Şaka (devam)

240 25 34
                                    

''Hocam durun!'' diyen Burak'ın çatlayan sesi korku doluydu. Saniyeler içerisinde kapı açıldı ve kova hızla olduğu yerden ters dönerek kapıyı açan kişinin kafasına düşüverdi. Şimdi karşımızda devasal boyutlardaki müdür, matematik öğretmeni Pala Tahsin ve kafasında kova olan sırılsıklam biri vardı. Hemen arkalarında ise sinsi sinsi gülen Ata ve dudaklarını ısırmış kafasını sağa sola sallayan Burak.

''Kim yaptı bunu?'' diye gürleyen müdürün yüzü sinirden kıpkırmızı olmuştu. Bir yandan parmağını havaya kaldırmış ''Ben size ne yapacağımı bilirim'' diye bağırıyor bir yandan da kafasında kova olan kişiye ''Özür dilerim müfettiş bey. Sorumlu kim ise cezasını vereceğim'' diyordu. Müfettiş kelimesi ağzından çıkar çıkmaz ruhum bedenimden koşarak uzaklaşmış gibi hissettim. Gözlerimi Efe'ye çevirdiğimde korkunun şaşkınlıktan donmuş yüzünde dalgalandığını görebiliyordum. Müdürde ise bize söylenmenin yanı sıra acemice kovayı müfettişin başından çıkarmaya çalıştıkça başarısız oluyor ve devasal cüssesi gittikçe küçülüyordu.

''Bir bırakın müdür bey lütfen'' diyen müfettişin sesi kovanın içinden mekanik bir şekilde yükselmişti. Müdür kovayı bırakmış ve bir adım geri çekilmişti. Kovayı yavaşça kafasından çıkaran müfettiş sakince kovayı yere bırakmış sonra da kahkaha ile gülmeye başlamıştı. Korkudan nefes bile alamayan bizler bir süre sonra kendisine eşlik etmeye başlayınca müdür iyice çileden çıkmıştı. ''Siz neden gülüyorsunuz? Hepinize soracağım!''

''Aman müdür bey sakin olun. Ben hiç kızmadım. Hatta öğrenciyken en çok yaptığım şakaydı bu. Az dayak yemedim.'' Demişti hala gülmeye devam eden müfettiş. Hepimiz şaşkındık. Bizim bildiğimiz öğretmenler, müdürler hep sert olur. Onlara asla şaka yapılmaz. Yaparsan da dayağı yersin. İlk defa böylesine tatlı birini görmüştüm.

''Ben gideyim de üstümü değiştireyim. Arabada yedek takımım vardı. Siz derse başlayın ben yetişeceğim'' demiş ve hepimize gülümseyerek çıkmıştı sınıftan müfettiş yanında kıvranan müdür ile. Kapı ikisinin ardından kapanınca daha fazla dayanamayan Pala Tahsin kahkahasını bırakmıştı. Kızan tek kişi müdür olmuştu. Bizimle dalga geçen de Ata.

''Çakallar sizi. Bu şaka benim içindi demi. '' demiş Burak'a dönerek devam etmişti. ''Alacağın olsun senin de. Ben de diyorum bu çocuk neden bir huzur vermedi tuvalette.''

''İyi halt ettin oyalanarak. Senin yüzünden müfettiş ıslandı. Müdür beni öldürecek şimdi'' diyen Efe sinirliydi.

''Tahmin etmeliydim bunun senin planın olduğunu. Oh olsun sana. Her kuşun eti yenmez öğren bunu'' diyen Ata gülerken üzerine yürüyen Efe'yi görünce korkup Pala Tahsin'in yanına doğru koşmuştu.

''Tamam yeter bu kadar eğlence geri zekalılar. Oturun yerlerinize. Almayayım şimdi ayağımın altına sizi'' diye gürleyen Pala Tahsin bir anda ciddiyetine geri dönmüş ve derse başlamıştı. Birkaç dakika sonra müfettiş yeni kıyafeti ile sınıfa gelmiş, kendi öğrenciliğinden bir iki hikaye anlatmış, müdürden şakayı yapan kişiye tek kelime kötü söz söylememesine dair söz almış ve bizlere sorular sormuştu. Tam kapıdan çıkarken Efe, bu naif ve kibar adama karşı mahcup hissettiğinden dayanamamış ve şakayı neden ve kime yapacağını anlatarak kendisinden özür dilemişti. Sanırım bu itirafta hepimizin önünde müdürün, kimseye bir şey yapmayacağına dair söz vermiş olması vardı. Ancak durum maalesef ki öyle olmamış, müfettiş okulu terk eder etmez bir hışımla sınıfa giren müdür, Efe gibi cüsseli bir çocuğu bile yere düşerecek sertlikte bir tokat atmıştı. Biz ne olduğunu anlayamadan da sınıfta esip gürlemişti. ''Bir daha B sınıfından bir şikayet daha duyarsam dağıtırım bu sınıfı'' sonra da aynı hızla sınıftan çıkmıştı.

''O ne biçim tokattı'' diyen Efe, bir yandan yerden kalkmaya çalışıyor bir yandan da tokat izinin olduğu sol yanağını tutuyordu. Kıkırdayan Ata '' Oğlum, yüzünde adamın eli duruyor ya'' demişti. Şimdi dayak yiyecek diye düşünürken gülerek cevap vermişti Efe. ''Harbi mi? Versenize bir ayna''

Eylül (BİTTİ)Where stories live. Discover now