30│Zamanların En İyisi, Zamanların En Kötüsü

4.9K 211 805
                                    

Sözün kısası, umutsuz menfaatler için umutsuz oyunların döndüğü umutsuz bir zaman bu.
A Tale Of The City/C. Dickens

Mahkûmun gözlerinde kalmış çentiklerden izler,Özgürlüğe çapa atıp firar etmiş oradan

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

Mahkûmun gözlerinde kalmış çentiklerden izler,
Özgürlüğe çapa atıp firar etmiş oradan.
Merhamete muhtaç kalan suçu kendinde gizler,
Yalana kucak açan çok ağlarmış sonradan.
Karanlıklar özgürlüğü bir nefeste siler de,
Zindanların ardında gün doğumu yoktur hiç.
Yanar görülmemiş günahlarla en masum hisler de,
Ardına bakmadan gitmiştir çoktan gidecek olan.

Ruhumun bir çöl arazisine dönüştüğü ıssız bir gecede, masallara son veren şafak vaktinin katili kalbime saplanan güneşten bir mızrak oldu.

Ruhuma uzak diyarları yakın kılan resimler çizilmişti ama resim hala orada olsa da uzaklıkları bana getiren eller ruhumu terk etmişti.

O resimlere bakıp uzaklıkları, yalnızlığı, yalnızlığın koynunda beslediği huzuru bulmak çok kolaydı fakat tüm düşlerin birbirine geçtiği her seferde ruhum yalnızlığı değil yalnızlığı bana getiren adamı aradı.

İnsanların sevgiye olan açlığının bedenlerini kurutup kemiklerini çürütmediğini biliyordum ama bir ruhun o açlıktan en büyük payı alarak içine içine çürümeye başladığını öğreneli çok olmamıştı. Sevmek eylemi zalim bir sevgili gibi insanın koluna girerse o andan itibaren yürünülen tüm yollara tek bedenden iki gölge düşerdi ama gölgenin sahibi başını eğip aşağı bakmaya cesaret edemezdi. Şiirlerdeki kanayan satırlar yazıldığı sayfayı yaktığında, en çok seven kişi kalbini boğan mürekkeplerden nasibini alırdı ve mürekkeple boğulan bir kalbin suskunluğu çığırtkan hislerin karşısında başını yere eğerse, gözünden düşen yaşlar gölgelerin kalbinde kaybolurdu.

Herkes bir şeylere sahip olmak isterdi bu hayatta, kimileri yokluğa isim verecek kadar yalnız kalır, kimileri kalabalığın ortasında isimsiz ruhlarla çevrelenirdi ama hepsinin arayışı aynı kapıya çıkardı.

Ve benim arayışımın sonundaki kapının ardında özgürlük olsa da bu özgürlüğün duvarlarının inşa edildiği tuğlalar, Dantes'in bir zamanlar beni almak için paramparça ettiği If Şatosu'ndandı.

O duvarların ve taşların sesi vardı. Özgürlük şarkıları masallarda kaybolmuş ve esaretin ağıtları gerçek hayatta yerini almıştı. Kalbimde ve zihnimde dolanan karanlık budala bir aşığa benziyordu. Ne nereye gittiğini, ne niçin gittiğini ne de zihnimi ne için işgal ettiğini biliyordu fakat neyin var diye sorduğumda beni işgal eden karanlığa, sen varsın demesi her şeyin cevabını zaten açık ediyordu.

YILDIZLARIN ISTIRABIOù les histoires vivent. Découvrez maintenant