7│Kırılmamış Aynalarda Kırılmış Yansımalar

5.5K 321 480
                                    

Senin utanman benim yüreğimi dağlamaz;
Sen pişmanlık duysan da olanlar yalnız bana;
Sonnets/W. Shakespeare

Bedenim ve ruhum bin parçaya bölünür, Çünkü hayat meçhul bir düşün içindeki araftır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bedenim ve ruhum bin parçaya bölünür,
Çünkü hayat meçhul bir düşün içindeki araftır.
Kimsesiz çöllerin rüzgârında savrulan sesimin,
Kaderi kum taneleri tarafından asılmaktır.
Binlerce kez kavuşulan,
Binlerce kez terk edilen,
Binlerce kez dokunulan,
Yıldızların serin nabzı kalbimdeki duraktır.
Gözlerimi kör eden bir ışığı dilesem de,
Gökten dökülen ışıltılar ruhuma hep ıraktır.
Ve gerçekliğin ağırlaşan perişanlığında,
Yaşadığım koca bir ıstıraptır.

Bakışlarım ne zaman kırılmamış bir aynaya değse, kırılmış bir kız görüyorum.

O kıza bakıyorum, o kızı görüyorum, o kızı tanıyorum ve o kızı saklıyorum.

Ruhum bir mahkeme salonu olsa duvarları aynalardan inşa edilirdi. Hâkimler hükümsüz, avukatlar yetkisiz kılınır ve benim yargım kendi ellerimde can bulurdu. Suçun sahibi benken yargıyı başkasından beklemem aptallık olacağı gibi acımın sahibi benken sargımın başkasından gelmesinin de benim mahkememde yeri yoktu. Ruhum bir suça kurban giderse sorardım kendime; gerçekten istediğin bu suça meyletmek mi yoksa seni suça azmettiren bir başka ruhun varlığını görmezden mi geliyorsun?

Belli bir mühlet sonra gittiği yolu geri dönmekten başka çaresi kalmayan bumerang gibi, bakışlarımın dönüp dolaşıp denk düşeceği yer mahkeme duvarını kaplayan aynalardı. Gözlerimde, içinde gerçeğin filizlendiği topraklar vardı ve bu gerçek her nefes alışımda gözlerimin önüne cesetlerden oluşan bir heyelan misali yığıldı. Sonum olacağını bildiğim halde o aynalara bakmaktan hiç çekinmedim. Umutsuz bir arayış içinde lakin kimsenin gelip gerçek yargıyı gün yüzüne çıkarmayacağının bilincinde olarak kendi mahkememde yargılandım durdum. Mahkûmiyetin ve aklanmanın kimsenin umurunda olmadığı bu mahkemenin aynası ise gerçek hayattan başkası değildi.

Ruhumdaki dikiş tutmayan yaraları saracak kimsem olmasa da öyle sıkı sıkıya sarıp sarmalamıştım ki kendimi, yaralarımdan sızan kanlar asla dışarı taşmazdı. Ben acırdım ama kimse acımı anlamazdı. Ruhumu içime saklamışken, kimsenin beni iyileştirmemesinden dem vurmayacak kadar dirayetliyken, en büyük darbeyi hep kendi mahkememdeki aynalardan aldım.

Çünkü insanın kendi içindeki gerçeklerden kaçamayacağını bilmesi alabileceği en kuvvetli yargıydı. O aynalara baktım ve gözlerimde gördüğüm acı, binlerce yıl hapis yatmış olmaktan daha fazla canımı yaktı. Ve aynalarda gördüğüm gerçeklerin ruhumda bıraktığı sızı arttıkça körleşmeye duyduğum ihtiyacın susuzluğunda kıvrandım. Ama acımı sulayan her daim yine yansımalarımı ardına saklayan aynalardı.

YILDIZLARIN ISTIRABIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin