Bölüm 2 / Kaza

10.6K 549 442
                                    

"Kardelen!" Kardelen'e seslendiğim an oturduğu sandalyede kafasını arkaya döndürüp heyecanla bana baktı.

"Nefes Abla!" Gülümseyerek yanına gittim ve önünde durup diz çöktüm. Ellerimi yanaklarına koyduğumda büyükçe gülümsedi.

"Nasılsın bakalım görmeyeli?"

"İyiyim ama sen neden hiç gelmiyorsun? Abim seni çok özlediğimi sana söylemedi mi yoksa?" Uygar kardeşinin lafları üzerine ellerini 'ben suçsuzum' dercesine kaldırdı. Ben ise gülümseyerek ayağa kalktım ve Kardelen'in oturduğu tekerlekli sandalyenin arkasına geçtim. Çok küçük yaşta geçirdiği bir kaza yüzünden tekerlekli sandalyeye muhtaç kalmıştı.

"Söyledi tatlım ama ben bu aralar çok yoğunum. O yüzden pek gelemedim. Beni anlayabileceğini düşünüyorum." Bir yandan konuşurken bir yandan da sandalyeyi oturma odasına doğru sürmeye başladım.

Kardelen boynunun izin verdiği ölçüde kafasını bana döndürerek gülümsedi.

"Tabii ki anlarım. Zaten şimdi geldin ya. Gerisi önemli değil!" Gülümseyerek sandalyesini kanepenin önüne çekip oturdum. Uygar da yanıma oturmuştu.

"Nefes kızım. Hoş geldin!" Kapıya baktığımda Canan Teyzenin kollarını açmış bana doğru geldiğini görünce ayağa kalkıp kolları arasına girdim.

"Hoş buldum Teyzem." Bana sıkıca sarılıp geri çekildiğinde yüzünde yapmacık bir sinir vardı.

"Ee ama sen hiç uğramaz oldun. İnsan bir gelir hal hatır sorar. Özlettin kendini." Tebessüm ederek omuzlarımı hareket ettirdim.

"Ben de sizi çok özledim ama okul, iş, sınavlar derken vakit bulamıyorum."

"Aman canım neyse ne. Dur ben senin sevdiğin yemekten yapayım da yiyelim beraber." Canan teyze tam mutfağa ilerlerken kolundan tutup durdurdum. Bana ne oldu dercesine baktığında yutkunup gülümsedim.

"Ya başka bir güne sözüm olsa. Şey... yarın sınavlarım var da. Çalışmam gerek."

"Ne yani? Hemen gidecek misin?" Bu soru Kardelen'den değil de Uygar'dan gelince 'bari sen yapma' dercesine ona bakıp gözlerimi devirdim.

"E ama en başta beni senin anlaman gerek. Sınavlar zaten zor. Bir de çalışmazsam nasıl geçeceğim?" Uygar omuzlarını silkti ve oturduğu kanepeye daha da yayıldı.

"Ya gel ben seni çalıştırayım diyorum. Kabul etmiyorsun. İkinci sınıf öğrencisi olarak birinci sınıf konularına hakimimdir."

"Ben de sana gerek olmadığını söylüyorum. Gerçekten teşekkür ederim. Hem senin geçen seneden kalma notların benim çok işime yaradı. Zaten kendi derslerim yüzünden başını şişirmek istemiyorum." Uygar bıkkınlıkla nefesini verdi ve yayıldığı kanepede biraz dikleşti.

"Ne demek başımı şişi-"

"Ben en iyisi gideyim artık." Uygar'ın konuşmasına müsade etmeden konuşup yüzünü asan Kardelen'in yanına gittim ve sandalyenin önünde çömeldim.

"Asma ama yüzünü prenses. Sana söz en kısa zamanda tekrar geleceğim. Tamam mı? Hem... bana bir güle güle öpücüğü yok mu?" Kardelen gülümseyip kollarını boynuma sarıp yanağıma sulu bir öpücük bıraktı. Hemen affeden ve her şeyden mutlu olan bir kişiliği vardı.

"Bak söz verdin." Gülümseyerek ayağa kalktım.

"Söz prenses!"

"Bu sefer arayı fazla açma kızım."

"İnşallah Canan Teyzem." Canan Teyze ile de sarıldıktan sonra vedalaşıp dış kapıya yöneldim.

× × ×

KALPSİZWhere stories live. Discover now