16 ◆ Balo Aşkları

5K 400 435
                                    


"Yüzünce defa söylüyorum James, kötü görünmüyorsun." dedi Sirius bıkkınlıkla.

Parti öncesi kendi odalarında hazırlanma aşamasındaydılar ama daha çok James'in ortalıkta koşuşturmasını durdurmaya çalışıyor sayılırlardı. James; papyonunun, ceketinin, cüppesinin, saçlarının, gözlüğünün, tırnaklarının şekillerinin dahi mükemmel görünmesi için uğraşıyordu.

"Ben çıksam iyi olur." dedi Remus saçlarına şekil verirken. Kumral saçlarını tarıyordu.

"Küçük yılanın beklemesin seni." dedi Sirius iğneleyici bir tonda. Kendisini Griffinhorn partisinde yalnız kaldığı için bir süre diğerlerine laf söyleyerek yaşayacaktı.

"Sana da iyi eğlenmeler, Pati!" dedi Remus ona el sallayarak. Ardından cüppesini çekiştire çekiştire odadan çıktı.

"Ben de çıksam iyi olur." dedi Peter onun arkasından. Zaten odada kaldığında James'i iyi göründüğüne ikna etmekten başka iş yapmıyordu.

"Git hadi, adi fare." dedi Sirius onun arkasından.

"Yani saçlarımın normal göründüğünü düşünüyorsun." dedi James saçlarını çekiştirirken.

"Evet, evet, evet. Zaten Lily saçların için senden ayrılacak değil." dedi Sirius sıkılmış bir tonda.

James, Sirius'un kollarından tuttu ve onu sarstı. "Yalvarıyorum Pati, bana şans dile."

"Merlin seninle olsun, James. Artık gitmelisin. Lily hazırlanmıştır."

"Tamam, tamam." Gözlüğümü alayım." masada duran gözlüğü özenle taktı.

"Sana da iyi şanslar!" dedi kapıdan çıkarken ve sakin olmaya çalışarak merdivenlere yöneldi.

Sirius, James'in çıkmasıyla boy aynasında son defa kendisini süzdü. Yakışıklı görünüyordu her zaman olduğu gibi.

Goldie'nin bugün sergilediği garip davranışlardan sonra doğru düzgün konuşamamışlardı bile. Yine de Sirius bu geceliğine sorguyu bir kenara atacak ve Goldie'ye borçlu olduğu partiyi verecekti.

Saçlarını düzeltti ve kendinden emin adımlarla çıktı yatakhaneden. Aşağı indiğinde herkesin dört bir yanda dolaştığını gördü. Fakat Sirius'un gri gözleri herkesi değil, Goldie'yi arıyordu.

Onu müzik grubunun yanında konuşurken buldu. Çalmalar gereken müzik hakkında konuştuklarına emindi.

Goldie, mavi bir elbise giymişti. Elbise dizlerine kadar uzuyordu ve bol bir eteği vardı. Boğazına kırmızı bir fular bağlamıştı ve saçlarının üst kısmını arkadan tokayla toplamıştı.

Fakat Sirius onun görünümünü pek umursamıyordu. Çuvaldan kıyafetlerin içinde bile parlardı Goldie onun gözünde. Altın gibi değerliydi Goldie, Sirius'un gözünde.

Ona çapkın bir sırıtmayla yaklaşırken Goldie'nin onu görmesiyle gergin bir gülümseme oluştu dudaklarında. Zaten Longlive maceralarından beri Goldie gergin görünüyordu.

Sanki bir şeyler değişmişti.

Değişim Sirius'un umurunda değildi. Goldie olduğu sürece bir yerin altında bile yaşamaya razıydı Sirius.

Goldie, Sirius'un gelişiyle konuştuğu kıza bir şeyler fısıldayıp aralarındaki konuşmayı bitirdi.

"Sonunda gelebildin." dedi Goldie ona geniş bir gülümsemeyle bakarken.

"Matmazel çok beklemedi, umarım." dedi Sirius gülümseyerek.

Goldie eteğinin yanlarından tutarak selam verdi. "Mösyö Patiayak'ı beklemek en büyük hobimdir." Elini uzattı.

Golden Black ➳ the MaraudersWhere stories live. Discover now