kendimi pek iyi hissetmiyorum.Ne zaman kalkarız?"

SİYAH MASALWhere stories live. Discover now