B Sınıfı

883 112 64
                                    

Belki yalnız olmamdan belki de ne düşüneceğimi bilmediğimden her gördüğüm şey ile ilgili var olan anılar sürekli aklıma hücum ediyordu. Ne zaman anılardan kurtulsam etrafımı incelemeye devam ediyordum. Gözüme takılan ve çok beğendiğim tarihi bina okulun içinden de dışından olduğu kadar güzel gözüküyordu. Acaba bu güzel bina da derslik var mıydı düşünceleri sarmıştı beni. Cevap için tekrar geçmişe gidip babamın anlattığı anılarından bir şeyler bulmaya çalışmış, laboratuvarların bu binada olduğunu hatırlamıştım. Bir de müdürlerin odaları ile öğretmenler odası buradaydı. Hatta babam herhangi bir sınıftan bahsetmemişti. Sanırım tüm sınıflar diğer binadaydı diye düşünürken "Herkes bir araya toplansın lütfen'' diyen ses ile düşüncelerimden sıyrıldım. Benimle birlikte birçok öğrenci sesin nereden geldiğini anlamaya çalışıyordu.

Okulun dikdörtgen bahçesinin dört bir yanında ki hoparlörler fazlasıyla nizami bir şekilde kurulmuş olacak ki sesin geldiği yönü bir türlü kestiremiyordum. Kendi etrafımda yavaş ve dikkatlice dönerken '' Lütfen sessiz olun'' diyen sesi sonunda dört katlı ve uzun dikdörtgen yapının merdivenlerinin üzerinde bulanan küçük balkon çıkıntısından seslenirken görebildim. Sarı saçları, zayıf ve kemikli yüzü ile oldukça kırılgan gözüken orta yaşlı bir öğretmendi seslenen. Seslendiği bu bina da aynı ilk bina gibi krem rengi idi. Pencereleri ise beyaz pimapendi. Ama ilk bina gibi etkileyici olmaktan çok uzaktı. '' Sessizlik lütfen'' diyen ikinci uyarıdan sonra nihayet dakikalardır olan uğultu azalmaya başlamış, tamamen bittiğinde sessizliğin güzel havası okul bahçesini sarmalamıştı. Oysaki ilk başta ki çılgın uğultu bana oldukça anlamsız gelmişti. Şu an herkes ilk sınıftı. Herkes böylesine ne ara kaynaşmıştı. Ya da insanlar kaynaşırken ben görünmez miydim bilmiyordum. Çünkü hiç kimse benimle tanışmak için bir hamle de bulunmamıştı. Gerçi bir geçmişe bir şimdiye gelip giden aklım sayesinde birileri hamle yapsa bile fark etmemiş olmam büyük bir olasılıktı. Şimdi binayı bırakıp etrafıma daha dikkatli bakınca sol tarafta okulun en popüler olacağı belli birbirinden güzel kızların toplanmış çoktan birbirlerini tanıyor gibi sohbet ettiklerini fark ettim. Belki bir kaçı birbirini tanıyordu ama birçoğunun birbirini daha önceden tanımadığına emindim. Biraz ilerilerinde yine birbirlerini daha önce tanımadıklarına yemin edebileceğim bir grup yakışıklı çocuk sohbet ediyordu. Tabi bu iki grup ayrı ayrı sohbet ederken bile birbirleri ile çoktan gözleri ile sözleşmişlerdi. Şimdi sadece en popüler çift kim olacaktı hep beraber onu bekleyecektik. Nerede görülmüştü ki çirkin bir kızın okulun en yakışıklısı ile birlikte olduğu. Ya da nerede görülmüştü güzel ve popüler bir lise kızının çirkin bir erkek öğrenci ile birlikte olduğu? Ancak Amerikan dizilerinde iddia ile olurdu böyle şeyler. Sonrasında da çift birbirine aşık olur sonsuza kadar mutlu yaşarlardı. Ama bu gerçek dünya idi. Burada işler böyle yürümezdi.

Peki ya ben herhangi bir grupta olacak mıydım? Ya da olacaksam hangi grupta olacaktım? Güzeller grubu olur mu diye hiç sorgulamadım bile. Çünkü o grupta sadece çantalarını taşır ya da ödevlerini yapardım. Biraz ileride uzun boylu ve fit vücutlu kızlı erkekli bir grup vardı ve büyük ihtimal ile sporculardı. Onların arasında olmam için de yirmi santim daha uzun ve beş on kilo kadar zayıf olmalıydım. Zira bu halimle onların da en fazla sırtlarına havlu koyardım. Hoş o da sırtlarına ulaşabilirsem olurdu. Aslında benim yerim belliydi. Okulun çalışkan öğrencilerinin oluşturduğu inekler grubunda olmalıydım. Ama onlarda en asosyal grup olduğu için henüz görememem çok ama çok normaldi.

''Beni dikkatlice dinleyin. İlk önce sınıfın hangi bina da olacağını söyleyeceğim. Ardından sınıf harfini ve sınıfta olacak öğrencilerin adını okuyacağım." Harika bir haberdi bu. Çok beğendiğim ilk binada sınıf olduğu anlamına gelirdi. Ve biraz şansım varsa o binada olabilirdim. Bildiğim tüm duaları hız kesmeden içimden tekrar tekrar okudum. İlk sınıf olan A sınıfı ilk binada idi. İsimleri okundukça çığlık çığlığa sevinenler ve birbirine sarılanlar vardı. Biz de Elif ile hep aynı liseye gitmenin hayalini kurmuştuk ancak babam yüzünden bu hayalimizi gerçekleştirememiştik. Eğer bu hayalimizi gerçekleştirebilseydik ve aynı sınıf için isimlerimiz okunsaydı biz de çığlık çığlığa birbirimize sarılırdık buna eminim.

Eylül (BİTTİ)Where stories live. Discover now