3│Ağıtlar Yakılan Masal Diyarı

7.1K 431 722
                                    

Dünyaya ışık geldi, ama insanlar ışık yerine karanlığı sevdiler.
Yuhanna 3:19

Bir annenin dilinden dökülen masallar,Sahipsizliği sakladığında koynuna,Hiçliğin yuttuğu yollar karşılayacak seni,Köreltecek gözlerini fütursuz esen rüzgarlar,Ağlayacaksın binlerce defa,Uyutulduğunda zamanın büyüttüğü yalanla,Tutsaklıklar saracak ...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bir annenin dilinden dökülen masallar,
Sahipsizliği sakladığında koynuna,
Hiçliğin yuttuğu yollar karşılayacak seni,
Köreltecek gözlerini fütursuz esen rüzgarlar,
Ağlayacaksın binlerce defa,
Uyutulduğunda zamanın büyüttüğü yalanla,
Tutsaklıklar saracak zindanlarda seni.

Zihnim ağıtlar yakılan bir masal diyarı.

Gök rezil, yer sefil.

Sahte masalların satırlarına nükseden vaveylalar, uğultusu dinmeyen yorgun kulaklarımı hırpalıyor. Vaat edilen bir düşün hiç bitmeyen sancısında kıvranıyor hayalimdeki kahramanlar. Dikiş tutmayan derin yaraları ağıtların fısıltısı sarıyor. Birbiri ardına devrilen satırlardan inşa edilen duvarlar, zindanlar örüyor satır boşluklarımda.

Zihnim ağıtlar yakılan bir masal diyarı.

Nabzı soğuk, nefesi donuk.

Bedenimi saran duvarlar hatırlıyordum geçmişe uzanan bir tünelin başında. Yanı başımda uzanıyordu kanatları koparılmış bir melek. Kanları bulaşmıştı tırnakları parçalanan parmaklarıma. Sıkışıyordu duvarlar, küçülüyordu. Küçülüyordum tenimden koparılan etlerin bıraktığı sızıyla. Duvarlar sıkıştıkça katılaşıyordu yüreğim, katılaştıkça dönüşüyordu hapsolduğum zindanlara.

Zihnimin içindeki hiç bitmeyen savaşlarda en büyük zayiatı duygularımın verdiğini biliyor olmama rağmen düşünmeyi kesemiyordum. İki gündür yan yana getirdiğim kelimelerin sayısı yediğim lokmalardan fazla değilken düşüncelerimin çıktığı yolda arşınladığım adımlar aldığım nefeslerden bile fazlaydı. Alt kata inen merdivenlerin soğukluğu çıplak ayaklarıma bu yazın sıcağında yaraya sürülen merhem gibi iyi geliyordu. Aşağıya inerken tırabzanlara tutunmayı ihmal etmiyordum. Kıvrımlı yolların kesişiminden yüzyıllık bir haritaya dönen zihnim öyle doluydu ki en ufak bir fevri hareketimde baş dönmesi ile dengemi kaybediyordum. Güne merdivenlerden yuvarlanarak başlamak gibi bir niyetim yoktu.

Mutfağa girdiğimde açlık çeken karnım rengârenk ışıldayan kahvaltı masasını gördüğünde mutlulukla takla atmasına rağmen hiç oralı olmadım. Evimizde bize her daim yardımcı olan iki çalışanımız olurdu. Çoğu zaman biz daha yataktan çıkmadan gelirler ve akşam yemeğinden sonra mutfağı toplayıp giderlerdi. Gün içinde de temizlik falan yapıyorlardı. Açıkçası evde olduğum zamanlarda odamdan çıkma taraftarı değildim ve onlarla kolay gelsin dileklerimi sunmak dışında hiç konuşmuşluğum yoktu. Temizlik yapılması için odama girilmesini ise hiç istemiyordum. Bir başkasının eşyalarıma dokunması beni hoşnut eden bir şey değildi.

YILDIZLARIN ISTIRABIWhere stories live. Discover now