48. BÖLÜM ♧ SIR

23.8K 709 71
                                    

Playlist: Bea Miller - Young Blood

Bölüm Şeyma için. ♥

İyi okumalar!

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

"Ben ağlamamaya söz vermiştim; sen bırakmamaya. Ben ağlamadım. Ama sen bıraktın. Söyler misin sevdiğim? Ben nerede hata yaptımda sen sözünü tutmadın?" - Ebru Kızılkiren 

Herkes gittiğinde saat neredeyse 11’e gelmek üzereydi. Berkay, Doruk, Beste ve Enis birkaç saat boyunca buradaydılar. Hepimizin bir arada olduğu anları o kadar çok özlemiştim ki bugün bana fazlasıyla iyi gelmişti. Berkay ile Aras, hiç olmadıkları kadar yakınlaşmışlardı bugün. Artık eskisi gibi birbirlerinden nefret etmiyorlardı. Aynı şeyi Doruk içinde söylemek isterdim ama ne yazık ki Aras’ın ona olan bakışları hala aynıydı.

Dün Enis bana iki seçenek vermiş olsa dahi bugün Aras’a duyduklarını söylemesinden deli gibi korkmuştum. Sanki elimde patlamaya hazır bir bomba taşıyordum. Eğer Enis, Aras’a bildiği sırrımı söyleseydi elimdeki bu bomba bugün patlayabilirdi. Ama neyse ki Enis, bana herhangi bir şey söylemeyeceğine dair söz vermişti. Aras’a, Savaş’la birlikte olduğumu söyleyen ben olacaktım. Bunu söyledikten sonra ne olacaktı hiçbir fikrim yok ama en doğrusu benim söylememdi. Başkasından öğrenmesine asla izin vermezdim.

O kadar mutluyum ki bu mutluluğumu kaybetmekten ölesiye korkuyorum. Aras’ı kaybetmekten korkuyorum. En kötüsü de Aras’ın benden nefret etmesinden korkuyorum.

Arkamdan belime dolanan bir çift kol hissettiğimde yumduğum gözlerimi açtım ve ellerimi dayamış olduğum mutfak tezgâhından yavaşça ayırdım. Aras’ın tanıdık ve kendine has o kokusu her bir yanımı sarıp beni çepeçevre kuşatırken karnımın üzerinde birleştirmiş olduğu ellerini tuttum. Çenesini omzuma yaslamıştı ve birkaç günlük sakalları yanağıma değiyorlardı.

“Seni seviyorum.”

Dudaklarımı birbirlerine sıkıca örttüm ve gözlerimi ikinci kez yumdum. Göğsüm hızla inip kalkmaya başladığında derin bir nefes aldım. Bu iki kelimeyi Aras’tan artık sık sık duyuyordum. Duyduğum her sefer, bir önceki seferden daha çok etkiliyordu beni.

Aras’a ilk kez 4 Aralık günü onu sevdiğimi söylemiştim. İlk kez o gün onu öpmüştüm. O günden sonra hep beklemiştim ondan seni seviyorum demesini. Ama hiçbir zaman dememişti. Çünkü o zamanlar beni sevmiyordu. Ben onu deli gibi severken Aras benimle oyun oynuyordu. Ama şimdi… Şimdi bana her seni seviyorum deyişinde canıma can katıyordu sanki.

Gözlerimi açtığımda dudaklarım istemsizce kıvrılmışlardı. Aras’ın belime dolanmış kollarını çözdüğümde ona doğru döndüm. Aras’a dönüşümle birlikte Aras kollarıyla yeniden beni sardı. Bende kollarımı onun boynuna doladığımda “Sanırım buna hiçbir zaman alışamayacağım.” diye fısıldadım.

“Neye alışamayacaksın?” diye sordu Aras gülümserken. Gülümsemesi yüzünü bir ışık gibi aydınlatıyordu. Gözlerine kadar ulaşan gülümsemesi kalbimi delip geçiyordu. Aras’a dair ne varsa beni fazlaca etkiliyordu her seferinde.

“Beni sevdiğini söylemene.”

Aras yine gülümsedi. Aramızdaki mesafeyi kısaltarak bana doğru biraz daha yaklaştı ve kulağıma eğildi. “Seni seviyorum.” diye fısıldadı ardından. “Seni seviyorum ve bundan sonra asla bunu söylemekten korkmayacağım. İlk korktuğumda seni kaybettim. Yeniden korkmayacağım. Her gün sana seni sevdiğimi söyleyeceğim.”

Affet BeniWhere stories live. Discover now