2 ◆ Kutlama

6.2K 467 420
                                    



Lily ve Goldie, Hızır Otobüs'ten indiklerinde kendilerini gayet lüks bir caddede buldular.

Sıra sıra dizilmiş evler, dev bir kilise vardı cadde boyunca. Evler tamamen birbirinin aynısı değildi ancak çoğu üç katlıydı. Evler kesinlikle orta halli insanların oturacağı türden değildi.

Lily ve Goldie etrafı süzüyorlardı ki Goldie siyah bir köpeğin koşuşturarak kendilerine geldiğini gördü. Dili dışardaydı ve tüyleri rüzgarla uçuşuyordu. Goldie, köpeğin Sirius Black olduğuna adı gibi emindi.

"Hangi ev?" dedi Lily köpeği fark etmeyip etraf bakarken. James, mektuba numarayı yazmadığı için kendisinin gelmesini ummuşlardı.

"Şu köpeğe baksana." dedi Goldie siyah köpeğin yakınlaşmasıyla.

Goldie eğilip kendilerine gelen köpeğin başını okşadı. Köpek sürekli kuyruk sallıyor ve ikisini etrafında dönüp duruyordu.

"Bahse varım James'in köpeğidir." dedi Goldie köpeğin tüylerini dağıtırken.

"Kendisi gelmek yerine köpeğini gönderiyor. Vay! Bayağı kibarmış." dedi Lily göz devirerek.

Köpek biraz daha sevgi gösterisi yaptıktan sonra geldiği yöne doğru çağırdı onları. Lily başta gitmek istemese de köpek hırladığında Goldie'nin peşine takıldı.

Gri, beton kaldırımlar üzerinde Sirius önde, Goldie ve Lily arkada yürüdüler. Henüz 100 metre kadar yürümüşlerdi ki köpek hızlandı ve üç katlı bir evin bahçesine girdi.

Ev, hem bir ön bahçeye hem de daha geniş bir arka bahçeye sahipti. Üç katlı inşa edilmesine rağmen fazla büyük sayılmazdı. Soluk bir kırmızı boyayla parlıyordu. Son Ağustos güneşlerinden birinde bahçenin yeşil çimenleri yavaş yavaş soluyordu.

Köpek, birkaç basamağı zıplayarak çıktı ve iki ayağında yükselerek zile bastı. Lily ve Goldie onun haline gülerken ikisi de buranın Potter'ların evi olduğuna emindi.

Beyaz bahçe kapısından içer girdiler. Ön bahçenin çimenleri yeni kesilmişti ve kenarları çiçeklerle kaplıydı. Çiçekler sarıdan mora, kırmızıdan beyaza her renkle gülümsüyordu.

Köpeğin çaldığı kapıyı açan James'ti. Siyah saçları yeni uyanmış birine yakışırcasına dağınıktı. Tabi James için saçları bugün pek bir düzenli sayılırdı. Goldie, daha beterlerini görmüştü.

Açık renk bir tişört giyiyordu. Gözlüğü gözlerinde yoktu ve iki kızı daha rahat görmek için gözlerini kısmıştı. Yaz ona yaramıştı. Goldie onun uzadığını ve birazcık da kilo aldığını fark etmişti.

James'in gözlüksüz gözleri yaklaşanların Goldie ve Lily olduğunu görmesiyle adeta elmas gibi parıldadı. Bir süre heyecanla kızları süzdü.

"Hoş geldiniz!" dedi kızlar basamakları çıkarken. Bunu demek birden aklına gelmiş görünüyordu çünkü aklı Lily'nin güzelliğinde kaybolmuştu.

"Gözlüğün nerede?" dedi Goldie basamakları çıktığında.

"Kaybettim sanırım-" dedi James gözlerini kırpıştırarak. Fakat dikkati pek Goldie de değildi.

İki kız içeri girdiğinde ilk karşılaştıkları giriş salonuydu. Kıyafetlerini asmak için bir dolap, sağ tarafta yukarı çıkan bir merdiven, beyaz ve kahverengini birlikteliğiyle düzenlenmiş duvarlar vardı.

"Herkes geldi. Sizi bekliyorduk- hırkalarınızı ben alabilirim."

Fakat son cümle daha çok Lily'e söylenmiş gibiydi. James, Lily'nin ellerinden hırkasını aldı ve son anda Goldie'yi hatırlayıp onun da hırkasını aldı.

Golden Black ➳ the MaraudersDove le storie prendono vita. Scoprilo ora