Güvenmekten vazgeçme

404 53 32
                                    

          Tüm gün uzaktan uzağa İnci ve Burak'ın birbirleri ile konuşmalarını ve şakalaşmalarını izlemek ve bir türlü yanlarına gidememekten öyle çok üzülmüştüm ki kendimi fazlası ile yorgun hissediyordum.  Son dersten çıktığımızda annemin dışarıda bekliyor olduğunu bildiğimden hızlıca toparlanmaya çalışsam da bir yanım İnci'nin yanına gitmek istiyordu. Tüm gün her teneffüste Burak yanına gitmişti. Bir şekilde benimle ilgili bir şeyler söylemiş olmalıydı. Telefonum ve diğer iletişim cihazlarıma da el koyulduğu için öğrenemeyeceğimden annemi bekletmeyi seçerek İnci'nin yanına geçtim. Ancak Burak yine İnci'nin yanına gelmiş ve "Hadi çabuk ol.  Dışarıda bizi bekliyor." diyordu.

Okulun başından beri yüzünde görmediğim keyifli bir ifade ile karşımızda duruyor ve tam İnci'nin yanında duruyor olmama rağmen ben yokmuşum gibi davranmaya devam ediyordu.  Ama kararlıydım. Bu sefer İnci ile ben konuşacaktım ve Burak efendi bekleyecekti.


" İnci, beş dakika konuşabilir miyiz?"
" Kuzum sonra konuşuruz. Benim şimdi çıkmam lazım." diyerek hızlıca siyah çantasını koluna takmış ve Burak'ın koluna girmişti.
"Kim bekliyor İnci?"
"Burak'ın abisi" demiş ve sadece benim görebileceğim şekilde muzip bir gülümsemeyi yüzüne takıp göz kırpmış sonra da kalçasını kıvıra kıvıra hızlıca uzaklaşmıştı.

Arkasından öylece bakakalmıştım. Selin'in "Eylül, hadi çıkalım." demesiyle kendime gelmiş Selin'in uzattığı koluna girerek sınıftan çıkmıştım.

"Ah, Eylülcüğüm. Tabi sen hiç bir şeyi bilmiyorsun. Bir günde çok şeyler değişti." diyen Yeliz'in  yanımda yürüdüğünü o an fark etmiştim.  Kafasını telefondan kaldırmadan konuşmaya devam eden Yeliz, bir yandan da telefonunda bir şeyler bulmaya çalışıyordu. Ben şaşkın şaşkın bir Selin'in bir de Yeliz'in yüzüne bakarken Yeliz sonunda ekranı yüzüme tutmuş, " Bak! İnci'nin İnstagram takipçi sayısı bir anda nereden nereye geldi. Meğer Burak'ın abisi İnstagram fenomeniymiş. Dün okul çıkışı Burak'ın bizimle kafeye geleceğini bilmediğinden onu almaya gelmiş ve sonra planı duyunca bize katıldı. İnci ile de pek alakadar olmuş. Bir iki fotoğraf ve etiketleme ile de İnci de bu takipçi sayısına ulaştı ve Eren tarih oldu."

"Nasıl yani? Sırf fenomen birisi için sevgilisinden mi ayrıldı bu kız?
"Evet. Bunun için ayrıldı. Ve şimdi sözde istemiyor gibi yapıyor ve Burak'ta abisi yüzünden İnci'yi tüm gün ikna etmeye çalıştı."
"Peki neden bana bunu anlatmak için bu kadar beklediniz?" diye sorarken hayal kırıklığı içinde sitem etmeye hazırlanıyordum ki Selin "O kadar kötü gözüküyordun ki bir türlü söyleyemedik. Ben yine söyleme taraftarı değildim. İnci söylesin istiyordum ama Yeliz tutamadı çenesi" demiş ve gözlerini kısarak bakmıştı Yeliz'e.

Omuzlarını silkerek ve dudaklarını bükerek cevap veren Yeliz başka bir şey söylemeden el sallayarak sevgilisinin yanına gitmişti. Ben de okul kapısının biraz ilerisinde bekleyen anneme doğru giderken Selin'e de bizle gelmesini teklif etmiştim ancak yürümek istediğini söyleyen Selin'e ısrar edememiştim. Sanırım yine evde problem yaşıyordu ve yalnız kalmak istemişti.

          Yoğun ve oldukça yıpratıcı geçen bu okul gününden sonra arabanın siyah deri koltuğuna kendimi attığım gibi uyuyakalmış " Eylül kalksana, iki dakika da nasıl uyudun sen böyle" diyen annemin sesi ile uyanmıştım. Arabadan başlayıp evin kapısına kadar devam eden bir neyin var sorgusunu geçiştirmek için bir şeyler gevelemiş sonra da uyumak istiyorum diye kendimi hızlıca odama atmıştım. Odanın sessizliği kapısını açtığım gibi yüzüme tüm soğukluğu ile çarpmıştı. Bu sessizlik can sıkıntım ile birleşince daha da büyümüş ve beni sarıp sarmalamıştı.  Sanki damarlarımda akan kanın rahatsız edici sürtünme sesleri kulaklarımda çınlıyordu. Daha fazla dayanamayacağını düşünerek radyomu açmak için bilgisayarıma doğru yöneldiğimde annemin el koyduğunu hatırlayıp pencereme yöneldim. Penceremi açtığımda, şehrin tüm sesi odama doluşmuştu. Trafikteki arabaların homurtuları, birbirine kızan şoförlerin kornalı tacizleri, sokağın başındaki küçük köpekle oynayan küçük çocukların şen kahkaları birbirine karışıyor, odamın her bir yerinde geziniyor ve sonra çıkıp gidiyor beni yine yalnızlığım ile baş başa bırakıyordu.

Eylül (BİTTİ)Where stories live. Discover now