17 ► Defter

6.9K 598 329
                                    

Hayran Kurgu'da #496 olduk. Okuyan herlese teşekkürler. ☆

İyi okumalar.

Tüm takım, yatağa uzanmış olan Susan Coldwell'in yanındaydı.

Susan, süpürgeden düşmüştü ve düştüğü yükseklik neredeyse on metreydi. Apar topar Madam Pomfrey'in yanına gelmişlerdi ve Pomfrey Susan'ın birkaç kırığının olduğunu söylemişti. Birkaç ilaç için Hastane Kanadından uzaklaşmıştı. Bu sırada ise takım başına üşüşmüştü.

Peter ve Sirius, Susan'ın Madam Pomfrey'e ulaştığına emin olduktan sonra tüymüşlerdi. Fakat onun süpürgesinden düşmesini hala komik buluyorlardı.

"Ah-" dedi Susan yatağında dönmeye çalışırken. Yataktan biraz uzakta tartışan Jack ve June hızla yatağın yanına geldi.

"Coldwell, iyi misin?" dedi Sullivan Susan'a doğru eğilerek. Sanki yaklaşırsa sesini daha iyi duyabilirmiş gibi Susan'ın dibine girmişti.

"Öldüm ben." Dedi Susan inleyerek. Gözlerini açamıyordu çünkü aşırı güneş ışığı gözlerini yakıyordu.

"Süpürgeni kimin büyülediğini bir bulayım-" dedi Jack tehditkar bir şekilde ellerini sıkarak.

"Kaba kuvvet hiçbir işe yaramaz." Dedi Leo Findley kısık ve tiz ses tonuyla.

"Kaba kuvvet işe yaramayabilir." Dedi James Susan'ı süzerek. "Ama ben yapacağımı biliyorum."

Diğerleri James'i pek sinirli görmezdi. Fakat maça bir hafta kala oyuncusunun süpürgesinden düşürülmesine kimin neden olabileceği hakkında upuzun bir liste oluşmuştu aklında.

Ancak bu listede Sirius Black adı yoktu.

"Yapmayın-" dedi Susan kısık bir sesle. Doğrulmaya çalıştı. "Başınızı derde sokmayın. Kırıklar geçer-" uzun süre konuşmasından dolayı nefesi tıkandı. "Ben iyileşirim."

"Tabi iyileşeceksin!" dedi June kollarını göğsünde bağlamış şekilde. "Sensiz oynayacak halimiz yok."

Birkaç kişi ona katıldığını belirten mırıltı bıraktı.

"Pomfrey gelmeden gitsek iyi olur." Dedi Frances Lowell.

"Evet- Susan dinlenmeli." Dedi Sullivan düşünceli düşünceli. 6 kişi, ayaklarını sürüye sürüye Hastane Kanadı'ndan çıktı.

*

Goldie, Susan'ın Madam Pomfrey'in yanına gitmesi için yardım etmeye çalışmıştı fakat doluşan hayranlar neredeyse ellerini üstünde götürmüştü Susan'ı. Bu nedenle Goldie Sirius'tan hesap sormak için ortak salona gitmeye karar verdi.

Ortak salon çoğu zaman olduğunun aksine boş sayılırdı. 7. Sınıflar tüm masaları kaplamıştı ve birkaç alt sınıf onların yanındaydı. Geri kalan öğrenciler ise dışarıda geziyor ya da kütüphanede inekliyordu.

Ortak salonun genel sessizlik oranına göre köşede oturan üç çocuk çekti dikkatini Goldie'nin. Sirius Black el kol hareketleriyle bir şeyler anlatıyordu. Remus'un çok zevk alır yanı yoktu ancak Peter kolları karnında gülüyordu.

Sirius, hikayeyi anlatmaya devam ederken göz ucuyla kendisine gelen Goldie'yi gördüğünde nefesi boğazında kaldı. Goldie çok- sinirli görünüyordu. Birkaç kez öksürmek zorunda kaldı.

"Sirius Black!" dedi Goldie gözlerini kısıp Sirius'a bakarak. "ve Peter Pettigrew!" Peter da Goldie'nin ciddi tavrına gülmesinin durdurmakla cevap verdi.

"Senin o kıza ne garezin var? Daha da önemlisi Quidditch takımına ne garezin var?" dedi Goldie doğruca Sirius'a bakarak. Aynı boyda olsalar Sirius onu daha fazla ciddiye alabilirdi.

Golden Black ➳ the MaraudersWhere stories live. Discover now