9 ► Gece Yarısı

7.7K 650 348
                                    

Evet, yazarınız evde değil fakat bir arkadaşıyla hikayeyi yayınlıyor. İyi okumalar dilerim.

--

Goldie, Astronomi dersinden sonra kulede kalmış ve dün gece ki gibi her şeyi baştan temizlemişti. İşlerini bitirdiğinde güneş çoktan doğmuştu. Bir gündür uyku uyumamıştı ve yürürken bir sarhoş gibi savruluyordu. Ortak salona nasıl geldiğini dahi hatırlamıyordu ki gelirken yolda uyumuş olması bir ihtimaldi.

Yatakhaneye geldiğinde kızlar ona endişeyle baktı. Goldie gözlerini bile açamıyordu. Fakat derslere girmeliydi. Kazağını ve çorabını birkaç defa ters giymişti ancak sonunda hazırlanmıştı.

"Koluna girmemi ister misin? Köksüz ağaçlar gibi sallanıyorsun." Dedi Lily kızıl kaşlarını çatarak. Yüzünde belli belirsiz çiller çıkmaya başlamıştı.

Goldie esnedi. "İyiyim." Dedi. Yolda uyuya kalmazsa yürüyebileceğini sanıyordu.

Büyük Salon'a geldiğinde kaşıkla patates kızartması yemeye çalışması dışında sağlamdı fakat sınıfa gittiğinde arkalarda bir sıraya oturup direk uyudu.

Lily, Goldie hakkında endişeleniyordu fakat arkaya oturma niyeti de yoktu. Profesör Horne her zaman ki gibi sesli bir giriş yaptı. Sınıfın kapıları arkasından yankıyla kapanırken Goldie'nin ruhu bile duymamıştı.

Horne, herkesi selamladığında arka tarafta uyuyan Goldie'yi görmemişti bile. Dersi anlatmaya başladığında ise Goldie eskisi kadar sessiz değildi. Nefeslerini kuvvetle çekiyor ve seslice bırakıyordu. Goldie'nin yanında oturan June Goldie'ye dirsek attı fakat Goldie'nin uykusu çok ağırdı.

"Miss Ripley?" dedi Horne tahtanın önünde dururken. Tüm sınıf Goldie'ye bakıyordu. June, daha kuvvetli bir şekilde Goldie'ye dirsek geçirdiğinde Goldie zıplayarak uyandı.

Kendisine bakan 30 yüzle karşılaşan Goldie'nin boğazı kurudu. Nerede olduğunu anlaması ise birkaç saniyeden fazla sürmüştü.

"Siz -uyuyor muydunuz?" dedi Horne buna inanmayan bir sesle. Goldie, yutkundu. Birkaç kişi ona güldü. Bunların çoğu Slytherin armalı olanlardı.

"Gözlerimi dinlendiriyordum." Dedi aklına gelen ilk cümleyi söyleyerek. Horne'un kaşları havaya kalktı.

"Gryffindor'dan 10 puan." Dedi Horne. Goldie'ye soğuk bir bakış attı ve anlatmaya devam etti.

"Sen bir aptalsın." Dedi June tüy kalemiyle uğraşırken. Goldie, gözlerini kapatmamak için vücuduyla bir savaş veriyordu.

"Uykusu olan bir aptalım." Dedi Goldie. Gözleri arkaya yuvarlanıyor ve kendiliğinden kapanıyordu.

Goldie, Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinde uzun uzun savaşlar vererek uyumamayı başardı ancak İksir dersinde dayanacak gücü yoktu.

Slughorne'a mavi parıltılı ve kıvamlı bir iksir vermesi gerekirken koyu yeşil ve oldukça akışkan bir iksir vermek zorunda kaldı. Slughorne'un yüzü öyle bir ifadeye girdi ki Goldie 'İfrit' alacağına emindi.

Öğle yemeğinde ise masada yarı uyuyarak yarı da yemek yiyerek geçirdi. Muggle Araştırmalarında ise sonunda istediğine kovuşmuş, gerine gerine uyumuştu.

Özgürlüğü ilk defa hissetti Muggle Araştırmalarından çıkarken. Yatağına, biricik sevgilisine, koşmak istiyordu.

"Sonsuza kadar uyuyacağım." Dedi Goldie arkadaşlarıyla ortak salona ilerlerken. Ancak yolu Sirius Black tarafından kesildi.

"Merhaba kızlar!" dedi Sirius Black insanı büyüleyen bir gülümsemeyle.

"Merhaba Sirius!" dedi kızlar bir ağızdan. Goldie, önünden çekilmesi için Sirius'a tonlarca para vermeye razıydı.

Golden Black ➳ the MaraudersWhere stories live. Discover now