26 ► Dumbledore

6K 545 214
                                    

Goldie, kütüphanede yaptığı araştırmalar sonucu Incendio büyüsünün kesinlikle Pelerin'e işlemediğini anlamıştı. Kendini salağın teki gibi hissetti. O gece yaşananlar o kadar gerçekçiydi ki, asla Pelerinin değiştirilmiş olduğu aklına gelmemişti.

Kütüphaneden çıkarken bakışları dalgın, kafası ise hiç olmadığı kadar açıktı.

Dumbledore'a gidecekti.

İlk öncelikle McGonagall'a gitmenin iyi olacağını düşünmüştü ancak olay Gryffindor'lar arasında değildi. Bu işe bir Ravenclaw da karışmıştı. Goldie, bir yandan Dumbledore'a durumu nasıl açıklayacağını düşünüyor, bir yandan Charles Hawthrone'dan nasıl intikam alacağını düşünüyordu.

Kafasında bir yığın soru işareti vardı. Charles Pelerini sıradan sanıp yakmış mıydı (bu durumda Pelerin daha önce biri tarafından değiştirilmiş olurdu), yoksa Goldie ve diğerlerini kandırıp Pelerini kendi mi kullanıyordu?

Goldie ürperdiğini hissetti. Eğer Pelerini saklıyorsa Charles şu an kendisini izliyor olabilirdi. O psikopattan her şey beklerdi Goldie.

Adımlarını hızlandırdı. Dumbledore'un şatoda olduğunu biliyordu. Daha sabah görmüştü. Böylece çözmesi gereken sadece şifre kalıyordu.

Goldie, şifrenin Öğrenci Başkanları ve Profesörler tarafından bilindiğini biliyordu. Eğer müdür Dumbledore olmasaydı o odaya tek başına gitmeye cesaret edemezdi. Fakat Dumbledore'un durumu açıkladığında kendine kızacağını sanmıyordu.

Gryffindor Öğrenci Başkanları maçtaydı. Goldie, ortak salona girdiğinde birkaç küçük sınıf, parmaklarının sayısını geçmeyecek kadar üst sınıf öğrencinin ders çalıştığını gördü.

Gözleri kızıl saçlı kızla buluşunca gülümsedi. Belki Lily şifreyi biliyordur diye düşündü Goldie.

"Hey Lily!" dedi kıza yaklaşırken.

"Efendim, Goldie?" dedi Lily gözlerini yazdığı parşömenden kaldırarak.

"Sana bir şey sorabilir miyim?"

"Ah- tabii!" dedi Lily.

"Dumbledore'un odasının şifresini- biliyor musun?" umutla baktı gözleri.

"Evet, biliyorum." dedi Lily kaşlarını çatarak. "Neden sordun?"

"Biliyor musun?" dedi Goldie şaşkınlıkla. "Söyleyebilir misin?"

"Ah- Kiraz Çürüğü diye hatırlıyorum. Değişmiş olabilir. Neden sord-"

"Sen harikasın." dedi Goldie sevinçle ve koşarak ortak salondan çıktı.

*

Şatoda yaklaşık yarım saatlik bir dolanma sonucu Goldie Dumbledore'un odasını bulmuştu.

Koridorun ucundaki dev Griffin heykeliyle girerdiniz oraya. Griffin kendi etrafında dönerek merdivenleri önünüze getirir ve bir kat yukarı çıkmanızı sağlardı.

"Kiraz Çürüğü!" dedi heyecanla Goldie. İlk birkaç saniye hiçbir şey olmadı. Ardından taşlar birbirine sürtünmeye başladı. Goldie, yukarı çıkmaya başlayan merdivenlere zıpladı.

Merdivenler tamamen durduğunda Goldie bir kapının karşısında duruyordu. Sarı taşlarla örülmüştü tüm duvarlar. Heyecanlı adımlarla kapıya yaklaştı ve iki defa tıklattı.

Kimse içeri gelmesini söylemedi ancak kapının kilidi usul bir tıkırtıyla açıldı. Goldie, kapının kolunu tuttu ve içeri girdi.

Oldukça aydınlık bir yerdi burası. Dört bir yandan ışıklar yansıyordu. Tonlarca alet vardı. Buhar çıkaran, parlayan, ayakların üzerine oturtturulmuş tonlarca alet...

Golden Black ➳ the MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin