Yarı Final Part I / Mektup

2.6K 138 93
                                    

Merhaba, ihtiyacım olan insan.

Her yıl, o yılın özetini geçtiğim bir mektup yazacaktım ya sana. Nereden başlasam bilemedim.

Özledim. Çok özledim seni. Saçımı okşayışını, kızmanı, sevmeni, öpmeni, hatta yanlış yaptığımda dövmeni bile. İhtiyacım var. Sana ihtiyacım var. Yanımda olmana ihtiyacım var. Bana kızmana ihtiyacım var. Beni dövmene ihtiyacım var. Bir insana nasihatleri anne, babası verirken benim, senin vereceğin nasihatlere ihtiyacım var...

Bilmiyorum. Ölüler sevdiklerinin yanında olurlar ama onlar görmezler derler ya. Eğer öyleyse çok fazla kızıyorsundur bana. Eminim. Ama elimden bir şey gelmiyor. Ben yapamıyorum. Senin gelip beni buradan almana ihtiyacım var.

Sana anlatmak istiyorum. Her şeyi. İçimdekileri. Bunları yazmak bile rahatlatıyor beni biliyor musun? Sen yaşıyorsun ve bu yazdıklarım sana ulaşacakmış gibi hissediyorum. Tek sırdaşım olan sana ulaşacakmış gibi hissediyorum. Kalbimin nasıl ezildiğini, sen yanımda olmadığında nasıl eksik kaldığımı bileceğini hissediyorum.

Sana güzel şeyler anlatmak isterdim. Şu an ağlarken sadece senin yokluğuna ağlamak isterdim. Kalbimin üzerindeki ağırlığı göz yaşlarımla atmaya çalışmak istemezdim.

Hayal ediyorum. Sen varsın, yanımdasın, her şey eskisi gibi. Sen yine beni tehdit ediyorsun :) Aşık olursan hem seni hem o aşık olduğun adamı mahvederim diyorsun. Abi... ben aşık oldum. Ama aşık olduğum adama kızma, olur mu? Bana kız. Hatta elinden gelirse öldür beni. Yapabilirsen. İstersen lanet et bana, bela oku, sövebildiğin kadar söv. Ama yapamıyorum. Sökemiyorum içimden. Kalbimin içinde bir yer edindi kendine. Kaldırıp atamıyorum onu oturduğu tahttan. Tam ortasında, senin tahtının yanına yerleştirdi kendi tahtını, ama kızamıyorum ona...

Kalp yetmezliği varmış bende biliyor musun? Yarı kalpsiz gibi bir şeyim yani. Merak ediyorum. Kalbim tam anlamıyla olsa bu içimdeki sevgi nasıl bir boyuta ulaşacak...

Sana söylemek ile söylememek arasında kaldım ama söyleyeceğim. Ne de olsa görüyorsun beni. Her gece yatağımda, aşık olduğum adamın evindeki yatağımda, ne kadar istemesem de gözlerimden düşen birkaç damlayı farkediyorsun. O adam evli. Biliyor musun? Evli bir adama aşık oldum ben. Üstelik yarın, tam senin ölüm tarihinde evlilik yıldönümleri var ve mektubu yazmayı bıraktıktan sonra, o adama sürpriz olsun, sırf o mutlu olsun diye eşiyle süsleme yapacağım. Onlar evlilik yıldönümlerini, elimden fazla gelmese de güzel geçirsin diye.

Hani senin görüşmeme kızdığın bir arkadaşım vardı. Uygar. Dinlememiştim seni ben. O çocukta bir şey var demiştin. Seni seviyor demiştin... Haklı çıktın. Her zamanki gibi sen haklı çıktın. O çocuğu mahvettim ben abi. Çocuk benim yüzümden mahvoldu. Elinden aldım hayatını ben onun. Eğer diyorum, eğer seni dinleseydim böyle olmayacaktı. O çocuktan uzaklaşsaydım olaylar buraya kadar gelmeyecekti. O beni bu kadar sevmeyecekti, ben bu kadar vicdan azabı çekmeyecektim.

Babamı sormuyorsundur büyük ihtimal. İlk mektubumda, ölümünün üzerinden geçen ilk yılda anlatmıştım. Bana kötü davranıyor, yardımına ihtiyacım var diye... Şimdi bana kötü davranmıyor, davranamıyor biliyor musun? Hastaymış. Çok hastaymış. Tedavi oluyor şimdi. Benim o tedavi parasını ödemeye gücüm yetmiyordu ama. O adam ödüyor, o adam iyileştiriyor babamızı. Aşık olduğum adam...

Hani, hani benim olmak istediğim bir meslek vardı. Mimarlık... O adamın mimarlık şirketi var, biliyor musun? Yanında gidemediğim üniversitelerin derslerine çalışıyorum, bir şeyler öğreniyorum. Kim bilir, belki ileride o mesleğe sahip olabilirim.

Abi, ilk mektuba 'ihtiyacım olan tek insan' diye başlamıştım ya. Bunda neden 'tek' kelimesi yok diyebilirsin. Benim hâlâ sana ihtiyacım var. Herkesten, her şeyden çok. Ama benim o adama da ihtiyacım var artık. Onun mutlu olmasına ihtiyacım var, benim yanımda olmasa bile, mutlu olduğunu bilememe ihtiyacım var.

Abim, ilk aşkım :) kız çocukları babalarına aşık olurken ben sana aşık olmuştum. Ne kadar mutluydum o zamanlar ben. Şimdi yine dönebilsek o zamanlara, yine beraber olabilsek. Kalbimde o adamın acısını, senin yokluğunun bıraktığı hissi taşımak yerine senin sevginin ağırlığını taşısam. O ağırlığın altında ezilmeye razıyım ben...

Çok mu konuştum? Kendimi düşündüm biraz da. İçimi dökebileceğim bir tek sen varsın çünkü. Bir tek burada anlatabiliyorum dertlerimi, sıkıntılarımı. Bir yılın özetini anlatacaktım ya işte. O adam diğer, anlatabileceğim tüm şeylerin saçma olduğunu hissettirdi bana. Bir yıl boyunca yaşadığım ve sana anlatmayı planladığım çoğu şeyin saçma olduğunu. Hem, biliyor musun? O adam senin katilini bulacak. Seni öldüren adamı bulacak. İnanıyorum. O kişiyi bulduğunda cezasını çekecek. Eğer gebermediyse elimden gelen en ağır cezayı almasını sağlayacağım, sağlayacak. Sen merak etme. Umarım, umarım bundan sonraki mektubumda daha mutlu bir insan olarak yazılar yazarım. Göz yaşlarımdan silinen yerler senin canını alan kişinin bulunduğu ve hak ettiği cezayı aldığı yerler olur. Umarım, umarım diğer mektubumda güzel bir haber yollarım sana.

Bıdığın, Nefes Kirman
21 Temmuz 2018

KALPSİZWhere stories live. Discover now