19│İhanetin Çığırtkan Masallar Gecesi

5.1K 257 1.1K
                                    

Ne sonu, ne sınırı, ne ölçüsü, ne ucu bucağı var!
Hiçbir söz anlatamaz bu acının derinliğini.
Romeo And Juliet/W. Shakespeare

Uzaklara bakıyorum,Göremiyorum denizin sonunu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Uzaklara bakıyorum,
Göremiyorum denizin sonunu.
Ayaklarıma ıslak kum taneleri yapışmış,
Merak ediyorum nerede olduğumu.
Denizin burada bittiğini mi,
Yoksa başladığını mı düşünüyorum.
Dalgalar tıpkı düşüncelere benziyor,
Ardı arkası kesilmiyor.
Peki ya hisler?
Nerede başlıyorlar?
Ve bitiyorlar mı günün birinde?
Dalgalar mı daha güçlü çarpıyor kumlara?
Duygular mı daha güçlü çarpıyor insanlara?
Kıyıya vuran dalgalara benziyorum bugün,
Ne kadar ileri gidersem gideyim,
Aynı yere geri çekiliyorum.
Ve kendime karışıyorum.

İnsan, kalbindeki topraklara amansız bir savaşın tohumlarını ekerse, mahsulü damarlarına sızan yenilgileri olurdu.

Kalplerin açık arazilerinde başlayan savaşların sonu, kılıç darbeleriyle kazanılan savaşların sonuna benzemezdi. Mahsulünün kendi düşüşü olduğunu bilen biri, buna rağmen kalbinde bir savaşa mahal verirse, hasat mevsiminde kalbinde sökülmedik kök kalmazdı.

Düşünüyordum, yılların kalbimi meydan savaşlarından daha büyük çatışmalarla sınadığı günlerde, sökülmemiş, kırılmamış, yakılmamış tek bir parçam kalmış mıydı?

Ruhum, intikamın ve başkaldırının yanında dimdik durup da içinde taşıdığı duyguların ona düşman olduğunu fark ettiğinde, çareyi kalbimden yardım dilenmekte bulmuştu lakin çoktan isyanın kıskacına düşerek içinde bir harabe barındıran kalbim ise akıllanmamış, topraklarına umuttan beslenen tohumlar ekmişti.

Zamansız ekilen bir tohumdan, zamansız çiçekler yeşertmiştim.

Mevsimsiz bir esinti, hasat mevsiminin habercisi gibi kalbimin kıyılarında dolanırken, korkuluklarla sarmalamıştım mahsulünü saklamak isteyen kalbimi. Yeşerttiğim duygular zamansız olunca, tumturak bir yenilgi kapıma direnmişti. Bir dirhem mutluluğun dişimin kovuğuna bile layık görülmemesi, beni yıllarca süren bir açlıkla sınadığında dilim damağım hiçbir şeyden tat almaz hale gelmişti.

Ruhumun sevgiye olan açlığı, kalbimin mutluluğa olan açlığıyla ölesiye kapışırdı ama sonunda ne biri ölür ne de biri istediğini elde ederdi. Kalbim, duyguları yeşerten toprak, ruhum yeşerttiğim duygularımı işleyen becerikli bir işçiydi ama ikisi de üzerine düşen görevi layığıyla yerine getirememişti.

YILDIZLARIN ISTIRABIWhere stories live. Discover now