1 ● Aile

6.7K 400 795
                                    


Forest's Era, şehirden kilometrelerce uzağa kurulmuş bir kasabaydı. Aslında eskinden geniş yapraklaı ormanlarıyla ünlüydü ancak son yıllarda yapılan ağaç kesimleri nedeniyle orman kasabadan çekilmişti. Tabi 1986 yılının başından beri ağaçlandırma çalışmaları başlamıştı, yine de sekiz ayda pek yol kat ettikleri söylenemezdi.

Black ailesi, Forest's Era'nın en uzak köşesinde, gözlerden çekilmiş bir yerde yaşardı. Aslında böyle yaşamalarının en temel nedeni büyücü olmalarıydı.

Muggleların yaşadığı Forest's Era, ormanların çekilmesinden beri kuraklıkla baş etmeye çalışıyordu. Bunun yanında Black ailesinin üç katlı, sıkışık evleri ormana yakın olduğu için sıcaktan etkilenmezdi.

O gün, Black ailesi aceleyle koşuşturuyordu. Aslında ailenin küçük bir kısmı koşuşturuyor desek daha doğru olur.

Goldie, odasında Sirius için kıyafet seçmeye çalışıyordu. Sirius, son zamanlarda kıyafet seçme konusunda çok sıkıntılar yaşıyordu. Goldie de onun kıyafetlerini kendisi ayarlama konusunda anlaşmıştı. Yoksa aile sırf Sirius hangi cüppesini giyeceğine karar veremediği için gidecekleri yere bir saat geç kalabilirdi. Başlarına gelmemiş değildi sonuçta.

Onun için bu sıcakta yanmaması için açık mavi bir cüppe çıkarmış ve beyaz bir gömlek koymuştu. Sirius genelde siyah giyinmeyi severdi fakat Goldie onu diğer renklere alıştırmaya başlamıştı.

Kıyafetleri yatağa koyduktan sonra pencereye yöneldi. Sirius, asasını tembel tembel sallıyor ve Goldie'nin özenle diktiği çiçekleri suluyordu.

"Sirius! Hadi yukarı gel!" dedi Goldie sesini yükselterek. Sirius ona döndü.

"Geliyorum."

Goldie, kendi için hazırlanmaya devam ederken bir alt kattaki Halley hazırlanmaya başlamamıştı bile. Saçlarını kesiyordu.

Tüm yaz boyunca annesi onu saçlarının güzel olduğuna ikna etmişti ancak Halley daha fazla uzun saç istemiyordu.

O kısa saçların insanıydı.

Elinde ki makasla neredeyse omuzlarına gelen saçlarını seri biçimde kesti. En az kardeş Atlas'ın saçları kadar kısaltıyordu.

Atlas'ın aklından geçmesiyle kardeşinin odaya dalması bir oldu. Siyah bir cüppe giymişti. Halley, onun havalı görünmeyi sevdiğini biliyordu.

"Yine saçlarını mı kesiyorsun?" dedi Atlas arkasından kapıyı kapatırken. "Bu sefer bayağı kısaymış."

"Geç bile kaldım." dedi Halley gözlerini saçlarından ayırmadan. Siyah saçların halıya dökülmesini umursamıyordu. Annesinin asasıyla temizlemesi çok uzun sürmezdi sonuçta.

Halley ve Atlas çok iyi anlaşan kardeşler değildi. Atlas birazcık öne çıkmayı severdi. Tabiri caizse övülmeyi severdi. Tabi övünebileceği birçok şeye sahipti de! En az babası kadar yakışıklıydı. Simsiyah saçları, parlak mavi gözleri vardı. Bunun yanında Gryffindor Quidditch Takımı'nda Kovalayıcı'lık yapıyordu.

Ancak Atlas'ın bu sefer oraya gelmiş olmasının amacı Halley'e bir monolog tadındaki sohbetlerinden yapmak değildi.

Seri hareketle cüppesinin içinden bir paket çıkardı. Halley, makası elinden bıraktı ve usulca arkasını döndü.

"O da ne?"

"Sigara diyorlarmış." dedi Atlas paketi usta bir şekilde çevirirken. "Mugglelar buna bayılıyor."

Golden Black ➳ the MaraudersWhere stories live. Discover now