8 ◆ Hırsız

5.1K 419 689
                                    


Goldie için neredeyse tüm yıl tedirginliklerle geçmişti.

Exa olayından sonra Slytherin'ler geri adım atmış görünüyorlardı ki Goldie aylardır onlarla konuşmamıştı bile. Aynı zamanda Barty Exa'yı şikayet etmemiş ve Exa'nın başı büyük dertlerden kurtulmuştu.

Goldie, bu kadar mutlu zaman geçirmesine rağmen rahat değildi. Fırtına öncesi sessizlikti sanki her şey.

Tabi bu arada Quidditch maçları onun dikkatini dağıtıyordu. Takımla uyumluydu ve süpürge üzerinde uçmak tam da istediği şeydi.

Harry Potter'ı okurken süpürge üzerinde, rüzgarın saçlarını havalandırdığını belki de defalarca hissetmek istemişti. Şimdi ise bir Quidditch oyuncusuydu.

Bu sene takım geçen seneye göre daha iyi sayılırdı. Vurucular daha uyumlu çalışıyordu. Goldie ve Noble ise Susan ve Leo'yu aratmıyordu. Zaten Susan ve Leo harika oyuncular sayılmazlardı. Yerlerini doldurmak zor olmamıştı.

Dönemin son maçı ise Slytherin ve Gryffindor arasında olacaktı. Son zamanlarda artan kar ve fırtına ile maç iki gün ertelenmiş ve tam da Noel tatilinden bir gün öncesine alınmıştı.

Ertelenmeler aslında oyuncuların işine yaramış sayılırdı. Goldie, daha fazla antrenman yapmıştı ve o sabah kendini gayet zinde hissediyordu. Zaten bu sene Gryffindor birincilikle bitireceği belliydi sezonu.

Maçtan önce, kahvaltıdaydılar. Goldie, o tatil Lily'nin daveti üzerine Evans ailesinin misafiri olacaktı. Aynı zamanda Lily Marlene'i de davet etmişti. Goldie'nin Lily'nin planını anlamak için fazla zeki olmasına gerek yoktu.

Yine de oyun bozancılık yapmıyordu. Marlene ile ayrı düşeli çok olmuştu ve özlemişti. Marlene'in de aynı şeyleri hissettiğine emindi. Tek gereken onları barıştıracak bir olaydı.

Goldie, tabağını karıştırırken bir yandan James'in taktiklerini dinliyordu. Az ötesinde Exa, Remus ve Peter hararetli bir muhabbet içerisindeydiler. Exa yine süper-hızlı konuşmasını yapmaktaydı.

"Sakın unutma, Rosier manevra yapamaz. Onunla sürekli yer değiştirerek oynamalısın. Ayrıca geçen sene Tutucu'nun fark ettiğim bir olayı var. Sol kolu biraz daha güçsüz kalıyor. Nott'un daima soluna oyna." dedi James bir yandan elleriyle kendisini destekliyordu. Saçları eskisi gibi uzamıştı. Fakat Lily ona tekrar kestirmesi gerektiği gibi zırvalıklarda bulunmamıştı.

"Carrow'a dikkat etsen iyi olur. Bazen top ile kafanın yerini karıştırabiliyor." acı acı başını ovdu. "Beni bir kez fena yakalamıştı."

Goldie, sıkılgan bir şekilde çenesini eline dayadı. "Sirius nerede kaldı?"

James onun uyuya kaldığı hakkında bir şeyler söylemişti. O zamandan beri Goldie onu bekliyordu çünkü Sirius bu hayatta moralini düzeltebilen nadir kişilerdendi.

James sırtını esnetti. "Kalp kalbe karşıdır demişler. Baksana, geliyor." Goldie çenesinin üzerinden döndü ve kapıdan içeri gelen Sirius'a baktı. Kırmızı-sarı bir kazak giyiyordu. İçeri girerken birkaç kişiye selam çakmış ve gri gözlerini Goldie'ye dikmişti.

"Günaydın!" dedi neşeyle Sirius sandalyesine yayılırken.

"Günaydın. Pek geç kalktın bugün." dedi Goldie ağzına bir parça poğaça atarken.

"Eğer maçı izlemek istiyorsam adam gibi uyumam gerekir." dedi Sirius sırıtarak. "Kazanıyoruz değil mi?"

"Kaç maçtır bir defa bile yenilmedik, Pati. Elbette kazanacağız." dedi neşeyle James.

Golden Black ➳ the MaraudersWhere stories live. Discover now