6 ◆ Seçmeler

5.7K 439 258
                                    

Goldie, o sabah heyecanlanmak için birçok nedene sahipti.

Bugün seçmeler vardı. Takım kaptanı June takımı yeninden kurmak istiyordu. Bunun en temel nedeni takımın bel kemiğini oluşturan iki oyuncunun mezun olmasıydı tabi ki.

Goldie, seçmelere Kovalayıcı olarak katılacaktı. Bir Vurucu olmak için güçlü kollara sahip değildi. Arayıcılık ise Goldie'ye sıkıcı geliyordu. Tüm aksiyondan uzaklaşıp uçan, minik bir topun peşinde uçacak değildi.

Sirius'un Hastane Kanadı'ndan çıkmasının üzerinden bir hafta geçmişti. Yine de Sirius Regulus ile olan konuşmasından Goldie'ye bahsetmemişti. Goldie, onun neden konuşmamak istediğini az çok anlıyordu.

James bu hafta boyunca birçok değişim geçirmişti. Daima gevşek duran kravatını doğru düzgün bağlamaya başlamıştı. Bunun yanında konuşmadan önce daha fazla düşünmeye başlamıştı.

Aslında Goldie bu düşünme meselesinin temelinin Lily'e dayandığına emindi. Onların aralarında bir anlaşma yaptığını duymuştu. Lily, James'i adam gibi bir Öğrenci Başkanı kalıbına sokmaya çalışıyordu. James ise her ne kadar bazı şeyleri yapmayı istemese de kuzu kuzu yapıyordu.

Bu istemediği şeylerden biri saçlarıydı muhtemelen. Lily, dört bir yana orman gibi savrulan saçlarını düzene sokmasını istemişti. Ancak James'in saçları yüzyılın en bağımsız saçları olduğu için becerememişti. Tokalar bile tutmuyordu saçlarını.

Lily de bu durumda saçlarını kesmesi gerektiğini söylemişti. Bir Öğrenci Başkanı asla bir hovarda gibi gezemezdi.

Goldie ve Remus kesmişti James'in saçlarını. Goldie, saçların yan tarafını ve arkasını kısaltmıştı. Ön tarafına ise fazla dokunmamayı tercih etmişti. James'in kimliğiydi sonuçta o saçlar. Bir Öğrenci Başkanı dahi olsa dağınık saçları olmazsa olmazdı.

Bunun yanında Goldie hem Lily hem de James ile arkadaş olan biri olarak aralarında arkadaşlık ilişkisinin artık başka yönlere gittiğinin farkındaydı. Goldie Hogwarts'a ilk ayak bastığında Lily James'in selamlarını dahi almazdı. Fakat James artık bazı şeylerin farkına vardığında Lily onunla konuşmaya başlamış sayılırdı.

Ve bu sene James Öğrenci Başkanı olmuştu. Buna layıktı da. Lily her ne kadar eskileri hatırlayıp onun bu görevi kötüye kullanacağını sansa da öyle olmamıştı.

James Potter, Lily'e sorumluluklarını almak istediği için yalvarmıştı.

Lily, kindar biri değildi. Bir süre sonra o da James'ten hoşlanmaya başlayacaktı. En azından Goldie öyle umuyordu.

Goldie, Büyük Salon'a girdiğinde Exa'nın yeniden Gryffindor masalarında yer aldığını gördü. Bazı günler yemekleri Goldie'nin yanında yiyordu.

Aslında Exa iyi bir kızdı Goldie'ye göre. Konuşuyorlar, gülüşüyorlar, muhabbet ediyorlar, ağlıyorlardı. Goldie, bir kızla takılmayı özlemişti.

Sirius pek omzunda ağlayıp, dert anlatılacak biri sayılmazdı.

O sabah Exa Remus ile konuşuyordu. Remus'un dudaklarında zoraki bir gülümseme vardı. 'Biri şu kızı başımdan alabilir mi?' bakışlarıyla Çapulcular'ı çağırıyordu. Ancak James June ile derin bir konuşma yapıyordu. Sirius ile Peter ise fısır fısır konuşuyorlardı. Arada bir bakışları Ravenclaw masasına uğruyordu.

Sirius, her ne kadar Snape'i McGonagall'a söylese de daha intikamını almış hissetmiyordu. Goldie, onların plan yaptıklarını düşündü.

Goldie, Exa'nın ve Sirius'un arasında kalan boş sandalyeye yerleşti. June ve James Goldie'nin gelişiyle susarken Sirius ve Peter ise dedikodu mu yoksa plan mı olduğu belirsiz konuşmalarına devam etti.

Golden Black ➳ the MaraudersWo Geschichten leben. Entdecke jetzt