37. BÖLÜM ♧ İKİNCİ ŞANS

29.9K 918 232
                                    

Playlist: Lorde - Team

Multimedya: Sezon finali klibi ve Aras&Azra.

Bölüm Eylül için. ♥

İyi okumalar!

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

“Tüm dünya vazgeç dediğinde umut fısıldar; bir kez daha dene.” – The Shawshank Redemption ( Esaretin Bedeli )

62 gün.

Boğuluyor olduğumdan bihaber olduğum yalanlarla dolu havuzdan çıkarak bütün gerçekleri öğrenmenin ardından tamı tamına 62 gün geçmişti. Bundan tam iki ay önce bileğimi keserek kendimi öldürmek istemiş ama bunda başarılı olamamıştım. İki ayın her gününe bir öncekinden daha kötü bir kâbusla uyanmış, daha fazla gözyaşı dökerek uykuya dalmıştım. Yavaşça iyileşebileceğime inanırken bu inancım her geçen gün azalmıştı çünkü iyileşmek yerine daha kötüye gidiyor, daha dibe batıyordum. Ne kadar çırpınırsam çırpınayım yüzeye çıkmayı bir türlü başaramıyordum.

Çok fazla değişmiştim. Ardımda bıraktığım iki ay içerisinde kendimden beklenmedik onca şey yapmıştım. Ölsem ağzıma bile sürmem dediğim sigarayı birkaç sefer kullanmış, alkol almış, çevremdekilere karşı gelmiş ve en beteri de bekâretimi kaybetmiştim. Üstelik hayal ettiğimden farklı bir şekilde.

Şu ana kadar yaptığım hiçbir şeyden pişman olmamıştım. Duyduğum en büyük pişmanlık o gün bekâretimi Savaş’a vermemdi. Bunu bir hata olarak görmeye devam edecektim. Hiçbir zaman aklımdan söküp atamayacaktım. Ama yine de Savaş hala hayatımda olmaya devam edecekti. Ona bunun için kızamaz ya da kırgın kalamazdım. Ne de olsa bu durumda suçlu olan bir tek ben vardım.

Kimsenin beni anlamıyor olduğunu biliyordum. Şu ana dek kimse beni anlamak dahi istememişti. Herkes için belki kolaydı ama benim için hiç kolay olmamıştı. Ben acıyı bizzat yaşamış, her gün ruhumdan bir parçanın benden ayrılmasına göz yummuştum. Hayatta en sevdiğim, en güvendiğim ve en ihtiyaç duyduğum kişi Aras olmuştu. Her anımda yanımdaydı. Beni her zaman iyi ve özel hissettirmeyi başarmıştı. Her şey mükemmelken, onun beni sevdiğini zannederken yılbaşı gecesi aniden öğrendiğim gerçek beni paramparça etmişti. Kendimi, en önemlisi de duygularımı kaybetmiştim. Etrafımda güvenebileceğim hiç kimse kalmamıştı. Kimseye güvenmemem gerektiğini ise bana en çok güvendiğim kişi, yani Aras öğretmişti.

Ben en güzel günlerimi yaşadığımı sanırken o akıl almaz bir oyunun peşindeymiş ve beni nasıl perişan edebileceğinin planını kuruyormuş. Ben bunu öğrendiğimde kendime zarar vermiştim. Neredeyse ölümle burun buruna gelmiştim. Sonra ise Aras yeniden karşıma çıkmış ve bana beni sevdiğini söylemişti. Hem de defalarca. Ama ben söylediği hiçbir seni seviyorum lafına inanmamıştım. Nasıl inanmamı beklerdiniz ki? Ona dair ne kadar inancım varsa alıp götürmüştü. Ondan geriye sadece acı bırakmıştı bana. Ama yine de hala içimde bir parçam sürekli onu istiyordu. Buna ne kadar engel olmak istiyor olsam da bir türlü başaramıyordum. Onu içimden atıp sökemiyordum. Ondan nefret ettiğimi söylüyordum hep ama bunda ne kadar ciddi olduğumu bir türlü kestiremiyordum. Beste’de, Aslı Hanım’da ihtiyacım olan kişinin Aras olduğunu düşünüyordu. Bunun doğru olduğunu en az onlar kadar bende iyi biliyordum. Fakat yine de onu affetmeyi göze alamayacak kadar çok korkuyordum. Bir kez daha onun tarafından ihanete uğrarsam bu sefer gerçekten hiçbir şekilde dayanamayacağımı biliyordum.

“Azra.”

Arkamdan gelen ve artık aşina olduğum sesten ismimi duyduğumda ellerimle hızla yanaklarımı kuruladım ve denize karşı olan bankta arkama doğru kayarak sesin geldiği yöne baktım. Aslı Hanım yüzünde var olan gülümseme ile attığı iki büyük adımın ardından yanıma vardığında ayağa kalktım. “Merhaba. Seni burada görünce yanına gelmek istedim. Umarım rahatsız etmemişimdir.”

Affet BeniWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu