29│Binbir Gece Yalanları

4.1K 212 686
                                    

ruhumu yakalayıp indirdiler oradan,
o ıssız gökyüzünden bu kuşkulu dünyaya,
La Niebla/ M. De Unamuno

Görmemiş gibi yap, günahkâr olanın oyununu,Düşlere doğduysa karanlık, kabuslarda güneş açar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Görmemiş gibi yap, günahkâr olanın oyununu,
Düşlere doğduysa karanlık, kabuslarda güneş açar.
Kazanmış olan unutmaz kaybettiği yoksunluğu,
Elinde geleceği tutan, geçmişinden hızla kaçar.
Cennette günahkâr aramak iyiliği inkârdır,
Gecenin doğurduğu ışık, güneşin koynunda uyumaz.
Düzenbazın kalbini bu yalana inandır,
Her kalbin kuytusunda gün doğumu bulunmaz.

Sonsuzluk, var oluşun sonuna kadar gökyüzünde yankılanan bir çığlıkta değil, karanlığın içinde fısıldanan tek nefeslik bir isimde gizliydi.

Sayfalar dolusu bir kitabın ilk cümlesiyle başlayan hikâyelerin mürekkep değmemiş satırlarında gizlenmiş anlamlar, boşluğun değil sessizliğin temsiliydi. Sessizlik, kelimelerin kurtuluş getirmediğini fark ettiğinde, duvarlara çentik atmayı öğrenen küçük bir çocuğun keşfettiği ilk lisandı ve devamında gelen her cümle bir öncekinden daha küçük ve önemsizdi.

Çok derin yaralar almıştım, kalbimin esaretle kuşanmış her köşesi aldığım yaraların derinliğini gözyaşlarıyla doldurmuştu ama o derinliğin sınırları hala gözyaşlarıma açtı.

Bu, ağlayarak hiçbir yarayı yamayamayacağımı öğrendiğim ilk andı.

Sonrasında sonsuzluğun yerini çığlıkların değil sessizliğin duvarlarıyla çevrelenen bir esaret almıştı. Yanağına gözyaşı üflenmiş bir çocuk yüzünü rüzgâra verdiğinde soğuk tenine tokat gibi çarpıyorsa ve ateşi söndürüp dünyayı soğutan şey gerçeklerden inşa ediliyorsa, özgürlüğün kalbi olan gün ışığı o gözyaşını kurutmazdı. Esaretle başlayıp kurtuluşa koşan hiçbir gözyaşı yerini yurdunu bırakmaz, sahibinin teninde soğurdu.

Tenimde soğumuş ama yok olmamış bir gözyaşı kuyusu vardı.

Bir kez daha ardına sığındığım sessizlik, bu kez yeni lisanım olmamıştı çünkü sessizliğimin bile söyleyecek bir şeyi kalmamıştı. Geçmiş ile başlayan her cümlenin sonu geleceğe koşardı, insan ağlarken bile gözyaşının dineceğini bilerek ağlardı.

Hiçbir şey sonsuza dek sürmezdi, dün bitmişti, şimdi bitiyordu ve gelecek, bir gün bitecek olan emanet hayaller yığınından ibaretti.

Ve dünüm, bugünüm, yarınım gerçeklerin sırtını büktüğü küçük bir çocuk gibi dizlerinin üstüne çökmüş, birbirine karışarak anlamını yitirmişti.

YILDIZLARIN ISTIRABIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin