21 ► Plan

6.2K 551 199
                                    

"Hemen içeri girip o Pelerini alıyoruz." dedi Potter korkuyla. Goldie, James'i ilk defa böyle görüyordu. İlk defa yaptığı şeyden pişmanlık duyar gibi bir hali vardı. Eh, Goldie de Pelerini kaybetse farklı bir şey hissetmezdi.

"İçeri giremeyiz." dedi Peter. "Gitmemiz lazım, az sonra bizi aramaya geleceklerdir."

"Hayır!" diye bağırdı James. "Pelerin olmadan şuradan şuraya gitmem." dedi sinirle kollarını bağlayarak.

"James, şimdi gitmeliyiz. Almak için döneceğiz." dedi Goldie soğukkanlı kalmaya çalışarak. "Harita hala bizde, değil mi?" Sorarcasına Sirius'a baktı.

"Hayır, ben de değil." dedi Sirius kafa sallayarak.

"Yoksa onu da mı kaybettik?" dedi James inleyerek.

"Hayır, Harita'yı Remus'ta bıraktık." dedi Peter birkaç adım daha yukarı çıkarak.

"Zaten Harita işe yaramaz, diğer ortak salonları göstermiyor." dedi Sirius kafa sallayarak.

"James, tekrar Pelerini almaya geleceğiz, söz veriyorum." dedi Goldie güven verici olmaya çalışarak. Ancak James pili bitmiş oyunca ayı gibi kafasını yere eğmiş, omuzları çökmüş saçları bile eski parlaklığını kaybetmişti.

"Çatalak, hadi!" dedi Sirius James'i çekiştirerek. James bir şey diyecek gibi oldu ancak sonra Sirius'u takip ederek aşağı inmeye koyuldu.

Goldie de son defa Ravenclaw kapısına bakıp onları izlemeye koyuldu.

*

"İyi halt ettiniz." dedi Remus gücenmiş bir tavırla. "Nasıl almayı düşünüyorsunuz?"

"Bir de sen patlama!" dedi James sesini yükselterek. Sonra ise sesini yükseltmesinden pişman olarak başını eğdi.

"Ravenclaw'lar zekidir." dedi Sirius düşünceli düşünceli.

"Evet, biz bilmiyorduk zaten." dedi Remus göz devirerek.

"Hayır! Eğer içlerinden biri Görünmezlik Pelerini'ni bulursa ne olduğunu hemen anlayacaktır." dedi Sirius Hufflepuff masasının arkasında ki masaya odaklanarak.

"Alan kişi çok mutlu görünüyor olmalı." dedi Goldie arkasını dönerek. Şimdi beş kişi de doğruca Ravenclaw masasını süzüyordu.

"Şu kız oldukça şüpheli görünüyor." dedi James masanın başında gülümseyerek tatlısını yiyen kızı göstererek. 5 ya da 4. sınıf olmalıydı. Sapsarı saçlarını özenli bir şekilde omzundan aşağı sarkıtmıştı. Çıkık bir çenesi, yüzüne küçük görünen gözleri vardı.

"Çok saf." dedi Sirius. "O alsaydı gözleri yerinden çıkardı."

"Peki ya bizi yakalayan çocuk?" dedi James. "O almış olabilir."

Beş çift göz masanın orta taraflarında oturan çocuğa odaklandı. Kağıt gibi bir teni ve hala kırmızı görünen dudakları vardı. Çakır gözleri yanında oturan kıza odaklanmıştı ve samimi bir sohbet içindeydiler.

"Onu tanıyor musunuz?" dedi James kısık bir sesle.

Goldie onu tanıyordu elbette. Birkaç gün önce Aster'dan kaçarken karşılaştığı çocuktu. Hala Goldie'ye korkutucu geliyordu.

"Evet." dedi Remus. "7. sınıfa gidiyor diye biliyorum. Kütüphanede çok karşılaşırdık."

"Öğrenci Başkanı olduğu doğru mu?" dedi Goldie kendini tutamayarak. Çocuğun hala kendisine yalan söyleyip söylemediğine emin değildi.

"Tabi ki hayır! Ona Başkanlık veren aklını peynir ekmekle yemiştir." dedi Remus gülerek. Dört boş bakışı görünce gülümsemesi durdu.

Golden Black ➳ the MaraudersWhere stories live. Discover now