basketbol takımı

449 64 44
                                    

          Ve seçenek sunulsa hiç düşünmeden yine seçeceğim ailem sayesinde hayata bir çok kişiye göre önde başladığımı biliyordum. O gece şehrin, binlerce ışıktan oluşan manzarasını odamdan içeriye dolduran penceremin önündeki masama oturmuş, dans eden ışıkları radyomun büyülü sesi eşliğinde izliyordum. Sanki ışıklar her çıkan şarkıya eşlik ediyor manzarayı benim için daha da güzelleştirmeye çabalıyorlardı.
Birbiri ardına çalan güzel şarkılar tuttuğum her dileğin, oyunuma göre gerçekleşeceğini işaret ediyordu. Bu güzel ambiyans, her duyduğumda değiştireceğim dediğim ama tembellikten yapmadığım telefonumun sesi ile bozulmuştu. Bir kez daha değiştirmeyi düşünürken ters duran telefonumu elime alıp ekranı çevirdim.

WhatsApp'ta kız kuruları grubuna ait bildirim gözüküyordu.

İnci: Kızlar yarın bizim okulun basket takımı şehre dönüyormuş. Çok zor bir galibiyet almışlar. Senelerdir yenemedikleri bir takımı yenmişler. Bu yüzden karşılama yapılacakmış. Lakin  on birler ve on ikilerden oluşan bir grup gidecekmiş.

Yeliz: Aaaa biz niye gidemiyoruz?

İnci: Çünkü biz sabahçıyız ve öğlencilerden oluşan ekip, okul öncesi karşılayacakmış.

Yeliz: Hadi ya, çok eğlenceli olurdu gitseydik.

İnci: Gideceğiz zaten.

Selin: Nasıl gideceğiz?

Ben: Evet nasıl olacak o?

İnci: Okuldan kaçacağız.

Ben: Hayatta olmaz.

Yeliz: Ben kaçarım.

Selin: Ben de kaçarım.

İnci: Ne demek kaçamam? İtirazınızı görmüyorum bile Eylül hanımcığım. Yarın kaçıyoruz o kadar.

          Hayatımda ilk defa okuldan kaçma düşüncesi beni oldukça heyecanlandırmış ve babam ile Ali amcanın macerası aklıma gelince kendimi gülmekten alamamıştım. Ne kadar İnci'ye hayır desem, benim adıma karar almış olmasına kızsam da yarın okuldan kaçacağımı biliyordum. Annem ile babama karşı biraz vicdanım sızlasa da heyecanım sızlayan vicdanımın yanında çok daha büyüktü. Nasıl kaçarız, neler olur diye kafamda planlar kurarken uyuya dalmış, çalan alarmın sesiyle büyük güne uyanmıştım. Hızlıca hazırlanıp kızlarla tost yemek için sözleştiğimiz yalanını söyleyerek evden çıkmıştım. Aksi takdirde heyacanımın beni ele vereceğini biliyordum.

        
          Okulun olduğu sokağın köşesinden dönerken titreyen ayaklarıma hakim olmaya çalışıyordum. Benim için ne kadar büyük ve heyecanlı bir olay olsa da kızlar için aynı anlamı ifade etmediği çok açıktı. Onlar gibi olmadığım gerçeği hayalet gibi etrafımda dolanırken bir de bunu bir cisme büründürmeyi hiç istemiyordum.

İnci, sevgilisi Eren, Yeliz ve Selin okul kapısının önünde heyecanla konuşuyorlardı. Onlara doğru yaklaşırken beni fark eden İnci elini havaya kaldırmış bileğinden bükerek aşağı yukarı sallamaya başlamıştı. Adımlarımı hızlandırarak yanlarına geldiğimde, İnci '' İşte tamamız." diyerek havada duran eli ile omuzumu sarmış ve onlarla birlikte kaçacağımdan emin tavrı ile "Eylül'cüğüm karşılama ekibi gelince aralarına karışıp otobüse bineceğiz. Eren, bize okul takımının atkılarından ayarlamış. Sessizce bizi takip etmen yeterli'' diye bir çırpıda anlatmıştı. Karşılama ekibini beklerken, dün akşamüstü mutsuz bıraktığım Selin'in nasıl olduğunu sormak istemiştim. Ama durumunu benden başkası ile paylaşıp paylaşmadığını bilmediğimden rahatça konuşabilmek adına tost alma bahanesi ile diğerlerinin yanından koparmış, büfeci Hüseyin amcanın yanına götürmüştüm.

Eylül (BİTTİ)Where stories live. Discover now