Bölüm 57 / Tarih

1.8K 103 58
                                    

"Hadi gel alışverişe çıkalım. Kafanı dağıtmama yardımcı olur. Alışverişi seversin sen. Erkek olmama rağmen, ben de severim... Hadi ya Nefes kalk alışveriş yapalım!" Uygar ellerimden tutup beni kaldırmaya zorlarken kendimi yatağıma biraz daha gömerek güldüm.

"Ya Uygar. Bugün yatağımdan çıkmak istemiyorum." Uygar pes ederek derin bir nefes verdi.

"Gel, yanıma otur." Tek kişilik yatağımda biraz daha sağa kayarak onun için de yer açtım. Gülümseyerek yanıma gelerek oturunca başımı omzuna yasladım.

"Körebe mi oynasaydık?"

"Körebe mi?"

" Evet. Hem, sen gözün açık oynardın. Ne de olsa gözünün önündekileri görememekte ustasın." Uygar sonlar doğru sesini kısarken Kaşlarımı çatarak kafamı kaldırdım.

"Ne demek istedin şimdi sen?"

"Hiç." Başımı tekrar omzuna yaslarken kafamı hafifce aşağı yukarı salladım."

"Haklısın. Hiçbir şeyi göremiyorum." Biraz sessizce oturduk, başım onun omzundayken.

"Babamla doğru düzgün hiç vakit geçiremedik. Durmadan çalışıyor." Uygar karnımın üzerindeki ellerimi alarak avuçları arasına sakladı.

"Benim de bir iş bulmam lazım."

"Önümdeki vizelerim bitsin, ben de bir işe gireceğim. Senin okulun için para biriktiririz." İçime çektiğim derim nefesi yavaşça dışarı verirken kafamı olumsuz anlamda iki yana salladım.

"Gerek yok. Ben üniversite için biriktirmeyeceğim parayı. Borcum var yüklü bir miktarda. Onu ödemek için çalışacağım." Uygar omzuna dayadığım yüzümü görebilmek için hafif eğildi. Kaşlarını çatmıştı.

"Ne borcu? Hem, üniversiteye gitmekten vazgeçmedin, değil mi?"

"Babamın, hastahane borçları. Ve evet, üniversiteye gitmeyeceğim. Bu zamandan sonra birkaç ay içerisinde dört yılın konularına çalışamam. Üstelik bildiğim şeyleri de unuttum. Tek hatırladıklarım okuma yazma ve ilkokul dört işlem." Uygar'ın sinirle nefesini verdiğini hissettim.

"Nefes bu yılki sınava girmek zorunda değilsin. Gelecek seneye de sınav var. O zaman da olmaz ise bir sonraki sene tekrar denersin. Sen bu kadar kolay pes eden bir insan mısın?"

"Ben düşüncesiz bir insan mıyım?" Uygar'ın hafifce güldüğünü hissettim.

"Bu konu hakkında soruyorsan evet. Ama bunun dışında hayır, değilsin."

"Emin misin?"

"Nefes, ben saçma sapan bir konunun ufacık şeylerini bile kafasına takarak, günlerce, hatta bazen aylarca böyle derinlemesine düşünen başka bir insan daha görmedim. Üstelik düşünmeden de hareket etmezsin. Yani, çoğunlukla." Kıkırdadım.

"Tamam, ikna oldum... Hey, sen bana telefonunda olan ve benim bile bilmediğim resimlerimi gösterecektin."

"Hey, sen de bana, benim sende nasıl kayıtlı olduğumu gösterecektin." Yüzümü gülerken buruşturdum. Garip bir görüntü oluşturduğuna emindim.

"Peki." Yan masadaki telefonu elime alarak şifresini açtıktan sonra Uygar'a verdim. O da aynı şekilde galerisinin şifresini açarak bana uzattığında kendi resimlerimi bulabilmek için karıştırmaya başladım.

"Nefes, ciddi olamazsın!" Kıkırdarken omzumu silktim.

"Senin kadar yaratıcıyım... Aa, burada çok kötü çıkmışım!" Elimdeki telefondan çok berbat bir ifşamla karşılaşınca silmek için çöp kutusuna basmıştım ancak onaylayamadan Uygar elimden çekip aldı.

KALPSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin