Neler oluyor ?

385 55 13
                                    

Belki bir mucize olur, rüyamda gördüğüm o güzel kızı ayna da görürüm diye içimden dualar ederken yavaş adımlarla aynanın karşısına geçtim. Gözlerim sımsıkı kapalı, dilimde bildiğin tüm dualar tekrar tekrar dönüyordu. Sanki gözlerimi ne kadar yavaş açarsam o kadar güzelleşecektim. Kaç defa tekrar ettiğimi sayamadığım duamı bitirince derin bir nefes aldım. "Lütfen allahım, lütfen güzelleşmiş olayım" diyerek çok yavaş bir şekilde gözlerimi açtım. Ama değişen hiç bir şey yoktu. Üstelik bütün gece yatakta oradan oraya dönmemden kaynaklı olarak saçlarım karman çorman olmuş, korkunç gözüküyordu. Yine de aynanın karşısından çekilmektense saçlarımdan itibaren ayak parmaklarıma kadar kendimi inceledim. Aslında, rüyam da beni yerden yere vuran Burak'ın söylediği kadar çirkin gözükmüyordum. Hatta saçlarımı güzelce şekillendirdikten ve rimelle sarı kirpiklerimi belirgin hale getirdikten sonra kendimi güzel bulduğum zamanlar bile oluyordu. Bazen de fazlası ile abartarak kendimi anneme benzettiğim bile oluyordu. Ancak bugün o günlerden değildi. İçimdeki heyecana rağmen umutsuzluk duygusu daha baskın geliyordu. Saçlarımı güzelce şekillendirmek yerine tarağıma sıktığım sprey ile isyan eden her bir teli yatıştırmış ve sımsıkı bir at kuyruğu yapmıştım. Çoğu zaman at kuyruğu yapmak, yüzümü ön plana çıkardığı için hoşlanmadığım bir saç şekli olsa da şekil vermediğim nadir zamanlarda söz geçirebildiğim ve en az kötü olan modeldi benim için. Sarı kirpiklerimi de çok az rimelleyip gözlerimi ön plana çıkarmak yerine tüm doğallığım ile kalmayı tercih etmiştim bugün.
Kahvaltı sofrasında, alışık olmadığım şekilde tek kelime bile konuşulmamıştı. Oysa her sabah evin en neşelisi babam bir anneme bir bana takılır, bizi kazdırmaktan büyük keyif alırdı. Şimdiyse kimse tek kelime konuşmuyordu. Özellikle ben yokmuşum gibi davranmaya devam ediyorlardı. Sanırım bu zamana kadar onları hiç bu kadar kızdırmamıştım.
Kimse konuşmadığı için her zamankinden daha hızlı kahvaltılar edilmiş, ilk olarak işe gitmek için babam arkasından da okula gitmek için annem ve ben evden çıkmıştık. Dün gece radyoda çalan şarkılar ile dilek oyunu oynayamadığımdan bugün arabalar ile oynamaya başladığımda sonuç pek iç açıcı olmasa da iyi düşünmeye çalışıyor ve her seferinde baştan dilek tutuyordum. Ancak yürüyerek kolaylıkla gidebildiğimiz bu mesafede arabada sadece beş dilek oyunu oynayabilmiştim. İlkinde beni geçen araba beğendiğim bir araba olursa İnci, Burak ile konuştu demiş eski püskü bir araba yanımızdan geçince bu sayılmaz yanlış şekilde diledim demiştim.
İkinci dileğimde, Burak'ın sevgili yok ise kötü bir araba geçecek yanımızdan demiş ama son model, siyah ve çok beğendiğim bir araba yanımızdan geçince sinirlenip sağlama yapacağım bu sefer de yanımdan iyi araba geçerse Burak'ın sevgilisi var demiş ve iyi araba geçince gözlerim dolar gibi olmuştu. Bu son diyerek tuttuğum dilek, Burak ile İnci konuşmadı ise içimden ona kadar sayacağım ve yanımızdan araba geçmeyecek olmuş araba geçmeyince üzülmüş ve bugün güzel bir şey olmayacaksa yanımızdan beyaz bir sedan geçsin demiş ve cümlemi tamamlamadan yanımızdan beyaz bir sedan geçince, lanet olsun böyle oyuna diyerek bırakmıştım.
Okulun önüne geldiğimizde "Çıkışta oyalanma Eylül. Burada bekliyor olacağım" diyen annem arabadan inmemiş hatta yüzüme bile bakmamıştı. Daha ne kadar böyle davranacaklar diye düşünmeye yeni başlamıştım ki yolun karşısından gelen Burak'ı görünce aklımda olan her şey uçup gitmişti. Ona görünmeden biran önce İnci'yi bulmalı ve ne olduğunu öğrenmeliydim. Ancak panik ile arkamda duran kişiyi görmemiş ve hızla çarparak yere düşmüştüm.

Eylül (BİTTİ)Where stories live. Discover now