15. BÖLÜM ♧ ROL

28.7K 1K 62
                                    

Playlist: Chandelier - Sia ( Sam Tsui Cover )

Multimedya: Azra ♥

İyi okumalar!

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

“Bu gece rolleri değişmeli sevgili, sen ben olmalı, ben de sen…” – Musa Dener

Hayatınız boyunca hiç güçlü olmamışken güçlüymüş gibi rol yapmak o kadar da kolay bir şey sayılmazdı. Ben güç nedir onu bile bilmezdim. Şimdiye kadar her şeye karşı savunmasız olmuştum. Önüme çıkan her engele takılıp düşmüş, ama sonunda ufak tefek yaralar alsam da kalkmayı başarmıştım. Fakat önüme çıkan en son engel o kadar büyüktü ki düştüğüm yerden bir türlü kalkmayı başaramıyordum; çünkü çok fazla yara almıştım.

Anneme, Beste’ye, Berkay’a ve babama ikinci bir şansı vermiştim. Benden hayatımın yarısı boyunca sakladıkları gerçek yüzünden belki onlara her zaman kırgın olarak kalacaktım ama tamamen benden kopmalarına bundan sonra izin vermeyecektim. Çünkü biliyordum ki bizim birbirimize ihtiyacımız vardı. Onlar acıyı içimden alıp sökemezlerdi ya da benim eskisi gibi olmamı sağlayamazlardı ama en azından ayakta durabilmeme yardım edebilirlerdi.

Bir haftanın ardından ikinci kez okuldaydım. Bu sefer ilk seferdeki gibi kaçıp gitmek gibi bir planım yoktu. Kendimi daha fazla ezdirmek, insanların zavallı biri olduğumu düşünmelerine izin vermek istemiyordum. Beni zorlayacağını bilsem de herkesin karşısında elimden geldiğince güçlü ve dimdik bir şekilde durmaya çalışacaktım. Bana acımalarına izin vermek gibi bir niyetim yoktu. Bunu istemiyordum. Hiçbir zaman istememiştim.

Bir süre sonra birinci dersin başlayacağını haber veren zilin sesi kantini ve koridorlardı doldururken Beste ve ben oturduğumuz masadan kalkarak sınıflarına gitmek üzere harekete geçen kalabalığın arasına karıştık. Bu sefer ilk seferden daha farklıydı. En azından bugün yanımda olacaklarını bildiğim arkadaşlarım vardı. Berkay, Beste ve Doruk’un bana yardımcı olacaklarını biliyordum. Üçü beni kollarımdan sıkı bir şekilde tutacak ve diğerlerinin önünde durmamı sağlayacaklardı. Beste, yanımdan sınıfa doğru yürürken fazlasıyla sessizdi. Bu alışılmışın oldukça dışında bir durumdu. Biz ikimiz normalde hiç susmazken şimdi sürekli susuyorduk. Aramızda hala birleşmemiş bazı parçalar olduğunu ikimizde biliyorduk. Konuşmamasının bir diğer sebebinin ise Enis’le aralarının bozuk olmasından kaynaklandığını düşünüyordum. Açıkçası ikisinin şuan ki ilişki durumu beni üzüyordu. Her ne kadar Enis’te Aras’ın bana oynadığı oyunun içinde olsa da önceden de dediğim gibi ona kızgın değildim. Nedenini bilmiyorum ama ona kızamıyordum işte. Öfkelendiğim, nefret ettiğim ve asla affetmeyeceğim tek kişi Aras’tı. Bir zamanlar kendi canımdan bile çok sevip çok değer verdiğim, en güvendiğim kişi olan Aras.

Bizim sınıfın bulunduğu koridora vardığımızda Beste adımlarını benimkilerle oranlayarak yavaşlattı. Bunu yapabilirdim. Daha fazla acıma istemiyordum. Bunu yapmak zorunda olduğumu biliyordum. Hayatımın sonuna kadar bundan kaçamaz ya da evde saklanamazdım. Eninde sonunda o sınıfa girecek ve bana merakla bakan sınıf arkadaşlarımla yüzleşecektim. Bunu sürekli başka bir güne ertelemenin bir anlamı yoktu. Bugün olacak ve bitecekti. Başka bir şansımın olduğunu düşünmüyordum.

“Yanında olduğumuzu unutma. Diğerlerine aldırma Azra. Biz buradayız.”

Beste sağ eliyle sol kolumu sıvazladığında dudaklarını hafifçe yukarı doğru kıvırarak bana gülümsedi. Onu başımla onayladıktan sonra derin bir nefes aldım ve ardından da yanımda Beste ile birlikte önümüzdeki aralı duran sınıfın kapısından içeriye girdim. Bunu yapmamla birlikte sınıftaki çoğu kişinin gözleri anında bana çevrilirken muhabbetleri de son bulmuştu. İleriye doğru bir adım atmak istedim ama ayağımı oynatacak gücü kendime bulamazdım. Sertçe yutkunarak başımı aşağıya eğdim, onların bakışlarından kaçındım. Gözlerimi yumdum. Bunu yapabilirim, diye fısıldadım kendi kendime. Yapmak zorundayım. Zorunda olduğumu biliyorum.

Affet BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin