14 ◆ Longlive

4.7K 397 626
                                    


Lily, Biçim Değiştirme ödevini tamamlamak için Değişimin Tarihi Gelişimi adlı kitabı arıyordu kütüphanede. Bugün tüm gün boştu ve kütüphaneden çıkmayı planlamıyordu. Böyle bir günü bir daha bulamayabilirdi.

Aslında Lily yaklaşan F.Y.B.S.'ler için çok endişeleniyordu. Kafasını meşgul eden tonlarca şey vardı. Bunlardan biri ise James Potter'dı.

Onu bir süredir düşünüyordu. Önleyemediği biçime birden aklına üşüşüyordu. Ve nedense onun saçlarını karıştırışı hiç bu kadar güzel görünmemişti kendine.

Ve tekrar James Potter'ı düşünmeye başladığını fark edince huysuzca kafasını salladı. Düşünmemeliydi. Bu sadece birçok görevde beraber oldukları içindi. Sadece ama sadece zorunlu olarak geçirdikleri zaman nedeniyleydi.

Lily, düşünmemeye çalışarak bir kitabı çekti. Ancak kitabın ardından meraklı bir çift göz bakıyordu kendisine. Gözlerin James Potter'a ait olduğunu fark etmesi birkaç saniye aldı.

Güldüğü zamanlarda oluşan çizgiler gözlerinin yanlarındaydı. Ela gözleri neşeli ve meraklı bakıyordu. Lily, doğru görüp görmediğinden emin olmak için gözlerini açıp kapattı.

"Lily?" dedi James rafın öte ki tarafından.

"James?" dedi aynı tonda Lily. "Korkuttun."

James, Lily'nin görmeyeceğini bile bile sırıttı. "Çok mu korktun?"

"James..."

"Çiçeğim, senle çok önemli bir konuşma yapmam gerek." sonra saçlarını dağıttı. Bu alışkanlığından vazgeçemiyordu.

"Bu kadar önemliyse neden yanıma gelmiyorsun, Potter?" dedi Lily. Bir kitaplık boşluktan James ile konuşmak oldukça garipti.

"Ah- doğru." dedi James ve boşlukta görünmez oldu. Koşa koşa rafın diğer tarafına geçmiş ve Lily'nin yanına gelmişti.

Lily, hala elinde tuttuğu kitabı masaya bıraktı ve kendinden birkaç karış uzun olan James'e döndü. "Söylemeyecek misin?" dedi kendisini tatlı tatlı süzen James'e.

James, çoğu zaman göründüğü gibiydi. Saçları karışık (Lily artık o saçların karışık olmasından pek şikayet etmiyordu.), gözlükleri eğri, yüzünde heyecanlı bir ifade vardı.

Lily'nin içinden bir ses James'in ne diyeceğini biliyordu. Birkaç gün önce Slughorn'un parti için davet mektuplarını yazmaya yardım etmişti. Slughorn ile James'i davet etme konusunda tartışmışlardı.

Slughorn, o ve arkadaşlarının ne kadar yaramaz olduklarını biliyordu. Ancak Lily, James'in artık eskisi kadar haylaz olmadığına ikna etmişti Slughorn'u. Bunu neden yaptığını da bilmiyordu. Sadece James'in değişiminin gerçek olduğunu biliyordu.

"Söyleyeceğim." dedi James çekingenliğini üzerinden atarak. Cesur olması gerekiyordu. "Lilybenimleparityegelirmisin?" dedi bir nefeste.

Lily, onun gözlerini kapatıp bir nefeste konuşmasına gülümsedi. Ancak ne dediğini pek anlayamamıştı. "Tekrar söyler misin, anlayamadım." dedi neşeli bir tavırla. Aslında ne dediğini anlaması için duymaya ihtiyacı yoktu.

James derin bir nefes aldı. "Slughorn'un partisine benimle gelir misin?" dedi daha sakin bir tavırla.

Lily, gülümsemesini söndürmedi.

Artık James'e bir şans verebilirdi. James bunu hak etmişti.

Kendisine umutla bakan James'e olumlu anlamda başını salladı. James'in gözleri onun kafa sallayışıyla iri iri açıldı ve ağzı bir 'o' halini aldı.

Golden Black ➳ the MaraudersWhere stories live. Discover now