Sezen Aksu Şarkıları

1.8K 81 62
                                    




         Sarılma faslı bitince tıpkı küçük bi çocukken yapıkları gibi beni yatağıma yatırıp sırayla öpmüşler ve ışığı kapatarak odamdan çıkmışlardı. Onların sevgisinin sarhoşluğu ile kötü geçen güne rağmen güzel bir uyku çekmiş yataktan keyifle kalkmıştım. ilk iş olarak İnci'ye söz verdiğim gibi okul çıkışı giyeceğim kıyafetleri çantama koymuştum. Diğer hazırlıklarımı da tamamlayıp güzel bir kahvaltıdan sonra okula gitmek için evden çıkmıştım. Acaba bugün neler olacak, kafe de kızlarla eğlenebilecek miyim diye düşünürken kızların az ileride çığlık atarak birbirlerine sarıldıklarını görmüştüm. Her zaman sinir olduğum, birbirlerini bir gün önce görmüş olmalarına rağmen sanki senelerdir görmemiş de yıllar sonra tesadüfen bir yerde karşılaşmış gibi çığlık atan kızlar meğerse benim dahil olduğum grubun ta kendisi imiş. Uzaktan izleyip manyak bunlar diyerek dakikalarca güldüğüm insanlar az sonra bana sarılırken de çığlık atacak kişilerdi. Ve bu durumu o ilk sarılmadan sonra, lise hayatım süresince normal bir şeymiş gibi kanıksadığımı ise yıllar sonra geriye dönüp utançla hatırlayacağımı henüz bilmiyordum. 


- Eylül, getirdin demi kıyafetleri, oyunbozanlık yapmıyorsun? Diyen İnci koluma girip okulun içine beni çekerken aslında cevabımı beklemediğini kızlara dönüp instagramda kendisine gelen istekleri anlatmaya başlayınca anlamıştım. Sınıfın erkeklerinin neredeyse tamamının, okuldan ise bir kaç yakışıklının istek gönderdiğini ballandıra ballandıra anlatmıştı. Sonrasında da, havalı görünmek için bir kaç gün kimseyi kabul etmeyeceğini anlatırken Selin ve Yeliz de çoktan telefonlarını çıkartmış ekleme taleplerini kontrol edip eğlenmeye başlamışlardı. Ben ise gelen tek arkadaşlık isteği ile aralarında görünmez olmuştum.

Tüm gün işlemeyen derslerde öğretmenler ile tanışıp vakit geçirmiştik. Ama bir ders vardı ki bu dersin öğretmeni bugüne kadar gördüğüm tüm öğretmenlerden çok çok farklıydı. Sınıfa girer girmez;

''Günaydın hayvanat bahçesinin sevimsiz yaratıkları'' demiş ve hepimizin şaşkın bakışlarını umursamadan konuşmasına devam etmişti.

''Ben Tahsin. Yıllardır siz sevimsiz yaratıkların bana taktığı, yaratıcı olmadığı kadar bıyıklarım nedeniyle fazlasıyla üzerime yapışmış olmasından dolayı sevdiğim lakabım ile namı değer Pala Tahsin. O yüzden bana küçücük akıllarınız ile lakap bulmaya çalışmayın. Zaten başka bir şey de bulamıyorsunuz. Bunu kullanın gitsin.'' diyerek eliyle havayı savurmuş sonrada masanın üstüne herhangi bir eşya gibi bırakmıştı. Bir süre dikkatlice bizi inceledikten sonra tok sesi ile devam etmişti.

''Ben, kızlara maymun, erkeklere ise kertenkele demeyi tercih ediyorum. Kertenkele derken hani şu dişisini görünce dans eden Arizonalı olandan'' derken dudaklarının engel olamadığı kahkahası hepimizi sarmalamıştı. Kahkahası yavaşlayıp yok olduktan sonra işaret parmağı ile sınıfı tarayarak ''Hiçbirinizin ismi umurumda değil ve hafızamı sizin isimleriniz ile dolduracak değilim. O yüzden size hitap ederken maymun ve kertenkelenin önüne ufak tefek sıfatlarınızı ekleyip sesleneceğim. Zaten zamanla alışırsınız tıpkı benim pala lakabına alıştığım gibi.'' Demişti. Sonra, ön sırada oturan gözlüklü çocuğa dönmüş, masanın biraz uzağında kalmış çantasını göstererek ''Getir bakalım şunu dört göz kertenkele'' diye seslenmişti. Bir an kendisine denip denmediğini anlamak için etrafına bakınan çocuk sınıfta gözlük kullanan tek erkek öğrenci olduğunu anladığında lakabını kabul etmiş, ürkek ve utanmış hareketlerle kalkıp çantasını Pala Tahsin'e vermişti. Çantasını aldıktan sonra teşekkür bile etmeyen Pala Tahsin el hareketi ile çocuğun yerine geçmesi işaret etmiş ve çantasından çıkardığı defterine bir şeyler yazmaya başlamıştı. Üzerimize çökmüş şaşkınlıktan kaynaklı hiçbirimizden ses çıkmıyor, yaşadığımız şeyin ne olduğunu anlayan var mı diye birbirimize bakıyorduk. O sırada oluşan sessizliği Pala Tahsin'in "Bu arada beni şikayet eden dersimden asla geçemez haberiniz olsun" sözleri bozmuş ve o an tüm öğrenciler ile yaptığı yazısız sözleşmeyi bizim sınıfta sessizce kabul ederek kaderine razı olmuştu. Pala Tahsin' de hepimizin gözlerinde bunu görünce ilk derslerini keyifle işlemiş ve zil çaldığında arkasına bakmadan hızlıca sınıftan çıkıp gitmişti. İnci, ise bugünlük derslerin bitmesinden duyduğu büyük bir keyifle "Haydi kızlar" demiş ve en önde tuvalete doğru harekete geçti.

Eylül (BİTTİ)Where stories live. Discover now