8│Uzak Ve Kayıp Zamanlar

6.4K 313 582
                                    

İhtişamlı kelimelerle bezenmiş şairane bir kitabın ortasında, bomboş kalmış tozlu bir sayfa gibi anlamımı yitiriyorum.*

Sürükleniyorum geçmişin izinde,Ve geleceğin peşinde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sürükleniyorum geçmişin izinde,
Ve geleceğin peşinde.
Dizlerime anılardan sızan kan bulaştığında,
Ve zamanın vicdanıyla tanıştığımda,
Düşmanlarım yıllardan inşa edilecek.
Unuttuklarım birer kılıç kesilecek,
Hatırladıklarım birer kalkan.
Savaşın adı zaman, savaş meydanı göğsüm.
Ve savaş meydanındaki bu yangın,
Saçlarıma dahi sıçradığında,
Kim kurtaracak beni yanmaktan?

2 Yıl Önce/Kasım
Fırtınalı Bir Akşamüstü

Zaman, fırtınanın esmeye başladığı bir anda ipini kopardı.

Geçmiş şimdiye karıştı. Gelecek, yaşanacak olanı, zamanın hangi anına koyacağını bilemedi. Rüzgârda savrulan yapraklar gibi zamanda savrulan anlar yönünü şaşırdı ve bir buluşma olması gerekenden çok daha öncesine sürüklendi.

Fırtına başlayalı çok oluyordu. Sokakta sürüklenen kurumuş yaprakların çıkardığı sessiz hışırtıların, içine ağlayan insanların çığlıkları gibi sessiz hüzünleri vardı. Esen rüzgârın bir anlamı olmaması gerekiyordu lakin bir kafenin pencere kenarında oturan on sekiz yaşında bir genç kız, o rüzgâra dünyanın bütün anlamlarını yükledi.

Önce bakışları dalgalandı, sonra yüzme bilmiyor oluşuna rağmen kendi dalgalarında boğulmayı tercih etti. Rüzgâr hiçbir zaman görünmezdi. Tek kanıtı havada usulca süzülen yapraklardı belki ama o an kızın izlediği sokakta tek bir yaprak dahi hareket etmeyecek olsa, yine de rüzgârın nerede olduğunu kendi eliyle oraya koymuş gibi söylerdi.

Zaman onu dostuydu.

Zaman onun düşmanıydı.

Bakışları, rüzgâr yüzünden elindeki kâğıtları havaya teslim etmekten başka çaresi kalmayan bir adama takıldığında, bir dostu koluna mı girmişti yoksa bir düşmanı sırtına hançer mi saplamıştı bilmiyordu. Dudağının kenarı usulca yukarı kıvrıldı, yanağında oluşan minik çukura bir anı saklandı.

Şiddetli esen fırtınaya meydan okuyamayan adam usulca bir dizinin üstüne çöktü ve yere saçılan kâğıtlarını toplamaya başladı. Sırtı genç kıza dönük olduğundan, kız yalnızca koyu renk saçlarına bakarak adama ait olabilecek binlerce yüzün hayalini kurdu. Üzerindeki kahverengi trençkot, bir yaprak gibi rüzgârda dalgalanıyordu. Kızın parmaklarının arasında çevirdiği kalemi, adamı gördüğü andan itibaren hareketini kesmişti.

YILDIZLARIN ISTIRABIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin