Adsız Bölüm 54

16.9K 442 10
                                    

ELİF

Sabah uyandığım da sevgili kocam kalmış, takımlarını üstüne giyinmişti.Bu gün bir toplantısı vardı ve bu toplantı kar yüzünden ertelenmişti.Meterolojinin yaptığı uyarı üç gün sonra tekrar olacağı yönünde idi ve bu aradaki süre de tüm işleri bitirme kararı almışlardı.

Hep birlikte yapılan kahvaltıdan sonra beyleri işe gönderdik.Biz de bayanlar olarak çeneye daldık.

Babaannem yanımızdan bir süre sonra kalktı ve içeriye gitti.Bizde annem ile birlikte benim odama Doruğun yanına çıktık.Fidan yine odasına çekilmiş kayınvalidem ve Aydan'da teyzeler için oda ayarlamaya dalmışlardı.Öğlene doğru Saliha gelerek taze çay demlediğini,aynı zamanda babaannemin bizleri çağırdığını söyledi.

Fidan yukarıdan,Aydanlar diğer oda dan, hep birlikte aşağı indik.Ortada geçenlerde gördüğüm sandık duruyordu.Sandığın dışı muhteşem görünüyordu ama eski idi.Biraz bakım ile harika bir görünüme kavuşurdu.Hepimiz oturduk meraklı gözlerle birbirimize bakmaya başladık.Saliha çay servisini yaptı ve oda oturdu.Babaannem bana dönerek bir bohça uzattı.

Açtığımda el işlemesi gecelik,bir kaç masa örtüsü,salon takımı,ve küçük bir kese çıktı.Kesede kalın el işi bir bilezik ve eski bir yüzük çıktı.Teşekkür ederek aldım.Aklımda o sandığın içinde ne olduğu vardı.Babaannem Fidan'a döndü ve'' bana bir  söz verirsen sana bir şey vereceğim.Eminim çok beğeneceksin.''

Bir an düşünmeye daldı.Sonra ney peki ip ucu ver diye söyledi.

Peki o zaman şöyle diyeyim.Değer vereceğin ve yerine asla yenisini alamayacağın bir şey.

Fidan gülümseyip, annemler yaşamayacağına göre.Neyse yerine asla alamayacağım bir şey , biraz düşündü ve meraktan çatlayacağını söyleyip, tamam ama önce ney ise onu istiyorum dedi.

Babaannem elindeki  anahtarı uzattı ve bu senin dedi.

Nasıl yani tüm sandık onun mu.Yani içinden çıkan herşey onun mu?Çok sinirlenmiştim.Hırsımdan Saliha'ya çayları tazeleyelim dedim ve kalktım.

Fidan sandığın başına geçti ve titreyen elleri ile sandığı açtı.Hemen kapatıp, derin bir nefes aldı ve oda ya çıkartmak istiyorum.Oda da bakacağım dedi.

Daha çok merak etmiştim ve burada bakınca incilerin dökülmüyor, bende burada açtım ne olmuş yani diye söylendim..Annemin bana yaptığı sus işaretine aldırmayarak.

Fidan  zorla ve inatla sandığı yukarı çıkarttı.Bizde peşinden gittik ,babaannem gitmemiz için işaret etmişti.Hep birlikte odasındaki koltuklara oturduk, kayınvalidemin de ısrarı ile sandığı açtı, sandığın içinden nevresimler,örtüler,gecelikler çıkarttıkça sinir olmuştum.Hepsinde sandık lekesi olsada yinede ondakiler hem daha çok,hemde şık şeylerdi.Bazı şeyleri çıkartmadan kenara itiyordu.

Bu kadar yeter gerisine ben kendim bakacağım.Sandığın içinde çaktırmadan bir şey kokladı ve bıraktı.Çok merak etmiştim ve bunu öğrenmeli idim.Sandığın kenarını açtığında gözleri parladı.İçinden bir tane kolye çıkarttı.Kararmış bir zincir,ucunda parlayan taşı ile dört yapraklı yonca kolye idi.Çok şık olduğu belli idi.Avucuna aldı, bir süre inceledi ve tekrar sandığa koydu.

Örtünün bir tanesini annem izin isteyerek aldı ve işlemeyi incelemeye başladı.Hemen yanına yaklaştım.incelerken resmen sesli olarak Fidan bunda gözüm kaldı valla çok güzel dedim.

Hiç umursamadan sandığın içinde bir şeylere bakıyor bir yandan da hiç birini veremem kusura bakmayın diyordu.Bir anda  Saliha'nın elindeki vişne suyu  örtüye döküldü.Bizim sesimize döndü baktı ve ilk defa gözlerinde o ateşi gördüm

UFAKLIK(küçük gelin)**tamamlandı**Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin