54. BÖLÜM ♧ SİYAH

20.5K 766 52
                                    

Playlist: He Is We - His Name

Multimedya: Ceren&Savaş.

Buse bölüm senin için. ♥

İyi okumalar!

(Yeni bölüm cuma günü yayımlanacaktır.)

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

“Bir şey kaybetmek korkusuyla yaşamayalım. Ne olacak endişesine kapılmayalım. Bırakalım zaman her şeyi halletsin.” – Oğuz Atay

SAVAŞ ULUHAN

Nefret.

Şu anda hissettiğim tek şey nefretti. Babamdan ve babam gibi olan herkesten nefret ediyordum. Aklım almıyordu. Hangi baba öz oğlunu ya da öz kızını canından can alırmışçasına döverdi ki? Nasıl bir yürekti bu? Hiç mi acımıyordu canları o tokatları atarken? Hiç mi sızlamıyordu yürekli gözlerimizden akıp giden gözyaşlarımızı görürken ya da acı içindeki inlemelerimizi duyarken?

Ben kendimi bildim bileli babamdan hep dayak yemiştim. Arada bir eve uğruyor olsa da eve geldiği an hem bana hem de kardeşime hiç hak etmememize rağmen saatlerdir tokat atar, kemeriyle sırtımıza vururdu. Babamdan kardeşime vurduğu için hep nefret etmiştim. Onu ağlattığı için, canını yaktığı için nefret etmiştim. Ama aynı zamanda da her gece yatmadan önce “Allah’ım, babam bizi sevsin. Beni sevmese bile Buse’yi sevsin. Ona zarar vermesin artık.” diye dua etmiştim. Dualarım hiç kabul olmamıştı. Babam bizi hiç sevmemiş, Buse’nin canını hep acıtmıştı. Günün birinde ise sahip olduğum tek kişiyi, kardeşimi elimden almıştı.

Bugün Azra’nın sınıftan arkadaşı olduğunu öğrendiğim Ceren adındaki kızı beton zeminde kanla kaplanmış yüzüyle ve tepesinde onu döven bir adamla birlikte gördüğümde öfke en küçük hücreme kadar sarmalamıştı beni. Geçmiş bir bir gözlerimin önüne gelmişti. Babamın bizi dövdüğü anları yeniden yaşamış, kardeşimin salonumuzun zemininde yatan cansız bedenini ile bir kez daha karşılaşmıştım. 

Şimdiye kadar ne annem ne de babam tarafından sevilmiştim. Beni seven tek kişi Buse olmuştu. Her gece benimle uyur, yanımdan bir an olsun bile ayrılmazdı. Ta ki babam onu benden ayırana, kendi öz kızını öldürene kadar.

Buse’yi öldürdüğü için pişman olduğunu hiç düşünmemiştim. Babam hiçbir şeyden pişmanlık duymazdı. İnsanlığa dair hiçbir duygu yoktu onda. Babam duygusuz bir insandı. Annemde öyle. Buse’nin öldüğünü öğrendiğinde dahi geri gelmemişti. Benim ne kadar yalnız olduğumu umursamamıştı.

Annem bizi terk ettiğinde, Buse öldüğünde ve babam hapse düştüğünde ben henüz on beş yaşımdaydım. Daha çocuktum. Yapayalnız kalmıştım. Tek başıma ayakta durmaya çalışmıştım ama her seferinde bir öncekinden daha kötü bir şekilde yere düşmüştüm. Sokak çetelerine karışmış, uyuşturucu kullanmış, hatta birkaç sefer hırsızlık bile yapmıştım. Sonra dayanamamış ve ölmek istemiştim. Tıpkı Azra’nın da kendine yaptığı gibi bileğimi kesmiştim. Ölmeyi ummuştum ama gözlerimi bir hastanede açmıştım.

Ölmeyi bile başaramamıştım. Sanki bu kocaman dünya beni karanlığına hapsetmişti. Gitmemi istemiyordu. Hastaneden kaçtığımda yıllar sonra ilk kez kendimi bir evin sıcaklığının arasında bulmuştum. Vedat amca ile tanışmıştım. Bana bakmış, okul masraflarımı ödemiş, ne kadar ihtiyacım varsa hepsini karşılamıştı. Bana babamın yapmadığı babalığı yapmıştı. Ama bir gün hayat bana yeni bir tokat atarak beni kardeşimden sonra seven Vedat amcayı da ellerimin arasından almıştı.

Affet BeniWhere stories live. Discover now