6│Adsız Sansız Bir Ruh

5.8K 333 375
                                    

Hükümdarlığın ardından, yeniden zindanına döndüğünde, bir rüyadan uyandığını sanarak kendini nasıl avutacak?
La Vida Es Un Sueño/C. De La Barco

Gözlerini kapat, geçmişin kapısını arala, Anıların kuyusunda boğulsun rüyaların

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Gözlerini kapat, geçmişin kapısını arala,
Anıların kuyusunda boğulsun rüyaların.
Kayıpların artacak zihnindeki savaşta,
Yaralayanı görmesen de kanayacak yaraların.
Sonra yaşamı terk et,
Ve ölümü arzula.
Kalbindeki cesetlerin yaslarını hatırla.
Senin, uykularının celladı kabusların,
Gerçek adı yaşamakta olduğun hayatın.

Daha önce hiç rüya görmüş müydüm?

Düşündüm, hatıralarımda yer eden bir rüyaya ulaşamadım.

Bazen zihnimi karanlık ve yuvarlak bir odaya benzetirdim. Bu oda anılarımdan inşa edilen kapılarla çevrelenir ve ben bu kapıların ortasında, bir savaş meydanında misali durur, burada yaşardım. Bir kez kendi etrafımda dönmeye başladığım vakit gördüğüm kapıların ardı arkası kesilmez, zaman anılarımı çoğalttıkça kapılar sıklaşır, kilitlerin sesi duyulur ve anahtarlar ekseriyetle benimle buluşmazdı. Dengemi kaybeder ve bocalardım.

Bir an, sadece bir an için kendi zihnimden çıkabilmemin bir yolu var mıydı? Yüksek bir tepeye oturup zihnimi engin bir manzara misali izleyebilmek nasıl olurdu? Gördüğüm manzaranın ışıkları yansın isterdim lakin yanmayacağına dair katı bir inanca da sahiptim. Çünkü diğer türlü olsa dengemi sağlayabilmek adına tutunduğum kapı kolunda, payıma düşen altından ışık sızmayan bir kapı olmazdı. Döner dolaşır, düşer kalkar yine de kâbusa açılan bir kapıya çıkardı yolum.

Daha önce hiç kâbus görmüş müydüm?

Düşündüm, bu taze bir anıydı.

Kontrolü hiçbir zaman bende olmayan zihnimin, krallığımda ayaklanan isyancıları kucakladığını öğrendiğimde, yaşımın küçüklüğü anlayışımın sınırlarını daraltan bir çemberdi. Ancak yine de bir isyancının zihnimde bıraktığı hasarı hissettikçe kötü bir kralın hükümdarlığında ayakta kalmaya çalıştığımı anlamam gerekmiyor muydu? Anlıyor ama görmezden geliyor olmam da bir ihtimaldi.

Çocuktum, canımın yanıyor olması belki bir oyundu.

Büyüdüm, canımın yanıyor olması hala bir oyun mu?

Çıplak ayaklarımın ahşap zeminde bıraktığı yankı kulaklarımı esir aldığında, duvarlarının rüyalardan inşa edildiğini sandığım bir odada, kâbusların kıskacına düştüğümden habersizdim. Uzaklardan kulağıma çalınan bir ses vardı. İleride düşman belleyeceğim ama şimdi sadık bir dost rolüne bürünen sayıları benim için sıralıyordu.

YILDIZLARIN ISTIRABIWhere stories live. Discover now