51. BÖLÜM ♧ AİLE

24.1K 804 59
                                    

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!

Playlist: 3 Doors Down - Here Without You 

İyi okumalar!

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

“Bir gün seninle aynı evin anahtarını taşımak istiyorum.” – The Libertine

Mutluluk.

Aşk.

Huzur.

Aras ile birlikteyken hissediyor olduğum duygular bunlardı. Aynı anda hem mutluluğu, hem aşkı, hem de huzuru hissettiriyordu bana. Benim için anlatmak zordu. Onu ne kadar sevdiğimi, ne kadar çabalarsam çabalayayım asla ama asla anlatamazdım. Kimse anlamazdı. Kelimeler yetersiz kalırdı.

Ölene kadar sevmeyecektim Aras’ı. Öldükten sonra da sevecektim. Dünya kadar da sevmeyecektim onu. Var olan tüm gezegenler kadar sevecektim. Onu öyle çok sevecektim ki bütün sevgimi, aşkımı sadece ona adayacaktım. Başka hiç kimseyi onu sevdiğim gibi sevemeyecektim. Hiç kimseye ona baktığım gibi bakamayacak, ona dokunduğum gibi dokunamayacaktım.

Aras farklıydı. Ansızın çıkmıştı karşıma ve ansızın âşık olmuştum ona. Kalbimi ele geçirmişti. Aynı zamanda ruhumu ve bedenimi de. Aras’tan önce hiç kimseyi sevmemiştim. Aras, sevdiğim ve seveceğim ilk kişiydi. Aras’tan önce hiç sevildiğimi hissetmemiştim. Aras, bana sevildiğimi en iyi şekilde hissettiren ve hissettirecek olan ilk kişiydi.

Sol elimde Aras’ın bana almış olduğu bir yüzük vardı. Gümüş renginde, sade bir yüzüktü. Aras’ın aldığı bu yüzüğü parmağıma taktığım için bir gün mutlaka onunla evlenecektim. Bunun hayali bile mükemmeldi. Aras’la evlenmek, bir aile olmak, sonsuza dek birbirimizle yaşamak… Hiç şüphesiz başka hiçbir şeye ihtiyacım olmazdı. Çünkü ben daima en iyisine sahip olacaktım. Aras’a.

Buraya gelmeden önce öyle çok korkmuştum ki. Bitireceğini sanmıştım. Ayrılacağımızı, ikinci kez yarım kalacağımızı sanmıştım. Ama Aras beni bırakmamıştı. Yaptığım hatama rağmen hala benimleydi. Benimle birlikte olmayı seçmişti. Ne ben ne de o yaptığım hatamı hiçbir zaman unutamayacaktık. Aras bana baktığı her an Savaş’la birlikte olduğumu hatırlayacaktı. Ben ona baktığım her an ona nasıl ihanet ettiğimi hatırlayacak ve kendimden nefret etmeye devam edecektim. Ama yine de birbirimizi sevecektik. Ne olursa olsun.

Birkaç saattir buradaydık. Güneş yarım saat kadar önce batmış, aydınlık etrafı karanlığa teslim etmişti. Şehrin ve ayın ışıkları, tepeyi az da olsa aydınlatıyordu. Tepe benim için en özel yerdi. Çünkü her şey burada başlamıştı. En güzel anılarımı burada yaşamıştım.

Uzanıyor olduğum yerden hafifçe yan döndüğümde çenemi Aras’ın omzuna yasladım ve gözlerimle güzel yüzüne baktım. Aras, başını bana doğru çevirdi. Gözlerim, kömür karası gözleriyle buluştu. Yüzünde küçük bir tebessüm saklıydı. Elimi kaldırdım ve sağ yanağını avuçladım. Birkaç günlük sakalları avucumun içine battılar. Parmaklarım yanağının üzerinde görünmez halkalar çizmeye başladılar.

“Teşekkür ederim.” diye fısıldadım. Yüzlerimizin arasında sadece birkaç santimlik bir mesafe vardı. Nefesim, onun nefesine karışıyordu. Göğüslerimiz birbirlerine değiyorlardı. “Beni sevdiğin için teşekkür ederim.”

Aras gülümsedi. Alnını alnıma dayamadan önce dudağımın kenarına küçük bir öpücük kondurdu. “Güzelim,” diye fısıldadı sessizce. “Seni sevmek, şimdiye kadar yaptığım en doğru ve en güzel şey.”

Affet BeniWhere stories live. Discover now