64. BÖLÜM | 1. KISIM ♧ AŞK

22.4K 749 43
                                    

Finale son iki bölüm kalmasına rağmen henüz final bölümünü yazmayan - yazamayan - Gaye'den herkese selamlar. Finalin kimden olacağı konusunda henüz karar verebilmiş değilim. Sanırım her ikisinden de birer bölüm yazacağım çünkü ikisininde hissettiklerini, mutluluklarını okumanızı istiyorum. Ya bir bölümde ya da iki ayrı bölümde yazacağım. Eğer iki ayrı bölüm olursa 28 Ocak'ta olmasını planladığım final bölümü biraz daha ileri bir tarihe ertelenebilir. Bilginize.

Mutlimedya: Azra ve Aras ♥

Playlist: Bruno Mars - When I Was Your Man

Bölüm sonunda, bölüm hakkındaki yorumlarınızı görmeyi dört gözle bekliyorum. Hepinize iyi okumalar ve kocaman kocaman öpücükler! ♥

*64. Bölüm 2. Kısım 'Gitme' adlı bölümümüz haftaya cumartesi günü yayımlanacaktır!*

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

“Aşkı sen ya da ben var etmiyoruz. Bir araya geldiğimizde aşk bizi var ediyor.” – Chuck

Dünyanın en güzel sesi hangisiydi?

Sanırım bu sorunun cevabı herkese göre değişebilirdi. Kimine göre dünyanın en güzel sesi bir kuşa aitti. Kimine göre çok sevdiği bir sanatçıya, annesine ya da herhangi birine veya bir şeye. Ama bana göre… Dünyanın en güzel sesi hiç şüphesiz onun atan kalbiydi. Onu öptüğümde ya da ona dokunduğumda kalp atışlarının hızlanmasını seviyordum. Başımı göğsüne yaslayıp kalbinin düzenli ritmini dinlemeyi ve kalbinin benim için bu denli hızla atmasını da seviyordum.

Hala onun tadını barındıran dudaklarımın kıvrıldıklarını hissettim. Çıplak göğsüne yasladığım başımı hafifçe kaldırdım ve yüzüne baktım. Kömür karası gözleri yumulu, dudakları hafifçe aralıktı. Göğsü düzenli bir şekilde inip kalkıyor, sıcak nefesi dudaklarının arasından dökülerek havaya karışıyordu. Onu izlerken yüzümde meydana gelen gülümsemenin daha da arttığını hissettim. Başımı az önceki gibi yeniden göğsüne yasladım ve kalbinin düzenli ritmini dinlemeye kaldığım yerden devam ettim.

Üniversitenin üçüncü yılı iki hafta önce bitmişti. Şimdi hepimiz yeniden aynı şehirdeydik. Lisede olduğumuz gibi beraberdik. Herkes üniversitenin üçüncü yılının bitmesiyle geri dönmüştü. Beste, Enis, Doruk, Berkay, Savaş ve Ceren.

Tatile girdiğimizden bu yana günlerimizin çoğunu bir arada geçirmiştik. Fakat ne yazık ki bir şeyler eskisi gibi değildi. Beklediğimin aksine Beste ve Enis hala ayrıydılar. Ayrılmalarının üzerinden bir ay geçmişti. Hala kabullenmek istemiyordum ama belki de… Belki de bu sefer gerçekten sondu.

İçimi çektim, gözlerimi yumdum. Parmaklarımı Aras’ın çıplak göğsünde dolandırmaya başladım. İşaret ve orta parmağım sağ göğsünün ucundan karnına doğru yol aldığında başımın altında atan kalp atışlarının arttığını, göğsünün hızla inip kalktığını hissettim. Benimde ondan aşağı kalır yanım yoktu. Kalbim daha bir hızlı atmaya başlamıştı. Ona dokunmayı seviyordum ve ona dokunmak, her zamanki gibi bende büyük bir etkiye neden oluyordu.

Parmaklarımı karnından yeniden göğsüne çıkarttım. Aras’ın nefesinin düzensizleştiğini duyabiliyor, elimin titrediğini hissedebiliyordum. Derin bir nefes aldım. Parmaklarımı yeniden hareket ettirdim. Göğsünden karnına doğru yol almalarına izin verdim. Sonra onları daha da aşağıya kaydırdım. Bunu yaparken kalbim göğsümü delermişçesine atıyordu. Sanki birazdan göğsümün ortasında büyük bir delik oluşturarak dışarı fırlayacaktı.

Affet BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin