22 ► Enayi

6.3K 521 315
                                    




"Filch 2. kat koridorunda. Mrs Norris kütüphanenin yakınlarında dolanıyor. Peeves ise zindanların o tarafta. Yol tamamen temiz." dedi James asasından fırlayan cılız ışıkta Çapulcu Haritası'nı incelerken.

Ravenclaw ortak salonuna giden merdivenlerdeydiler. Tıpkı Kehanet dersliğine giden merdivenler gibi sanki sonsuza kadar uzanıyordu Ravenclaw merdivenleri.

Sirius en önde yürüyor ve önlerini aydınlatıyordu. Goldie onun arkasında ve James en arkada bir yandan Harita'yı kontrol ederek yürüyorlardı.

Goldie, beyin jimnastiği yapmaya çalışıyordu. Kapıdan geçmeleri için ilk sınavları soru olacaktı. Eğer basit bir mantık yürütürse cevabı kolaylıkla bulabilirdi.

Matematik sınavlarına girmeden öncesi gibi hissediyordu. Sınava beş dakika kala kalemi kırılmış ve etrafta kalem dilenmeye kimse yok gibiydi. İçinden bir ses başaramayacağını haykırıyordu. Şimdi Remus'u neden reddettiğini anlamlandıramıyordu. Onun gelmesi içeri girme şanslarını neredeyse iki katına yükseltirdi.

Merdivenleri çıkarken idama giden mahkumlar gibiydi. Taştan, yer yer çatlamış merdivenleri çıkarken lisede işlediği tüm ders konularını tekrar ediyordu. Ancak kapının Victoria Dönemi hakkında bir liste sormayacağını biliyordu. Ya da Fotosentez denklemini bilmenin kapının sorusuna etkisi olmayacağının farkındaydı. Ne kadar çalışırsa çalışsın kullanması gereken mantığıydı, zihni değil.

Merdivenler bitti ve karşılarında tanıdık ahşap kapı çıktı. Bronz bir kartal işlemesi vardı üzerinde. Gecenin karanlığı ile oldukça loş görünüyordu. Goldie, diğerlerine gergin bakışlar attı ve birkaç adım öne çıkarak kapıyı tıklattı.

"Karanlık bir odada olduğunu hayal et. Nasıl dışarı çıkarsın?" dedi kapının bilindik sesi. Bir kadın sesiydi bu. Ne tiz, ne kalındı. İnsanlarla alay edermiş gibi değil, bilge bir tınıyla sorardı sorusunu.

Goldie yutkundu. Karanlık bir odadan çıkmak için kapıyı kullanması gerekirdi. Ancak karanlık bir odadaysanız kapıyı göremezdiniz.

Elleri terlemeye başladı. Goldie, teri gizlemek için ellerini pelerinin içine sakladı ve diğerlerini süzdü. James, 'düşünsem de bilemem, beynimi yormaya gerek yok' dercesine Goldie'ye bakıp omuz silkti. Asasıyla Harita'ya bakıyordu hala.

Sirius ise daha farklıydı. Düşünüyor gibi görünüyordu ancak Goldie onun düşünürken ne kadar komik göründüğünü fark etti. Dudaklarını fark etmeden ördek dudağı gibi büzmüş, gözleri kapının işlemesini inceliyordu. Saçları, kumaşın üzerinden yanaklarını kapatıyordu. Goldie, bir ara başına kumaş bağlamanın kendisini Rambo gibi göstermediğini söylemeyi aklına not etti.

Goldie tekrar düşünmeye koyuldu. Kapı bir karanlık bir odadan çıkmasını istiyordu. Soruyu içinden tekrar ederken birden beyninde ışık çaktı.

Kapı karanlık bir odadan nasıl çıkılacağını sormuyordu, hayali karanlık bir odadan nasıl çıkılacağını soruyordu.

"Buldum." diye fısıldadı erkeklere. Yüzünde, Çin Seddi kadar uzun bir gülümseme vardı.

"Eminsin değil mi?" dedi James tereddütle.

"Evet." dedi Goldie. "Hayal etmeyi bırakırsam; hayali, karanlık odadan çıkabilirim."

"Aferin!" dedi kapının sesi. "İyi bildin."

"Sen yaşayan en zeki Gryffindor'sun, farkında mısın?" dedi Sirius etkilenmiş bir şekilde Goldie'ye bakarken. Goldie ona sıcak bir gülümseme fırlattı.

Golden Black ➳ the Maraudersحيث تعيش القصص. اكتشف الآن